BEDEL 72 *YARGISIZ İNFAZ*

Start from the beginning
                                    

"Neler oldu? Hilal mi o kız? Yaşanmaması gereken neler yaşadınız?"

"Ben kimseyle birşey yaşamadım. Ağam iş için İstanbul'a giderken beni de götürdü. Hilal Hanım ve babası toplantıdan sonra ağamla yemeğe gidince ben de gittim mecburen. Bir ara yalnız kaldık. Bana, yıllardır beni sevdiğini, yüreğinden atamadığını söyledi."

"Başka birşey olmadı mı?"

"Vallahi olmadı. Zaten bir daha onla yüzyüze gelmemeye çalıştım. Ben karıma ihanet etmem. Nolur ikna et onu."

"Peki." Diyerek kapattım telefonu. Nedense Serhat'a güveniyordum. Vakit geçirmeden Hilal'i aradım. Biraz muhabbetten sonra konuya girdiğimde, Mihriban'a dinletmek için konuşma sesimizi kayıt altına almaya başladım.

"Serhat'a yolladığın mesaj neyin nesi? Aranızda ne geçti?"

Beklemediği bu soru karşısında bir anda afallamıştı. Kısık bir sesle "Hiç" diyebilmişti sadece. Telefondan ses gelmeyince ses tonumu sertleştirdim.

"Aranızda özel birşey geçti mi?"

"Hayır.. Sadece yemeğe gittik. Babamlar da yanımızdaydı."

"Yaşanmaması gereken ne yaşadınız o halde?"

"Ben.. ben onu sevdiğimi söyledim."

"Sen nasıl böyle birşey yaparsın? Hani aşkını yüreğine gömmüştün. Aralarına girmeyecektin. Neden adamın kafasını karıştırıyorsun? Senin yüzünden yuvaları yıkılınca mutlu mu olacaksın?"

"Ben.. dayanamadım. Telefonu çalınca dışarı çıktı ben de peşinden gittim. Eşiyle öyle güzel konuşuyordu ki kıskandım. O an eşinin yerinde olmak için canımı verirdim. Geçti sanmıştım, unuttum sanmıştım geçmemiş. Onu yıllar sonra tekrar karşımda görünce anladım bunu."

"Yazık.. gerçekten yazık. Seni yanlış tanımışım. Sana güvendik evimizi, kapımızı açtık. Serhat'a değil Ömer'e aşık olsaydın bizim de aramıza girecek miydin?"

"Böyle konuşma nolur. Ben öyle biri değilim. Amacım yuva yıkmak değildi. Sonradan çok pişman oldum. Mesaj yolladım ona. Yaptığımın yanlış olduğunu yazdım. Eğer kötü birşeye sebep olduysam düzeltmeye hazırım."

"Yaşanmaması gereken şey bu muydu sadece?"

"Evet. İnan bana başka birşey geçmedi aramızda. O eşini böyle seviyorken olmaz zaten."

"Madem birşeyleri düzeltmek istiyorsun, o halde Serhat'ın eşiyle konuş ve durumu anlat."

Bir süre sessiz kaldıktan sonra "Peki" demişti. Telefonu kapatıp Mihriban'ın olduğu odaya girdim.

"Senle konuşmak isteyen biri var. Şimdi arayacağım. Sakince dinle sadece."

"Serhatsa konuşmak istemiyorum."

"Serhat değil. Sen dediğimi yap." Diyerek Hilal'i arayıp telefonu Mihriban'ın eline verdim. Yanında oturduğum için Hilal'in sesini duyabiliyordum. Hilal önce özür dileyip sonra yaşananları anlatmaya başlamıştı.

"Ya sen ne adi bir..."

Mihriban öfkesine yenik düşüp bağırınca telefonu elinden çekip susturdum. Hilal'in anlatacakları bitmemişti.

"Bak seni anlıyorum. Ben de çok kızdım ama dinlemeden Serhat'ı yargılama."

"Bu kadını daha fazla dinlemeye tahammülüm yok yenge. Baksana benim kocama olan aşkından bahsediyor. Sen de bana dinle diyorsun."

"Tamam o zaman bana anlattıklarını dinle." Diyerek kaydettiğim görüşme sesini dinletmeye başladım. Mihriban konuşmamızı dinleyince şaşkınlık içinde yüzüme baktı.

BEDELWhere stories live. Discover now