BEDEL 43 *BEBEĞİM*

100K 4.2K 438
                                    

Annem beni koruyamamıştı. Onun gücü yetmemişti buna. Bu yaşıma kadar herşeyden korumuştu, gözünden bile sakınmıştı ama törelere gücü yetmemişti. Ne kadar dirense de beni almışlardı elinden. Ama ben koruyacaktım yavrumu. Bu konağın zalim kurallarına karşı ezdirmeyecektim onu. Gülsüm ananın kaderini yaşamayacaktım. Ömer bana yaptıklarını ona yapamayacaktı. Çocuğumu babasından koruma düşüncesi içimi acıtsa da Ömer onu haketmiyordu.

Doktorun tahlillerime bakarak "Hamilesiniz" dediği o an hayatımın en özel anıydı. Ve ben o mutluluğu tek başıma yaşamıştım. Ömer ağamız yine işinin başındaydı. Hüzün çökmüştü içime. Tıpkı nişanlılık dönemim gibi hamileliğimi de tek başıma geçirecektim. Yine yanımda sadece Gülsüm ana olacaktı.

Oysaki benim hayalimde böyle değildi. Hamileliğimi öğrendiğimde Ömer yanımda olacaktı. "Hamilesiniz" sözünü duyduğumda Ömer de sevincime ortak olacaktı. Elbette o da sevinirdi. Sonuçta devamlı çocuk istediğini belirtiyordu. Oysaki şimdi bebeğimi babasından saklıyordum. Hamileliğime sevinememiştim bile. Bu mutluluğumu da yarım yaşamıştım. Ömer bunu öğrenecekti ama şimdi değil. O beni böyle paramparça ederken ben ona müjde verip sevindirmeyecektim. O bunu haketmiyordu.

Bir yanım hüzünlü olmasına rağmen içimde tarif edemediğim bir mutluluk vardı. Ben anne olacaktım. Mutlu bir evliliğim olmasa da, o evde hergün acı çeksem de bir bebeğim olacağı düşüncesi paha biçilemez bir duyguydu.

Belki de bu bebek sayesinde Ömer kendini düzeltip o kadından vazgeçecekti. Ama ben bunun için o masum meleği kullanmayacaktım. Ömer Sevda'dan vazgeçse de artık eski Elif'i bulamayacaktı. Zaten iki haftadır daha mesafeli davranıyordum ona.

Ömer düzelmeye başladı derken dün gece yine yapacağını yapmıştı. Sevda'nın söylediği sözler hala kulağımda çınlıyordu. Belki o söylemese hiç öğrenmeyecektim birlikte gideceklerini.

Bana vurmasını hala hazmedemiyordum. Evlendiğimiz gün ve sonrasında da bana vurmuştu ama o zaman bu kadar zoruma gitmemişti. O zamanlar, benim yaptıklarım için vurmuştu bana. Ben ise her defasında affetmiştim onu. Ama Sevda yüzünden bana vurmasına tahammül edemiyordum.

Ömer'in gelmesine yakın kendimi toparlayıp aşağı inmiştim. Ömer umrumda olmasa da bu evde akşam yemeğinde herkes sofrada olmak zorundaydı. Aşağı indiğimde Ömer gelmişti. Ben onla ilgilenmesem de onun bakışlarını üzerimde hissediyordum. Sofrada da yanımda oturduğu halde o yokmuş gibi davranıyordum.

"Doktor ilaç vermedi mi sana?"

Ömer'in sorusuna başımı kaldırmadan cevap verdim.

"İlaca gerek yok. Kendimi çok yıprattım son günlerde. Ağır geldi. Biraz dinlensem düzelirim."

                   ***

Aradan iki gün geçmişti. O iki günde ne ben ne de Ömer birbirimizle mecburiyet dışında konuşmamıştık. Konuştuğumuzda da soğukluk vardı aramızda. Ama Ömer benim gibi ters davranmıyordu. Konuşmak isteyip te çekinir gibi bir hali vardı hep. Zaten yemekten sonra odama çıkıp o gelmeden uyuyordum. Odaya geldiğini bile farketmiyordum. O yüzden pek muhatap olmuyorduk birbirimizle.

Yemekten sonra herkes salonda otururken içerde daralmış biraz hava almak için terasa çıkmıştım. Buraya ilk kez akşam çıkıyordum. Bazen gündüz gelip otururdum burda. Kafa dinlemek için birebirdi. Bazen de evdeki kadınlarla oturup çay içerdik.

Teras katına çıktığımda içerden birkaç tane minder alarak yere dizip üzerine uzanmıştım. Gözlerimi gökyüzüne diktiğimde muhteşem bir görüntü sergiliyordu. Sanki elimi uzatsam yıldızlara dokunacaktım. Bir elim başımın altında diğeri ise karnımda öylece derinlere dalmıştım.

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin