BEDEL 74 *AYRILIK*

Start from the beginning
                                    

"Yorma kendini sen. Nasılsa kendi evimize gittiğimizde artık senin yemeklerini yiyeceğim."

Yattığımız yerden evimizle ilgili planlar, hayaller kurmaya başladık. Bizim evimiz olacaktı. Sadece ikimize ait. Sonra kısmet olursa çocuklarımız şenlendirecekti huzurlu yuvamızı.

Evden çıkarken avluda başımı kaldırıp odamıza bakınca balkonda beni izleyen Elif'i gördüm. Arada bir çıkar ardımdan bakardı. Yanıma Serhat'ı alarak Elif'le önceden hazırladığımız ihtiyaç listesini tamamlamaya gittik.

Evlilik yıldönümü için birşey hazırlayamamıştım ama hediyesini vermeliydim. Elif'im sevmezdi öyle pahalı, gösterişli şeyleri.

Birkaç gün önce sipariş ettiğim, üzerinde Elif ve benim adımı osmanlıca yazdırdığım tablo hazırdı. Elif'in bunu gördüğünde çok sevineceğine ve evimizin en güzel yerine asacağına adım gibi emindim.

Telefonum çaldığında Elif arıyor sanmıştım fakat arayan anamdı. Telefonu açtığımda anamın telaşlı sesi endişelendirmişti beni.

"Oğlum.. Elif.." Bir süre sessiz kalışıyla aklıma onlarca ihtimal gelmişti. Konuşmak istiyordum ama dilim tutulmuştu sanki o an.

"Elif gitti oğlum."

Bu sözü duyduğum an aklıma gelen tek şey Elif'in sözleri olmuştu.

"O kadın bu eve geldiği gün ben giderim."

Olabilir miydi? Neden aklıma ilk bu gelmişti ki. Gidemezdi.. Sevda gelemezdi çünkü. O düşünceyi kafamdan def edip toparladım kendimi.

"Nereye gitti ana? Bana birşey demedi."

"Bilmiyorum Ömer bilmiyorum. Sevda geldi elinde rapor vardı. Çocuk seninmiş. Bu eve yerleşeceğini söyledi. Sonra baktık Elif yok, gitmiş."

Olamaz.. Böyle birşey mümkün değil.. Elif gidemezdi.. Ben Sevda'nın sahte rapor çıkarma ihtimaline karşı önlem almıştım.

"Elif nerde ana? Nasıl izin verirsiniz gitmesine?"

"Biz görmedik oğlum. Odasına gittim yoktu. Telefonunu da almamış..."

Telefonu hırsla fırlattım yere. Elif'i bulmam lazımdı. Gidemezdi. Başkasına inanıp beni terk edemezdi. Sinirden direksiyonu yumruklayıp bağırıyordum. Serhat bileğimden tutup zaptetmeye çalışınca elimin acısını hissetmeye başlamıştım.

Kendimi toplayıp düşünmeye çalıştım. Nereye gidebilirdi bu durumda? Tabi ki ailesinin yanına.

Arabayı otogara doğru sürmeye başladım. İlk kaçtığı zaman aklıma ilk gelen yer otogardı ve yanılmamıştım. Havaalanına gidecekse de ordan servislere binecekti.

Otogara girdiğimde hareket etmek üzere olan otobüsü durdurup gelen itirazlara aldırmadan içini aramaya başladım. Fakat baktığım hiç bir yüzde Elif'im yoktu. Hayal kırıklığı içinde otobüsten inince Serhat geldi yanıma.

"Bürolarda da yok. Sordum, bilet almamış."

"Nerde bu nerde?" Diye bağırınca Serhat kolumu tutup sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Sen burda bekle. Ben havaalanına gidiyorum." Dememle Serhat engel olmuştu.

"Ben onu bulurum. Şimdi birkaç adam gönderirim havaalanına. Buraya da birilerini çağırırım. Sen eve git Sevda meselesini hallet. Elif gelene kadar Sevda'yı gönder."

"İstanbul'a haber gönder, ordaki havaalanına da birilerini yönlendir."

"Tamam ben hemen ilgileniyorum. Her yerde aratacağım onu. Sen evle ilgilen."

BEDELWhere stories live. Discover now