On Sekizinci Bölüm

Start from the beginning
                                    

 -Yürüüüüü!

 -Eee o zaman sana gideyim, sen hem bana bakarsın.

 -Tamam ulan tamam, git; dedi Türker ve kapı çaldı, içeri hastası girdi, Önder de yıldırım hızıyla çıktı.

 Türker hastalarına daldı, öğle arasında eve gitmeyi düşündü ancak aradaki mesafeyi düşünerek ve Önder´in çenesini de katarak her şeyi öğrenemeyeceğini bildiğinden merakını bastırıp akşam her şeyi öğrenmeye karar verdi. Tam öğle arası bitecekken bir mesaj aldı:

 Önder

Akşama gelirken bir şeyler alır mısın yemek için, yoksa tek gözümle ben bir şeyler hazırlayayım mı?

 Türker

Sen sakın zahmet etme, yat yattığın yerde. Evimi sağlam bırak.

Önder

Aşkolsun, alma bir şey ben kuru ekmek yerim, ekmek var mı ki evde? Şurda anasız babasız hasta bir insana ettiğine bak. Bir de hopokrat yemini etmişmiş.

 Türker

Hipokrat yemininde hastaya yemek yetiştireceğime dair bir şey yoktu, hele Önder adlı kaçık birinin adı hiç geçmiyordu o yeminde. Mesaim başlıyor ben gelirken bir şeyler getiririm, mutfağımı rahat bırak.

  Önder

Peki Beyzadem ;)

 Mesai bitiminde Türker´de artık sabırdan eser kalmamıştı. Nasıl Cihan Nilüfer´in abisiydi, neden bir kere bile sormamıştı? Sanki dili bağlanmış, bu konuda konuşmamak için herkes söz vermiş gibi ne zaman karsılaşsalar Türker; Nilüfer bekârmış gibi davranıyor kendince doğru bildiği gerçeği hasıraltı ediyordu. Arabada eve doğru giderken bunları düşünüyor, arada kafasını sağa sola sallıyor, arada direksiyona vuruyor, arada da nasıl diye bağırıyordu. Bir yerde durdu ve hastası için yiyecek bir şeyler aldı ve eve gitti.

 Eve gidip kapıyı açtığında bir sürü kadın ayakkabısıyla karşılaştı. Tekrar dışarı çıkıp kapı numarasına ve zile baktı yanlış mı geldiğini düşündü ama doğru gelmişti. "Hayırdır inşallah" deyip içeriye girdiğinde salonda Önder ve kadınların sohbet ettiğini gördü. Boğazını temizlediğinde herkes dönüp kendisine baktı. Önder ayağa kalkıp:

 -İşte benim can arkadaşım Türker, dedi. Kadınlar hep bir ağızdan "Hoş geldin oğlum" dediler.

 -Hoş bulduk, sizde hoş geldiniz deyince kadınlar yine koro halinde "Hoş bulduk" dediler.

 -İzninizle şunları mutfağa bırakıp geliyorum, Önder, dedi ve Türker önde Önder arkada mutfağa girdiler.

 -Gün sırası bugün sende galiba.

 -Ne günü abicim, geçmiş olsuna gelmişler sağ olsunlar.

 -Benim evime.

 -Aşkolsun senin benim mi var? Ben evde olmayınca buraya davet ettim, hem bak elleri boş da gelmemişler çorbadan tut pilava kadar yapmışlar, hasta halimde yapamam edemem diye.

 -Kim bunlar annenin arkadaşları mı?

 -Yoğ benim arkadaşlarım.

 -Hani şu türbe ve camii gezdiğin grup mu?

 -Hah işte onlar. Ben Fatma Nine'nin torununa ders veriyorum haftada iki gün, bugün gelemeyeceğimi söylemek için aradım, rahatsız olduğumu duyunca toplanıp gelmişler, çok iyi insanlar. Bu devirde böyle dostlar nerdeeee?

İyi Ki Geldin!Where stories live. Discover now