42- Fakat korkma, geçecektir

59.9K 6.7K 4.2K
                                    

Satır arası yorumlarınızı okumayı çok seviyorum.

**

Eskiden olsa göz göze geldiklerinde eli göğsünde olmasa bile; titreyen sesinden, elini kolunu nereye koyacağını bilemeyişinden, gülümsememek için dudaklarını birbirine bastırmasından... onun hızla atan kalbini hissederdi, Merthan. Şimdi, en ufak bir heyecan yoktu Feyza'nın üzerinde. Gözleri ışık saçmıyordu, daha çok onunla aynı ortamdan kurtulmak için yardım dilenir gibi etrafına bakınıyordu. Duruşunu değiştirmiyordu, hissiz bir şekilde tepkisiz kalıyordu.

Poyraz babasını kapının önünde görünce gözlerini irice açarak şaşkın bir sesle "Baba," diye bağırdı. "Bugün nasıl bu kadar erken geldin eve?"

Merthan normalde gülümseyerek cevaplayacağı soruyu, onların yanına doğru giderken Feyza'nın tepkisizliğinden ötürü düz bir sesle "Sen geç geldin," diye yanıtladı.

"Cidden mi?" dedi Poyraz, başta şaşırdı, sonra mantıklı gelmiş olmalı ki ağzını aralayarak "Aa," diye bir ses çıkardı. "O zaman ben hep geç geleyim değil mi, geldiğimde hep evde olursun?"

Merthan elini uzatarak oğlunun saçlarını karıştırdı. Feyza'yla aralarında iki adımlık mesafe bir de Poyraz vardı. Feyza bu yakınlıktan rahatsız olduğunu belli edercesine geriye doğru bir adım atıp eliyle arabanın kapısını açtı ve Poyraz onun gideceğini anlayıp üzgün bir sesle "Hemen gidiyor musun?" diye sordu.

"Evet," dedi Feyza tereddüt bulundurmadan. Israr etmemesi için de "İşim var," diye ekledi.

Merthan iki elini oğlunun omuzlarına koyarak masaj yaparcasına sıktı. Feyza ondan rahatsız oluyordu. Onu rahatsız etmek istemiyordu ama ne bakışlarını çekebiliyordu ne de eline geçen fırsatı geri tepebiliyordu. Ayrılırken ilişkilerine dair tek bir aralık kapı bırakmamıştı, bunun bilincindeydi. Yine de o kapıyı zorluyordu. Ona affet beni, diyebilmek için küçük de olsa bir ışık arıyordu.

Ama yoktu.

Bakmıyordu bile Feyza ona. Kendine bir sınır çizmişti ve bu sınırı geçmesine izin vermiyordu, yaklaştırmıyordu.

Merthan oğluna "Feyza ablana teşekkür ettin mi bugün için?" diye sorduğunda Feyza'nın bakışları ona çıkmamak için kendini zor tuttu.

Poyraz mahcup bir gülümsemeyle "Unuttum," diyerek Feyza'ya doğru baktı. Feyza yalandan gülümsedi. Merthan'ın yanında rahat hissetmiyordu ve bu hisse sevgili oldukları zaman da dahildi. Hatta belki de şu an, sevgili oldukları zamandan daha rahattı yanında. Ona kendini beğendirme ya da yaşadığı hayatı yansıtmama çabasında değildi. Onu kaybetme korkusuyla kendisinden ödün vermiyordu. Zaten kaybetmişti.

"Teşekkür ederim Feyza," dedi Poyraz, sevecen bir sesle. "Bugün çok eğlendim. İyi ki beni de yanına aldın."

Feyza Poyraz'ın yanağından küçük bir makas alarak "Rica ederim canım," demesiyle Poyraz kilitlendi. Feyza "Kendine iyi bak," diyerek arabasının kapısını açıp kapıyı kapatana ve arabasını çalıştırıp onların yanından uzaklaşana kadar Poyraz hareket edemedi. Bakışları doğruca Feyza'nın gittiği yöndeydi. Yavaşça babasına döndü ve hem şaşkın hem de aşık bir tavırla "Bana canım dedi, duydun mu?" diye sordu, emin olmak için.

"Duydum."

Poyraz uzunca bir süre yüzündeki gülümsemeyle kaldı. Feyza'yı çok seviyordu, Feyza da onu seviyordu ya, bu yüzden onu daha çok seviyordu. Canım dediği için artık çok çok seviyordu. Her şeyden çok seviyordu.

Asalak FenomenTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang