51-Âşk

58.7K 5K 3K
                                    

Bu bölümün yanında papatya çayı iyi gider.

Yorumlarınızın hepsini okuyorum, ayrıca yorumlarınızı okumayı da çok seviyorum. Belki yorum yaparak okumak istersiniz falan...

**

Tutku; batan bir gemi gibidir. Tamamen batmadan önce atladıysan kurtulabilirsin ama battığında, hâlâ geminin içerisindeysen artık bir şansın kalmamıştır. Su, seni derine çeker. Nefes aldırmaz. Boğulursun.

Feyza öpüşmelerini tekrar başlatırken kalan tek kurtulma şansını kaybetmişti. Sanki günlerce susuz kalmış da artık halüsinasyon görmeye başlamışçasına bir susuzlukla dudakları birbirine saldırırken kapı çaldı.

İkisi de duymadı.

İkisi de durmadı.

Eğer Miraç kapıyı Merthan'a olan siniriyle kaba bir tavırla açmasaydı, içeri giren kişiyi bile fark etmezlerdi. Miraç'ın "Oğlum sen be-" diye başlayan ve cümlesinin sonlarına doğru yavaş yavaş kısılan sesini Feyza ilk duyduğunda, Merthan'ı göğsünden iterek kendinden uzaklaştırdı. Hızla yükselip alçalan nefesini düzene sokmaya çalışırken Miraç "Pardon," dedi şaşkın bir tavırla. Şahit olduğu manzara karşısında vereceği tepkiyi bulamıyor olmalıydı ki, başparmağıyla arkasındaki kapıyı gösterip durdu.

Feyza içine dolan gerginlikle başını Merthan'a çevirdiğinde, Merthan da ona baktı. Göz göze geldiler ve Feyza o an daha fazla gerildi. Merthan'ın sanki bir şey söyleyecekmiş gibi ona doğru yarım adım yaklaşıp elini dirseğine uzatmasıyla dirseğini kaçırarak, elinin tersiyle dudaklarının üzerini sildi.

Bu, bana yaklaşma demekti.

Bu, öpüşmemiz bir hataydı demekti.

Bu, hiç öpüşmemeliydik demekti.

Merthan'ın eli havada kaldı. Omuzları düşer gibi oldu. Feyza daha fazla durmadı orda. Gözlerini kaçırarak yarım açık olan kapıdan çıktı. Miraç Feyza'nın çıkmasından sonra, onun koridor boyunca gözden kaybolmasını bekledi. Feyza gözden kayboldu, Miraç şaşırmış bir ifadeyle "Ne ara lan?" diye Merthan'a döndü. "Hangi ara barıştınız?"

Merthan sesli bir nefes bıraktı. Bezgin bir tavırla tekerlekli sandalyesine oturdu, sırtını yaslayıp başını geriye doğru atarken "Görmedin mi?" diye sordu. "Vebalıymışım gibi kaçtı benden."

"Vebalı olsan kızın gram kurtulma şansı yok. Birbirinize girmiştiniz."

"Sen niye geldin?" diyerek konuyu değiştirdi Merthan. Sesi ister istemez sitemli çıkmıştı çünkü Feyza'yla bir yıldır öpüşmemişlerdi ve Miraç, günün bin dört yüz kırk dakikasının içerisinden öpüştükleri zamanı tutturup, odasına damlamıştı.

"Asıl benim sana niye yanıma gelmedin diye sormam gerek."

Merthan kaşlarını çatarak başını ne alaka, der gibi oynattığında Miraç şaşırarak konuştu. "Dedin ya, ameliyattan sonra yanına geleceğim konuşuruz diye. Yarım saat olmuş ameliyattan çıkalı, oturmuş kös kös seni bekliyorum."

"Aklımdan çıkmış. Bana bir şey söyleyecektin, neydi o?"

Miraç sedyeye doğru yürüdü. "Babamlar geldi," dedi ve tam sedyeye oturacaktı ki az önce arkadaşının hâlâ barışmadıklarını iddia ettiği kadınla olan yakınlaşmaları gözünün önüne geldi. "Abi," dedi işaret parmağıyla iki kez vurgu yaparcasına sedyeyi göstererek. "Burada bir halt yemediniz değil mi? Doğruyu söyle."

Asalak FenomenWhere stories live. Discover now