Hamileydi. Lanet olsun, hamileydi. Ona yardıma gitmek istiyor olsam da Elaxinin bizim için bundan fazlasını hazırladığına emindim. Üstelik az evvelki kara büyü bu alanı yaratmak için kullanılmamıştı. Niyeti farklıydı ve benim büyünün ne için yapıldığını öğrenmem gerekiyordu. İliklerime uçları korlaştırılmış iğneleri batırıp çıkaracak güçteki büyü basit bir şey için yapılmış olamazdı. Sezdiğim tehlike bu zamana dek hissettiklerime benzemiyordu. 

Büyüden ölüm hissiyatı alıyordum.

Ölüm büyülerinden biriydi.

Alana çekilmeden evvel Harak uyarmak için bağırmıştı. Şimdiyse onunla iletişime geçemiyordum. Aramızdaki irtibat koparılmıştı. Umarım çok geç olmadan önce olanları Gideona haber vermiştir.

"Aşina ne yapacağız?" Sürü tamamen bana odaklandığında kaşlarımı çattım. 

"Sonuna kadar savaşacağız. Havarileri bizi karşılarına aldıklarına pişman edeceğiz." Bir saniye önceki umutsuz ifadeleri yerini savaşma arzusuna bırakmıştı. Eira "Yardım gelene kadar dayanmamız yeterli." deyince hepsi anladıklarını belirtircesine kafalarını salladı. Avcı kız belinde sayısını arttırdığı diğer hançeri de çekti. 

Artık ikiz hançerler kullanıyordu.      

Eira, Yulier ve benimle birlikte toplamda yirmi üç kişiydik. Üçümüz ayrı ayrı savaşmakta sıkıntı çekmezdik. Yanımızda getirdiğimiz kurtlarsa Gideonun bizzat eğittikleriydi. Kara kurt yanıma aldığım sürünün özel kurtlardan oluşmasına özellikle dikkat ediyordu. Bu adamın tedbirleri her zaman bir yerde, bir şekilde işime yarıyordu. Klana geri dönünce ödül olarak onu öpmeyi unutmamalıydım. 

İzlenme hissiyatıyla dolup taştığımda elalarımı hızlıca çevrede gezdirdim. Gözlerim diğerlerine nazaran daha sık ağaçlarla dolu olan korunun girişine sabitlendiğinde orada dikilen adamı gördüm. Kurum siyahı saçları arkasından örülmüş beline dek iniyordu. Perçemleri uzun olduğundan çenesine düşmüştü. Altında şalvar tarzında ince kumaştan bir pantolon vardı. Aynı kumaşın daha darından uzun kollu bir penye giymişti. Ölü beyazı rengindeki teni ve siyah kıyafetlerin içindeyken tam anlamıyla kara cadıydı.

Dudakları keyifle iki yana yayıldı.

"Algıların güçlenmiş."

Elimi baldırıma bağlı küçük çantanın içine atarak büyü kağıtlarından birini çıkardım. 

"Güçlenen tek şey algılarım değil."

Güldü. "Göreceğiz ama ondan önce yanındaki gereksiz kurtçuklardan kurtulalım." Sürüdekiler Elaxi'ye öldürme kastıyla bakıyorlardı. Gazap seviyesinde olması hiç birini tedirgin etmemişti. Normalde de Kalash'ın kurtları gözü pekti lakin çoğunlukla savaşacakları ırklar onlardan bir tık güçsüz oluyordu. En azından benim katıldıklarım da öyleydi. Elaxi vahşet seviyesini atlatmış bir kara cadıydı, haliyle gücü aşağı yukarı Metus yada Aramil kadardı. 

Ne planlıyordu bu herif? Sürüyü hazırlıklı olması için "Dikkatli olun." diye uyardım.

Elaxi elini kaldırarak yeniden parmağını şıklattığın da bu sefer gökyüzünde neredeyse yirmi adet kara delik belirdi. Yerde değil de semada belirmeleri içeriden uçan bir şeylerin çıkacağını anlamama yetti. Diken üzerinde çıkan şeyi beklerken bir gözümü de Elaxi'nin üzerinde tutmaya özen gösteriyordum. 

Kopan ilk feryat insanın içini testereyle keser cinstendi. 

Delirmiş bir şeyin, aklını kaçırmış, çıldırmanın o zıvanasıyla cezalandırılmıştı. Fark ettiğim ayrıntıyla incelememi yoğunlaştırdım. Suryok'un çıktığı kara delikle şimdiki kara delikler farklıydı. Acaba uzay-boşluk yüzükleri gibi gücünü bölmelere ayırabiliyor muydu? Kara delikler bir geçiş koridoru mu yoksa hapishaneler miydi?

KIŞ ÖPÜCÜĞÜ |Tamamlandı|Where stories live. Discover now