BEDEL 23 *İFTİRA*

102K 4.2K 225
                                    


On dakika süren yolculukta ikimiz de ağzımızı açıp tek kelime konuşmamıştık.

Konağa yaklaştığımızda hızla girdiği dar sokakta sinirle kornaya basmıştı. Başımı kaldırıp yola baktığımda  ilerde muhabbet eden gençlerin kenara kaçtığını gördüm. Ömer ise hızını hiç azaltmadan yola devam ediyordu. Gençlerin yanına ulaştığımızda biri kaçmakta geç kalmıştı.
"Yavaş!" Diye çığlığı basmamla gence yandan çarpmıştı. Gencin yere yuvarlanmasına rağmen hiç birşey olmamış gibi yoluna devam ederken korkuyla bir Ömer'e bir de arkamızda kalan gence baktım. Arkamızdaki Serhat'ın kullandığı  araba yaralı gencin yanında dururken Ömer sokağı dönmüştü. Bir an frenlerin tutmadığını düşünüp panik yapsam da konağın önünde durunca rahatlamıştım.
Bu adam tam bir psikopattı bunu şimdi daha iyi anlamıştım. İlk defa ondan bu kadar korkmuştum.

Konağın arka kapısından girerek park ettiği arabadan inmiş, kapımı açarak kolumdan tutup arabadan indirmişti. Hızlı adımlarla dışardaki merdivenlerden yukarı çıkarken ben de kolumdan tuttuğu için koşarak peşinden sürükleniyordum. Odaya girdiğimizde beni içeri fırlatmış yere kapaklanmıştım.

Otogardan beri avucumda sıkıca tuttuğum bilet başka bir yere savrulmuştu. Eğilip yerden aldığı biletin kırışıklığını açıp baktıktan sonra yanıma çömelip başımın arkasında topladığım saçımı avucunun içine almış, çekiştiriyordu. Bileti gözümün önünde sallayarak haykırmaya başladı.

"Nereye kaçıyordun lan nereye?"

Canımın acısından "Aahh" diye bağırıp saçımı elinden kurtarmaya çalışmamla kafamı sertçe itip yere çarpmıştı.

"İstanbul dururken Samsun'da ne işin var lan? O şerefsize mi kaçıyordun?"

O şerefsiz? Yoksa Fatih'ten mi bahsediyordu? 

"Tabi canım, sevgilime kaçıyordum. Ben de senin gibi evli olduğumu düşünmeden sevgilimle gönül eğlendirecektim."

Alay etmek için böyle konuşuyordum. Bu zamana kadar beni tanımıştı zaten. Böyle birşey sorması bile saçmalıktı. Madem bunu sormuştu, alacağı cevaba razı olacaktı.

"Lan sen böyle kahpe biri miydin? Nasıl yaparsın bunu?"

Öfkeyle haykırırken elinde tuttuğu saçımı bütün hırsıyla çekmeye başlamıştı. Sözlerimi ciddiye almış olamazdı. Bana böyle yakıştırmalar yapamazdı. Suçlu gibi eğdiğim başımı hışımla kaldırıp yüzüne baktım.

"Sözlerine dikkat et. Benim sevgilim yok anladın mı yok. Başkasına gidecek kadar haysiyetsiz olsaydım buraya gelmeden önce giderdim. Ben senin gibi iki kişiyi kullanacak kadar adi değilim."

Acı içinde haykırırken suratıma inen tokatla sendeledim. Daha onun şokundayken daha sert bir tokat geldi. Bu kez gözüme ve burnuma çarpmıştı. Burnumdan akan kanla yere çökmüştüm. Bu adamda acıma duygusu yoktu.

"Şimdi sana gününü göstereceğim. Sabretttim diye yüz buldun. İlk günden sana haddini bildirmem lazımdı. Bugün bu iş bitecek."

Kolumdan tutup beni yatağa yatırarak dizlerimin üzerine oturup kıyafetlerimi çıkarmaya başlayınca korkudan titremeye başlamıştım. Onun olmaya kendimi hazırlayacaktım ama böyle değil. Şu durumdayken alamazdı ilkimi.

"Yapma ne olur." Diye gözlerinin içine bakarak yalvarırcasına konuşmam kâr etmemişti. Bu saatten sonra Ömer'e karşı koyamayacağımı bilecek kadar tanıyordum Ömer'i. Ellerimle gözlerimi kapatmış, bir an önce herşey olup bitsin istiyordum.

               ***

Üzerimden çekilip yanıma uzandığında bacaklarımın arasından akan kanla acı içinde kıvranıyordum. Neden kendimi ona teslim etmiştim ki? Neden direnmemiştim. Uzandığım yerde bacaklarımı karnıma çekerek iki büklüm olmuş canımın acısından inliyordum.

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin