BEDEL 73 *GİDİYORUM*

Start from the beginning
                                    

"Onla yattın mı?"

Gözlerine baktım.. en derinine.. Ömer yalan söylese bile onlar yalan söylemezdi. Bana aşkla bakan bu gözler beni kandırmazdı. Yalan söylese hissederdim.

"Evet ama sen gelmeden önceydi o. Senden sonra bütün kadınları öldürdüm ben. Bir tek seni yaşattım yüreğimde. Tek sana dokundum."

"O gece.. o gece beni öldürüp ona gittin sen."

"Kafam yerinde değildi o gece. Öfkeliydim, sarhoştum. Ama dokunmadım ona."

"Oraya gidebilecek kadar kafan yerinde değildi ama.. ama ona dokunmadığını hatırlayacak kadar kendindeydin öyle mi."

Sokak ortasında olduğumu umursamadan bağırmamla Ömer'in de ses tonu sertleşmişti.

"Ne yaptığımı hatırlayacak kadar ayıktım. Öfkeliydim sana. Başka bir adama o kadar yaklaşmana öfkeliydim. Onun, benim karıma dokunmasına öfkeliydim. Bana yalan söylemene öfkeliydim. Sana o kadar güvendiğim için kendime öfkeliydim. Ama dokunmadım. Kafam yerinde olmasa bile yüreğimde sen varken yapmadım."

"Yeter sus! Bu iğrençlikleri duymaya tahammül edemiyorum artık."

Yüzünü yüzüme iyice yaklaştırıp gözlerini gözlerime dikti.

"Sana bir defa söylüyorum. O ço cuk be nim de ğil. Bir kez olsun bana güven ve benle gel. Orası senin evin. Gitmesi gereken sen değilsin. Sırf senin için rahat etsin diye test yaparız gerekirse. Bana inanmıyorsun madem, testte herşey ortaya çıkar. Ben kendime güveniyorum. Sende bana güven."

"Eğer o çocuk seninse bir daha yüzümü göremezsin. Seni kendi pisliğine terkeder giderim. Gerekirse ölüme giderim ama durmam artık o evde."

Gözlerimi gözlerinin hapsinden kurtararak eve doğru hızlı adımlarla yürüdüm. O kadına fırsat vermeyecektim. Eve girdiğimde Sevda bir köşede gözyaşı döküyor, Sultan ana ise onu teselli ediyordu. Onun hala bu evde olduğunu görmek sinirlerimi iyice yıpratmıştı. Bekir ağa geldiğimi farkedince salona girmemi engellemek istemişti ama onu dinlemeyecektim.

"Kızım sen odana git, huzursuzluk çıkmasın. Meseleyi Ömer halletsin."

"Bu kadar şey olmuş, hala huzursuzluk çıkaran ben oluyorum öyle mi? Bu kadın bu evdeyken sizin huzurunuz yerinde mi?"

"Sevda! Defol git bu evden. Elif'in olduğu yerde senin nefes almaya hakkın yok. Yarın hastaneye gidip test yaptıracağız. Sana inandığımdan değil, Elif'in içi rahat etsin diye."

Ömer'in haykırmasıyla Sevda yerinden kalkıp Ömer'in karşısına dikildi. Sesi yalvarır gibi çıkıyordu.

"Doğmamış çocuğa nasıl test yaptıracaksın? Doğurana kadar tek başıma ne yaparım ben? Babasız bir çocuk mu doğuracağım? Çocuğum ilerde babasını sorduğunda..."

"Babasını sorduğunda elini tutup babasına götürürsün. Şimdi git burdan. Doğrana kadar gözüm görmesin seni. Doğduğu gün gelip test yapacağım."

"Kız bu haliyle nereye..."

"Ana sus! Zaten bunu başıma musallat eden sensin. İçin rahat etmeyecekse sen de git onla."

Sevda salondan çıkacakken vazgeçip bana döndü. Hala ağlıyordu.

"Bu çocuk Ömer'in. O gece sarhoştu, hatırlamıyor yada inkar etmek işine geliyor. Ben babamdan sevgi, ilgi görmedim. Beni hep bir baş belası gibi gördü. Çocuğum da benim gibi olsun istemiyorum. Sen de anne oldun beni anlarsın."

Söyledikleri içimi acıtsa da son sözü ona olan öfkemi körüklemeye yetmişti.

"Sayende anne olamadım ben. Sayende evliliğimi bile yaşayamadım. Çocuğun da senin gibi annesinin yaptığının acısını çekecek. O çocuğun, Ömer'in olduğunu ıspatlamayana kadar çıkma karşımıza."

BEDELWhere stories live. Discover now