BEDEL 40 *BENİM BEDELİMİ KİM ÖDEYECEK*

89K 4.2K 175
                                    

Multimedya: ÖMER

Ömer'in sözleri yüreğime bıçak gibi saplanırken gözlerimi gözlerine diktim.

"Sen ne söylediğinin farkında mısın? Nasıl böyle şeyler yakıştırırsın bana?"

"Bana senin hala onu sevdiğini söyledi. Benim aranıza girdiğimi söyledi. Doğru söyle aklın hala onda mı? Bugün onu gördüğünde..."

Kolumu sıkarak yüzüme böyle iğrenç şeyler haykırması sinirimi alt üst etmişti. Kolumu kaldırarak elinden kurtarıp sözünü kesmiştim.

"Eeh yeter be yeter. Ben onu sevseydim şuan burda değil onun yanında olurdum. Bugün onun yanına gittiysem onun yüzüne seni sevdiğimi haykırmaya gittim. Ve haykırdım. Ben kocamı seviyorum diye haykırdım. Çünkü.."

Lafımı yarıda bırakıp sustum bir anda. Gözlerini gözlerime dikip sözümü tamamlamamı bekledi.

"Çünkü ben senin karınım. Burdan gitmesini istedim. Onu burda görmek istemiyorum."

"Onu burdan göndermek için yalan söyledin." Derken acı bir gülümseme belirdi dudaklarında. Arkasını döneceği sırada önüne geçip engel oldum.

"Başkalarının söylediklerine değil sadece bana inan. Gözlerimde gördüğüne inan."

Ömer'e mesafeli davranmaya karar vermişken bu olayın patlak vermesi çok zamansız olmuştu. Bu durumda daha fazla devam edemezdim bu oyuna.

                         ***

Gözümü açtığımda sabah ezanı okunuyordu. Ömer'in yüzünü seyrettim bir süre. Huzursuzluk hakimdi yüzünde. Ezan sesi sustuğunda yataktan kalkıp namazımı kılmıştım. Yatağa uzanınca Ömer'in beni kollarına sıkıca sarmasıyla uyanık olduğunu farkettim.

"Kalkma yanımdan. Gitme bir yere."

Ömer'in gözü kapalı mırıldanması şaşırtmıştı beni. Namaz kılmama bile izin vermeyecekti neredeyse.

Ömer'i namaz için teşvik etmeye başlamalıydım. Aslında çok geç kalmıştım. Bir türlü kendimizi toparlayamamıştık. Üstelik teşvik etme konusunda kendimi yetersiz görüyordum. Daha kötüsüne sebep olmaktan korkuyordum. Bu konuda bir an önce harekete geçecektim.

İkimizi de uyku tutmamıştı. Ömer uyumadığı halde gözleri kapalıydı.

"Sana zarar verecek birşey yapmadın değil mi? Sabıkan var biliyorsun."

Ömer soruma cevap vermemişti ama rahatsız olduğunu belli etmişti. Aslında Fatih'in başına ne geldiğini merak ediyordum ve bunu dolaylı yoldan sormuştum. Serhat bile bu kadar öfkelendiyse Ömer'in neler yapabileceğini tahmin bile edemezdim. Kasım buraya gelip bana dokunduğu için parmaklarını kırmıştı.

"Kasım."

Bir anda ağzımdan çığlık halinde çıkan sözle Ömer gözlerini açıp yüzüme bakmıştı.

"Kasım yaptırmış olabilir bunu. Bizden intikam alacağını söylemişti. Bunu ondan başkası yapmış olamaz."

"Sen bu işe burnunu sokma artık."

Ömer söylediğime hiç şaşırmamıştı. Demek ki onun da aklında aynı şey vardı.

"Ne demek burnunu sokma. Bu olay tamamen beni ilgilendiriyor. Benim üzerime oynanmış bir oyun var ortada. Ve ben buna..."

Yine aynı şeyi yapmıştı. Yine dudağıyla dudaklarımı kapatarak sözümü kesmişti.

"Bana güven. Sadece kocana güven başkasına değil. Ben senin yanındayken kimse sana zarar veremez. Sana ilk ben dokundum. Herşeyinle ilk benim oldun. Tek benim oldun. Benim namusuma göz dikeni..."

BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin