BEDEL 83 *YÜREĞİNE MAHKUM*

56.5K 3K 149
                                    

Ömer.. Ömer neredeydi? Ömer'e ulaşmam lazımdı. Onun bu işle bir ilgisi olamazdı. Bir zamanlar gözünü intikam hırsı bürümüş olabilir ama bunu yapamazdı. Kendini, beni düşünmüyorsa doğacak bebeklerimiz için yapamazdı.

Ekrandaki Fatih'in resmine odaklanmışken aklımda sadece Ömer vardı. Çocukluğumu birlikte geçirdiğim, evlenmeyi düşündüğüm adama ne olduğu umrumda değildi. Bana bunca yaşattıklarından sonra ona karşı nefret bile hissetmiyordum. Sadece Fatih'e zarar verenin Ömer olmamasını diliyordum.

"Bu senin halanın oğlu değil mi?" Diyen Gülsüm anaya boş bakışlarımı çevirdim.

"Ömer.. Ömer yapmamıştır değil mi?" Dememle Gülsüm ana neye uğradığını şaşırmıştı bir anda. Kendini toparlayınca cevap verebilmişti.

"Saçmalama kızım ne alakası var Ömer'le. Konuşmadın mı onla? Neredeymiş?"

"Akşamdan beri ulaşamıyorum. İşi çoktan bitmiş olmalıydı."

"İşi uzamıştır. Bilmez misin sen bu işleri. Ne olacağı belli olmuyor. Hemen neler getiriyorsun aklına. Beni de telaşlandırdın bir anda."

Harun merak edip olayı internetten araştırmaya başlayınca yanına oturup merakla ekrana odakladım. Nihayet kısa süre içinde olayı detaylı yazan bir site bulabilmişti.

"Önceki gün sabah saatlerinde çıkan silahlı çatışmada Fatih Ergin isimli şahıs ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Katil zanlısı ise olay yerinin yakınlarında, elinde suç aletiyle yakalandı. Çatışmanın sebebi soruşturuluyor."

Ekranda vuran kişinin resmini görünce derin bir nefes aldım. Fatih'in babasının düşmanı çoktu. Kendisi babasının karanlık işlerinden nefret ederken, son zamanlarda o da babasının yolundan gitmeye başlamıştı.

"Bak yenge gördün mü abim değilmiş. Hem abimin bu adamla derdi ne ki?"

Harun'un sorusuyla Gülsüm anayla gözgöze geldik. Ne diyeceğimi şaşırmıştım Harun'a. Neyse ki Gülsüm ana ortaya atılıp lafı değiştirmişti.

"Elif, anneni ara bakalım ne olmuş. Belki Ömer oraya da uğramıştır."

Telefonu alıp annemi aradığımda ses tonundan anlamıştım ordaki durumu. Normalde neredeyse hergün annemle konuşurken dünden beri aramalarımı bir bahaneyle cevapsız bırakıyordu.

"Anne, Fatih'ten haberin var mı? Öldü mü gerçekten?"

"Evet kızım. Sen bu olaya çok bulaşma. Zaten halan sizi suçlayıp duruyor."

"Vuran kişi yakalanmış ya. Bizle ne alakası var?"

"Vuran kişi, onu başkasının azmettirdiğini söylemiş."

"Ömer İstanbul'da. Uğradı mı size?"

"Hayır gelmedi. İmkan bulabilirse geleceğini söylemişti ama şimdi gelmesin. Cenaze burdan kalkacak. Halanlar burda sorun çıkarmasınlar."

Annemle bir süre konuştuktan sonra telefonu kapatıp tekrar Ömer'i aradım ama yine ulaşamadım. Aklıma gelen ihtimalleri düşünmek istemiyordum. Sadece ben değil, Gülsüm anada da aynı tedirginlik hakimdi.

Aradan geçen birkaç saatte genelde sessizlik hakim olmuştu ortamda. Harun'un telefonu çalınınca bahçeye çıkıp konuştuktan sonra kapıda belirdi. Yüzündeki endişeli halden, kötü bir haber aldığı belli oluyordu. Gülsüm anaya seslenip kapıya çağırınca engel oldum.

"Neler oluyor Harun? Ne saklıyorsun benden?"

"Merak edecek bir şey yok yenge. Abimi gözaltına almışlar. Avukat haber verdi."

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin