Türker sinirle telefonu kapattı ve bardağı kavradı bu suya gerçekten ihtiyacı vardı ve bir dikişte bitirdi suyu, çok iyi gelmişti. Şimdi Nilüfer´e ne diyecekti? Hem Nilüfer  o notta öyle bir şey yazabileceğine nasıl inanabilirdi ki? Bu düşüncelerle hesabı istedi, ödendiğini duyunca daha çok sinirlendi ve hızla çıktı kafeden.

Suyun geldiği andan itibaren Türker´in bilmediği, Nilüfer´in caddenin karşı tarafında Leyla ile birlikte arabadan onu izlediğiydi.

-Yaptığın yanlış bence Nilü.

-Bunu sen mi diyorsun Leyla?

-Evet, neden ki?

-Aylardır bir yanlış anlama yüzünden Önder´i peşinden koşturan sen.

-Benimki farklı, ben salak yerine konuldum.

-Benim de Kanada´da kalbim kırıldı, ne kadar acı çektiğim hakkında bir fikrin var mı?

-Ama haklı nedenleri var, seni evli sanıyordu.

-Öperken mi aklına geldi evli olduğum, yaptığı çok saçmaydı. O beni evli sandı, ben de onun çocuklu bir kadın istemediğini sandım ve çok kırıldım, ablama kızdım gittiği için sonra kızdığım için utandım kendimden, ama ilginç olan ne biliyor musun?

-Nedir?

-Her şeye rağmen ben de onu seviyorum.

-Eeee daha ne o zaman?

-Ama gururum “Hemen atlama akıllı ol.” diyor.

-O nasıl gurursa?

-Sende de olduğu gibi, Karacan gururu.

-Ah o zaman başka tabii deyip güldüler. "Yani çorapla alakası yok."

-Sence bana bu kolyeyi hediye eden biri çorap gönderir mi?

-Göndermez.

-Sen nerden anladın? Onu tanımıyorsun bile.

-Çünkü bir çift çorap bu sabah okula bana geldi, Önder göndermiş ve notta dediğin şeyler yazıyordu.

-Ne?

-Aynen ama çok güzel çoraplar, bir çift de kendine almış. Tıpkı ayıcıklı pijamalarımız gibi.

-Sizin ayıcıklı pijamalarınız mı var?

-Evet.

-...

-Bir gün bir AVM´de gezerken görmüştüm, beğenince girip baktık ve erkek için olanın olup olmadığını sordu Önder. Satıcı yok deyince en büyük boyunu istedi, denedi ve tam oldu. Biz de hem bana hem ona aldık, ne romantik değil mi?

-Gerçekten öyle, dedi Nilüfer; fal taşı gibi açılmış gözlerle ve gülmeye başladı, gerçekten bunlar tencere kapaktı. Leyla da ona katılınca rahatça güldü. Türker´i de bir bardak suyu kafaya dikerken görünce daha da keyifle güldüler ve Türker kalkarken görmesin diye hemen oradan uzaklaştılar.

Eve giden Türker çok sinirliydi. Hemen bir duş almaya karar verdi. Duştan sonra kendisi için bir bitki çayı yaptı. Keşke geçen ay spor yapmaya başlasaydım diye düşündü, iyi bir indirimi vardı ama vakit yok diye kabul etmemişti. Bir şeyler yapıp sinirini atmalıydı ve bu spor olsa çok daha iyi olurdu. Sinirle çayını yudumladı, telefonunu eline aldı ve Nilüfer´i aramak için ismini ararken zil çaldı. Gelen tabii ki Önder´di. Açmamalıydı ama yine de dayanamadı ve açtı kapıyı: elinde bavuluyla Önder.

İyi Ki Geldin!Where stories live. Discover now