EMARE MASKE: 27. KONSER

Start from the beginning
                                    

Parmakları boynumda dolanmaya devam ederken derin bir nefes aldı, yüzü boynuma yaklaştı. Daha fazla ürperirken karnımda bir sıcaklık hissettim, kalp atışlarım hızlandı ve Korel'in dudakları boynuma dokunduğunda gözlerimi kapatıp elimi saçlarına daldırdım. Normalde yeşile boyamamız gerekse de onun kumral saçlarına kıyamamış, kendi saçlarıma kıymayı tercih etmiştim.

Dudakları boynumda gezinirken hafif öpücükler kondurdu, ardından, "Vampir sensin," dedi kısık sesle. "Fakat ben senin kanını emecekmiş gibi hissediyorum." Dişlerini sürttü, minik bir ısırık bıraktığında kıkırdamaya başladım. Gözlerim hâlâ sıkı sıkı kapalıydı, onun kolları belime dolanmıştı, akşam güneşi yüzüme vuruyordu, o an çok mutluydum.

Bir hareketlenme oldu, dudakları boynumdan ayrıldı ve gözlerimi açmak üzereyken boynumdan gerdanıma doğru bir soğukluk hissettim. Ellerinin belimden uzaklaştığını fark ettiğimde gözlerimi açmıştım, vücudum cayır cayır yanarken gözlerimi gerdanıma çevirdim ve bir kolyeyle karşılaştım.

Korel kolyenin ucunu tuttuktan sonra diğer eliyle hafifçe çenemi kaldırdı. Kolyenin ucunda bir pusula vardı.

Gözlerimiz kesiştiğinde eli çenemden omzuma kaydı, ardından koluma ve oradan bileğime. Bana kırık pusula dövmesı yaptığı yere. Yavaşça bileğimi kaldırıp dudaklarına götürdüğünde olabilecek en narin şekilde öpücüğünü bileğime bıraktı. O kadar narin bir öpücüktü ki tüy kadar hafifti.

"Sana bu kolyeyi aldığımda yanında değildim Minel," dedi, parmaklarını parmaklarıma geçirip elimi tutarken. "Senden gitmiştim, artık hayatında değildim, bana öfkeliydin hatta benden nefret ediyordun, biliyordum ama bu kolyeyi doğum günün için aldım sana." Yutkunduğumda kalbim heyecandan yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. "Kırık bir pusula dövmesi bana seni hatırlatacak, unutturmayacak ama bu kolye kalbinin yerini daima sana söyleyecek." Diğer eli belime sarıldı, parmakları sırtımda dolaştı. "Belki bir gün hayatında olmayacağım Minel, belki öleceğim, belki yine gideceğim, belki her şey mahvolacak, belki beni yakacaklar, belki de beni öldürecekler, bilmiyorum fakat ben yokken bileğine baktığında beni hatırlamanı, bu kolyeye dokunduğunda ise kalbini hissetmeni istiyorum. O sana her zaman doğruyu gösterecek."

"Korel," dedim titreyen bir sesle. Mutluluk ve hüzün iç içey di, hayatımın bu iki duygu arasında gidip gelmesi hiç adil değildi.

"Bileğine yaptığım dövme, benim kalbimdi Minel; kırılmış olması, bir şeylere yetmemesini ve bozuk çalışmasını simgeliyordu fakat bunların dışında beni sana daima hatırlatsın diye yaptım onu." Dudakları burnuma dokundu, sesi titriyordu, dudakları alnıma dokundu, yüzünü benden gizliyordu. "Ve boynundaki kolye senin daima parlak olan o kalbini simgeliyor; sağlam, yerinde, hatasız, narin. Ne olursa olsun dinle onu, parmaklarınla ilk önce dövmene dokun ve bu adamı hatırla, ardından kolyeni avcunun içine al, ona göre hareket et, olur mu?" Sesi daha fazla titrediğinde belime sarılı elinin de titrediğini hissettim. "İyi ki doğdun, her ne olursa olsun sen benim ailemdin, kaçışlarımdın, dostumdun, çocukluk arkadaşımdın, gülümsemelerimdin." Geriye çekildiğinde göz göze geldik ve ağladığını fark ettim. "Ve şimdi ailem değilsin ama farklı bir hayatı yaşasaydık harika bir aile olurduk; ve şimdi kaçışlarım değilsin ama başka bir hayatta senle her yere kaçabilirdim; ve şimdi dostum değilsin ama dostlarımdan daha yakınsın; ve şimdi çocukluk arkadaşım değilsin çünkü büyüdük ama geçmişe gitsek yine senin olmanı isterdim, bütün yaşadıklarıma rağmen." Derin bir nefes verdi, gözünden bir damla yaş düşüp makyajında iz bıraktı. "Şimdi gülümsemelerim değil gözyaşlarıma dönüştün ama yine bütün bunların yaşanacağını söyleseler göz yumar, gözyaşlarım olmanı isterdim. İşte bu yüzden, benim için iyi ki doğdun Minel."

EMARE SERİSİWhere stories live. Discover now