BEDEL 64 *YENİ BİR BAŞLANGIÇ*

69.7K 3.5K 381
                                    

En büyük hayalimi de elimden almışlardı. Oysa ki ne çok isterdim anne olmayı. Kadına, hatta insanlığa verilen en büyük nimet annelikti ve ben bundan mahrum kalacaktım. Güneş'im solduktan sonra bir daha cesaret edemezdim anne olmaya. Ben iyi bir anne olamazdım.

Arafta kalmak ne kadar zordur. Bir yanım mutluluğu ararken bir yanım yangınlardaydı. Bir yanım cenneti arzularken yüreğime düşen ateş bana dokunanı da yakıyordu.

Ömer çıktıktan sonra banyoya girip yüzüme soğuk su çarparak ferahlamaya çalıştım. Duvarlar yine üstüme üstüme geliyor, boğuyordu beni. Banyodan çıktığımda odamda Gülsüm anayı görmeyi beklemediğim için şaşırdım bir anda.

"Duyduklarım doğru mu? Çocuğun olmayacak mı bir daha?"

Söyledikleriyle neye uğradığımı şaşırmıştım. Nerden duymuştu ki? Ömer hemen gidip anlatmış mıydı yoksa? Bu kadar çabuk mu yetiştirmişti.

"Sen nerden duydun?"

"Sesiniz evde yankılandı duymayan kalmadı. Neler oluyor Elif? Kendinize gelin artık."

Sesinin sertleşmesiyle iyice gerilmiştim.

"Evet çocuğum olmayacak artık. Birine sahip çıkamadığım için Allah beni böyle cezalandırdı."

Sesim boğuk çıksa da ağlamıyordum. Buna rağmen Gülsüm ananın sesi yumuşamıştı.

"O nasıl söz öyle. Sen inançlı güçlü bir kadınsın. Böyle şeyler düşünmek senin gibi birine yakışmıyor."

" Benden ne anne olur ne de Ömer'e eş. Çocuk istemiyorum artık. Tedavi olmayacağım. Yüreğim çocuk hasretiyle kavrulsa da sırf bu aileye torun vermek için kendimi feda etmem artık."

"Peki ya Ömer? Onu başkasıyla paylaşmaya hazır mısın? Senin doğurmak istemediğin çocuğu doğuracak birini getirecekler bu eve. Sen de..."

"Bende bunu istiyorum. Bana gitmek için bahane olacak. Ömer'i de yeni karısıyla, yeni hayatıyla başbaşa bırakıp gideceğim. Biz birbirimize iyi gelmiyoruz. Çok yıprattık birbirimizi. Belki benim veremediğim huzuru başkası verir ona. Dayanamıyorum artık. Kurtulmak istiyorum burdan. Ömer her evden çıktığında o kadına mı gitti diye düşünmekten yoruldum. Çıktı gitti işte. 'Beni ona sen gönderiyorsun.' Diyerek çıkıp gitti."

Lafımı bitirmemle kolumdan tutup beni balkona çıkardı. Başıyla işaret ettiği yere baktığımda çardakta oturan Ömer'i gördüm. Başını eğip iki elinin arasına almış halde oturuyordu. Yüzünü göremesem de gerginliği duruşundan belli oluyordu.

"Kocan orda işte. Yeter artık toparla kendini. Ömer de senin kadar yıprandı farkında değil misin? Dünya sadece senin etrafında dönmüyor. Kendinden başka kimseyi düşünmüyorsun. Kocanı kuma almaya itiyorsun. Bu eve başka bir kadın gelirse ne olur biliyor musun? Ömer ona sadece çocuk için yaklaşacak. Sen de odanda oturup kocanın senin yanına gelmesini bekleyeceksin. Herkese yazık edersin ama bunu anladığında iş işten geçmiş olur."

Ağzımı açacakken sözümü kesip konuşmaya devam etti.

"Bu evden gitme hayalleri kurma. Gidilebilseydi önce ben giderdim. Nereye gitsen Ömer gelip bulur seni. Bak daha çok gençsin. Şimdi acın hala taze ama ilerde bu yaptıklarına pişman olursun. O zaman çok geç olur."

Gözlerim Ömer'e takılı kalmışken kapının kapanmasıyla Gülsüm ananın odadan çıktığını farkettim. Onların yaşadıklarını düşündüm. Bir adama ait iki kadın vardı bu evde. Bekir ağa çoğu zaman Sultan ananın yanında yatıyordu. Gecelerce kocasının onun yanına gelmesini beklemişti. Peki ya Sultan ana? Kocası diğer odada başka bir kadının kollarındayken yüreği nasıl dayanıyordu.

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin