BEDEL 29 *MESAFELER*

107K 4.1K 272
                                    

Multimedya: ÖMER

Ömer banyoya girdiğinde çok canım yanıyordu. Ona karşı koymadığım için pişmandım. Bana dokunmasına tahammül edemezken kendimi teslim etmiştim ona. Zamanla alışır mıydım? Belki.. Ama bu hep yüreğimde bir yara olarak kalacaktı.

Ömer yatağa girince onla gözgöze gelmemeye çalışarak banyoya girdim. Vücuduma akan soğuk su biraz olsun ferahlatmıştı beni.

Yatağa girerken Ömer'in uyuduğunu farkettim. Arkamı dönüp uyumaya çalışırken belime dolanan kolları aniden irkilmeme sebep olmuştu.

"Bana dönsene karıcığım." Demesiyle kendimi geri çekip kollarından kurtulmaya çalıştım.

"Bu gece rahat bırak beni ne olur. Nefes almama izin ver."

Belimdeki elini çekince şaşırmıştım. Ve ona sırtımı dönmeme izin vermişti. "Evlenince asla eşime sırt dönüp uyuyamam." Diye düşünürdüm bekarken. Ama herşey çok farklı oluyormuş zamanla.

Sabah ezanına kadar uyku girmemişti gözüme. Ömer ise geç de olsa uyumuştu. Ömer uyuyunca yüzümü döndüm ona. Pencereden suzan hafif ışık, biraz olsun aydınlatıyordu yüzünü.

Böyle masumca uyuyan Ömer, o Ömer miydi? Sanki iki farklı adam vardı. Yeri geldiğinde bana hayatı zehir eden, yüreğinde sevgiye yer olmayan, beni sadece yatakta sevebilecek biriydi.

Bazen de bana tatlı dille yaklaşan, bana bakınca gözleri parlayan, bütün mutlulukları bana yaşatacak bir adam oluyordu. Sert karakterinin altında sevecen bir kalbi vardı.

Ben ikinci Ömer'i istiyordum. Beni gerçekten sevse, ona canımı bile verebilecek kadar severdim. Çok şey değildi istediğim. Öyle süslü laflar istemiyordum. Samimi bir sevgi yeterdi benim için.

Yüzünü seyrederken düşüncelere daldım. O kadından vazgeçip bana gelse herşeyi unutup sil baştan başlardım. Severdim zamanla. Yüreğimin yangını dinerdi elbet ama bu Ömer'in elindeydi. Yine de ben bazı şeyleri unutmuş gibi yapacaktım. Çünkü biliyordum başka çarem olmadığını. 

                   ***

Kapının çalmasıyla uyandığımda saat ona yaklaşıyordu. Ömer'in beni saran kollarının arasından çıkıp kapıyı açtığımda Şeymayla karşılaştım. Kahvaltı için çağırmaya gelmişti. Ömer'i uyandırmak için ısrarlı çabalarımla gözlerini hafif aralayıp mızmızlanmaya başladı.

"Oof ne istiyorsun sabah sabah."

"Hadi kalk, kahvaltıya bekliyorlar."

"Acıkmadım daha. Sonra buraya isteriz."

"Ama ben acıktım. İniyorum aşağı."

Kalkacağım sırada kolumdan çekerek engellemişti gitmemi. Kolumdan sertçe çekmesiyle kendi üstüne düşürmeyi başarmıştı.

"Acıktıysan ben varım beni yiyebilirsin."

"Yok, almayayım. Aç karnına dokunur." Dememle gülümseyerek yüzümü seyretti. Kalkmak istesem de izin vermiyordu. Telefonu eline alıp rehberden isim bulmaya çalışırken itiraz ettim.

"Neden aşağı inmiyoruz? Kahvaltı hazır orda."

Telefonla mutfağı arayıp kahvaltı istedikten sonra kollarına sardı beni.

"Dün evlendik. Gece karı koca olduk. Şimdi de evliliğimizin ilk gününü odamızda geçireceğiz."

Gözü bir anda sandığın üzerine koyup duvara dayadığım çerçeveye takılmıştı.

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin