BEDEL 34 *İKİNCİ KAÇIŞ*

Start from the beginning
                                    

Beni arabanın ön koltuğuna oturtup kapıyı hızla çarpmış kendisi de yerine oturup arabayı hareket ettirmişti. İkimiz de tek kelime konuşmadan yola devam ederken sessizliği öfkeli ses tonumla bozmuştum.

"Nasıl buldun beni?"

Sorduğum soruyla ani fren yaparken emniyet kemeri sayesinde cama yapışmaktan kurtulmuştum.

"Sen hala benim kim olduğumu anlayamamışsın. Kimle evli olduğunun farkında değilsin. Hatta evli bile olduğunun farkında değilsin. Kendine gel artık yeter yeter." 

Yüzüme doğru haykırırken hırsını yumrukladığı direksiyondan çıkarıyordu.

"Peki sen evli olduğunun farkında mısın? Bir karın olduğunun farkında mısın? Var sa yoksa Sevda Sevda. Ben senin neyinim söylesene. Kuklan mı, uşağın mı? Ben bugün heyecanla seni beklerken sen yine onu bana tercih ettin. Dün gece için özür dilemeye mi gittin? Yoksa..."

"Ona haddini bildirmeye gittim. Dün gecenin hesabını sormaya gittim. Ama yediği dayak az geldi ki telefona doğru öyle seslendi."

Ömer'in söyledikleriyle hayretler içinde kalmışken o arabayı tekrar hareket ettirmişti.

"Sen.. Sen ona vurdun mu?"

Soruma cevap vermemiş son sürat arabayı sürüyordu. Bir süre sonra arabayı durdurduğunda konağa geldiğimizi farkedip arabadan inmiş onu beklemeden yukarı çıkmıştım. Odama girip üzerimdekileri çıkarmış pijamalarımı giyinmiştim fakat Ömer hala gelmemişti. Banyoya girip çıktığımda odaya girmiş üzerindekileri çıkarıyordu.

Yatağa doğru gidecekken elini saçıma geçirmesiyle acıyla inleyip elimi saçıma atmıştım.

"Bir daha benden habersiz bu evden dışarı adım atarsan cesedini götürüp ailenin önüne atarım. Benden izinsiz nefes bile almayacaksın bu evde anladın mı."

Canımın acısıyla saçımı elinden kurtarmaya çalışırken daha fazla acıtmak için saçımı eline dolamış nefesini yüzümde hissettirerek haykırıyordu.

"Anladın mı dedim."

"Öldür ya, yeter öldür artık. İstersen cesedimi köpeklere yem et ama kurtar beni bu azaptan."

Saçımı tuttuğu elini gevşetip beni yere fırlatmış balkona çıkmıştı. Olduğum yere çökmüş ellerimi yüzüme kapatarak hıçkırıklara boğulmuştum.  Artık dayanamıyordum bu duruma. Ölmek istiyordum.

Ömer tekrar odaya girdiğinde beni umursamadan yatağa girip yatmıştı.

                    ***
Kahvaltı sofrasında ikimizin de suratı asıkken ev halkı dün gece hakkında birşey konuşmamış, hiç birşey olmamış gibi davranıyordu. Sadece bir ara Gülsüm ananın ters bakışını üzerimde hissetmiştim. Sofradan kalktığımızda Bekir ağa çıkıp gitmiş Ömer ise oyalanıyordu. Avluda telefonla kısa bir görüşme yaparken Sultan ana Ömer'in yanına gitmişti. Ömer'e sinirle bağırırken sesi açık olan pencereden içeri geliyordu.

"Sen nasıl Sevda'ya vurursun. Bu kaçıncı oldu."

"Bana karışma ana. O bunu haketti."

Ömer'in verdiği cevapla daha fazla öfkelenmişti.

"Neyi haketti. Kızı elinde oyuncak etmişsin. Onu dövüp bu karıyı yemeğe götürüyorsun ama baksana yine de suratı beş karış."

Gülsüm ananın seslenmesiyle odadan çıkıp onun peşinden üst kata çıktım.

"Sen ne yapmaya çalışıyorsun. Derdin ne senin. Aklına estikçe bu evden çıkıp gidemezsin sen."

Öfkeyle bana haykırırken cevap vermek için ağzımı açtığımda konuşmama imkan bile vermemişti.

"Sen evlisin evli. Ana olacak yaştasın ama hala çocuk gibi davranıyorsun. Sen dua et ki Ömer gibi biriyle evlisin. Başkası olsa bu eve ölün bile giremezdi. İki defa kaçtın ikisinde de kimse duymasın diye kendini paraladı. Kaçtığın duyulsa öldürürlerdi seni. Burası senin geldiğin yere benzemez. Burda bi kadın evinden kaçarsa cezası ölümdür. Hala hayattaysan Ömer sayesinde."

Susmasını fırsat bilerek söylediklerine alaycı ses tonumla cevap verdim.

"Zaten hergün dua ediyorum Ömer gibi biriyle evli olduğum için. Beni öldürmeyip hergün öldürmekten beter ettiği için minnettarım ona."

Konuştuğum sırada Ömer yanımıza ulaşmış lafım bittiğinde kolumdan tutup odaya götürmüştü beni. Ben odaya girince kapının kilidini çıkarıp dış tarafa takmıştı. Ben yetişip elimi kapıya atana kadar kapıyı dışardan kapatıp üstüme kilitlemişti. Kapıya vurup bağırmam işe yaramamış anahtarı kapıdan çıkarıp haykırarak uzaklaşmıştı bile.

"O kapıya elini süreni doğduğuna pişman ederim."

Gölgesi uzaklaşırken Gülsüm ana peşinden gidip anahtarı almak için yalvarmış fakat kar etmemişti.

Bölüm sonu..

BEDELWhere stories live. Discover now