BEDEL 68 "ÇALINAN HAYATLAR"

Start from the beginning
                                    

"Samet! Oğlum evleneceksin ama hala büyümedin sen. Hangi akılla seni evlendirmeye kalkıştım ben. Elif! Sana yakışıyor mu hiç? Bak Nisa bile sizden daha akıllı."

Annemin kızarak konuşması tıpkı küçüklüğümüzdeki gibiydi. Ama bu kez ciddi değildi, kızgın değildi. O günlere dönmek istercesine oyunumuza katılmıştı.

"Evet ben daha akıllıyım değil mi anneanne?" Diye lafa atılan Nisa, kahkahalarla gülmemize sebep olmuştu.

Uzun zamandır böyle keyifli zaman geçirmemiştim. Ailemin yanında herşey çok farklıydı. Ben farklı bir Elif'tim. Gözüm Ömer'e takılınca gülümseyerek beni izlediğini farkettim.

Samet annemi yalnız bırakmamak için ayrı ev tutmamış, Büşra'yla birlikte bu evde yaşamaya karar vermişlerdi. Evdeki bir oda onlar için döşendiği için ev biraz daha küçülmüştü. Ömer'le birlikte yine yengemde uyuyacaktık. İlk gecemi annemde geçirmek istesem de gece yarısına kadar uyumayacakları için yengemin teklifini geri çevirmemiştim.

Ömer'le birlikte yengeme gittiğimizde yatacağımız odayı hazırlamıştı. Ömer yarı uykulu halde yatağa girip başı yastığa ulaşmadan uyurken ben de biraz amcam ve yengemle oturup sohbet etmiştim. Amcamın bebeği görmeyeli büyümüştü. Eskisi gibi yaklaşamıyordum bebeklere. Her bebek görüşümde kızımın hali canlanıyordu gözümde.

Uykusuzluğum kendini iyice hissettirince uyumak için odaya girmiştim. Odaya girdiğimde duyduğum Ömer'in telefonunu ben elime alana kadar susmuştu. Ekranda çıkan yabancı numarayı umursamadan yatağa girmiştim. Uyuyacağım sırada gelen mesaj sesi yankılanmıştı odada.  Önemli birşey diye elime aldığım telefonun ekranında gördüğüm az önce arayan numaradan gelen mesaj sinirimi alt üst etmişti.

"Telefonunu aç ne olur konuşmamız gerek."

Mesajın Sevda'dan geldiğini anlamak zor değildi. Hala utanmadan arayabiliyordu Ömer'i. Artık ona kesinlikle tahammülüm yoktu. Bundan sonra karşısında beni bulacaktı ama eski Elif'i değil. Bir süre kendimi toparlamak için bekledim. Yanlış zamanda yanlış yerde aramıştı ve içinde bulunduğum durum ona karşı öfkemi kusmak için uygun değildi.

Mesajın geldiği numarayı aradığımda hazırda beklediği belli oluyordu. Telefon çalar çalmaz hemen açılmıştı. "Alo" derken sesindeki heyecan belli oluyordu.

"Ne istiyorsun bizden?" Dediğimde benim sesimi duymayı beklemediğinden bir süre duraksamıştı.

"Ben.. Ömer'le konuşacaktım."

Az önceki heyecanlı sesinin yerine durgun bir sesle konuşmuştu bu kez. Sinirden tüm vücudum gerildiği halde sakin kalmak için çaba sarfediyordum. Yanımda uyuyan Ömer'e baktım. Sesime uyansın istiyordum.

"Ah tabi emredersiniz. Yüzsüzlüğün, ahlaksızlığın bu kadarı da olmaz ya. Nasıl utanmadan bana böyle birşey söyleyebiliyorsun."

"Ben..."

"Kes sesini beni dinle. Karşında eski Elif yok senin. Eskiden benden alabileceğin tek şey Ömer'di." O sırada Ömer gözlerini aralamaya başlamıştı. Ben ise Ömer'e bakarak konuşmaya devam ettim. "Ben Ömer'siz de yaşayabilirdim. Kaybedecek hiçbir şeyim yoktu. Ama sen benim hayatımı, evladımı aldın. Söylesene ne kaldı benden çalacağın? Bir canım vardı onu da kızımla birlikte toprağa gömdüm."

Ben konuşurken Ömer durumu farkettiği an müdahale etmek istemişti ama ne konuşmasına ne de telefonu almasına izin vermemiştim. Yataktan çıkarak duvara yaslanmış halde dururken Ömer çaresizce bana bakıyordu.

"Sen de benim hayatımı çaldın. Hayallerimi, geleceğimi çaldın. Bunca sevgisizliğin arasında hayatta tutunacak tek dalım oydu. Sen beni hayattan kopardın..."

BEDELWhere stories live. Discover now