BEDEL 1 *KESİTLER*

316K 5.2K 921
                                    

بسم الله الرحمان الرحيم

(BÜTÜN BÖLÜMLER DÜZENLENDİ)

Bu bölümde hikayemden özetler içeren kesitler paylaştım. Beğenerek okuyacağınızı umuyorum.

Kesitleri okumak istemeyenlerin alt kısımdaki koyu tonda yazılı açıklama kısmını okumasını rica ediyorum.

İnstagram sayfamız "wattpadyazani"

***

"Seni istiyorlar BEDEL olarak."
Amcamın bu her şeyi özetleyen sözü beynimde defalarca dönmeye başladı. Ne de kolay söylemişti tek nefeste. Amcam konuşmaya devam ediyordu ama ben hiçbirini duymuyordum. Kulağımda hep aynı söz çınlıyordu. "Seni istiyorlar.. Seni istiyorlar.. Bedel... Bedel... Bedel."


***

"Gel gidelim buralardan. Kimse bizi bulamaz. Zorla verdiler seni biliyorum. Hiç birşeye mecbur değilsin. Bırak başkası için yaşamayı. Sadece ikimiz olalım."
Elimi uzatmak istedim. "Götür beni buralardan." Demek istedim. Onla gidip herşeyi, herkesi arkamda bırakmak, sadece kendim için yaşamak istedim. Ama bu mümkün değildi. Mutluluğum Fatih'in yanındaydı fakat ben, beni yok sayan, sevmeyen bir adama mecbur bırakılmıştım.

***

Belki aylarca yıllarca belki de hiç göremeyecektim ailemi. Annem dayanabilecek miydi buna?
Annemin şefkat dolu göğsüne sığındım. Kollarını sardı boynuma. Çok sarmadı beni. Belki çok sarsa bırakamazdı artık. Bundan korkuyordu.
"Rabbime emanet ol kuzum." Sözleri zor çıktı dudaklarından. Alnıma bir öpücük kondurdu duvağımı yüzüme kapatırken. Dizlerim artık beni taşıyamaz hale gelmişti.
"Bırakmayın beni nolur göndermeyin. Gitmek istemiyorum. Yalvarırım engel olun."
Feryat ediyordum fakat kimse duymuyordu sessiz çığlığımı.

***

"Ömer niye senle evlenmeyi kabul etti bir düşün bakalım."
Bu soruyu daha önce defalarca düşünmüştüm. Ama cevabı Kasım'dan mı öğrenecektim. Hayır bunu Ömer'e soracaktım. Ondan öğrenmeliydim.

***

Ömer'in sert tokadını suratıma yememle yere kapaklandım. Elimi yanağıma götürmüş, daha tokadın şokunu yaşarken saçıma yapıştı eli.
"Lan haddini bil. Sen kim oluyorsun da karşımda böyle havlıyorsun. Lan ben seni Kasım'ın elinden kurtardım daha ne istiyorsun?"
Kasımdan kurtarmıştı ama daha kötü bir ateşe düşürmüştü beni. Evliliğimin ilk gününde dayak yemiş üstelik şimdiden kumayla tehdit edilmiştim. Kendi hatasının bedelini bana ödetiyordu. İkinci kez başkasının bedelini ödüyordum.

***

"Elif hanım, bakın çok kötü birşey yaşamışsınız. Çok kötü şiddet görmüşsünüz. Bunu size kim yaptıysa cezasını çekmeli. Korkmayın. Bu sizin utancınız değil. Size birşey yapamazlar."

***

"Bu ikinci kaçışın oldu. Bir daha benden habersiz bu evden dışarı adım atarsan cesedini götürüp ailenin önüne atarım. Benden izinsiz nefes bile almayacaksın bu evde anladın mı."
Canımın acısıyla saçımı elinden kurtarmaya çalışırken daha fazla acıtmak için saçımı eline dolamış nefesini yüzümde hissettirerek haykırıyordu.
"Anladın mı dedim."
"Öldürsene hadi, yeter öldür artık. İstersen cesedimi köpeklere yem et ama kurtar beni bu azaptan."

***

Telefonun kapanma sesiyle kendimi toparlayıp elimi Fatih'in elinden çekmeye çalıştım ama öyle bir sıkıyorduki çekmem mümkün değildi. Elinin sıcaklığı elimi sarmıştı. Ateş gibiydi eli ateşti benim için. Beni yakacak bir ateş. Telaşla etrafıma bakındım. Ömer'in gelmesi an meselesiydi. Daha iki gün önce onu etrafımda görürse öldüreceğine yemin etmişti. Ömer boşa laf etmez, dediğini yapardı. Şuan sadece ölmek istiyordum. Ömer gelir de beni bu halde görürse tek yapacağı şey beni öldürmek olsun. Onun dışında başıma gelecek herşey ölümü aratacaktı bana.

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin