10- Torpilli

65.4K 5.6K 812
                                    

**

Hayat çok garipti.

Bir hafta öncesine kadar gitmek zorunda bırakıldığı için sevmediği, zar zor sınavdan sınava gittiği, hatta bazen sınava girmeyi bile unuttuğu bölümünün derslerinin başlaması onun canını sıkarken şimdi stajı için gün sayıyordu. Bunu da hastane ortamına gireceğine bağlıyordu. Doktorlar, hastalar falan filan. Ama aslında içten içe biliyordu. Heyecanlıydı çünkü, onun çalıştığı hastanede haftanın iki günü staj yapacaktı. Heyecanlıydı çünkü, yemek teklifini reddettiği adamdan bir kere etkilenmişti ve onu tekrar görmek istiyordu.

Gittiği fakültenin kendi kliniği olmadığı için hocaları civar hastanelerin üç tanesi arasında staj yapma tercihlerini onlara bırakmıştı. Tabii ki herkesin ilk tercihi Ferhunde Hastanesi'ydi. Eh onun da. Fakat onun tercih nedeni, hastanenin prestiji değildi. Hastanenin içerisindeki doktor, Merthan Özkan'dı.

Normal şartlar altında alınmayacağı hastane, 'sağlıkta şiddet' konulu çektiği videodan dolayı günler önce ona bir mail atmış; başhekim tarafından hastane adına bir teşekkür metni yazılmış, aralarında olmasının onlar için büyük bir mutluluk olduğu söylenmişti. Yani dolaylı yoldan Merthan sayesinde hastaneye girmişti.

Feyza telefonunun çalmasıyla birlikte çağrıyı "Alo Ferhat amca, nasılsın?" diye yanıtladı.

"İyiyim güzel kızım, sen nasılsın? Heyecanlı mısın bakalım yarın için?"

"Yani," dedi tekdüze bir sesle. "Biraz." Aslında birazdan fazla heyecanlıydı. Yine de bunu kimseye yansıtmamakta kararlıydı.

"Yarın sizin başhekimle görüşmem var, giderken seni de bırakırım."

"Ya Ferhat amca," dedi Feyza harfleri uzatarak. "İlkokul çocuğu gibi beni sen bırakmayacaksın değil mi? Arabamla giderim."

"Sevgilin bıraksa ay çok romantik derdin ama."

Feyza istemsiz bir kahkaha attı, haklıydı. Derdi.

"Ben çok erken gideceğim ama, siz ne zaman görüşecektiniz?"

"Kıvırmaya çalışmayın hemşire hanım, yarın sizi okula sabahın köründe de olsa yaşlı bir amcanız götürecek."

İstese tek başına gitmek için Ferhat amcasını ikna edebilirdi ama Ferhat amcasının onda emeği büyüktü ve Feyza için ona "hayır," demesi her şeyden daha zordu. Bittim artık ben, ölseydim keşke, yaşamamın ne anlamı var, yaşayacak bir hayatım kalmadı... diye düşünürken Ferhat amca ona yeni bir hayat inşa etmişti. Ünlülüğünün nimetlerinden yararlanana kadar ona göz kulak olmuş, maddi manevi desteklemişti. Bu yüzdendir, tüm bu şatafatı ona borçlu hissediyordu.

Ferhat amcasıyla anlaşarak telefonu kapadı Feyza. Odasını toparlayıp duşa girdi.

Korkuyordu.

Bunca yıl okudum, çalıştım, didindim diye düşünüp kaydını dondurmamış hemşireliğe devam etmişti. Ya şimdi, aynı ortamda bulundukları doktorlardan dolayı kendini kötü hissederse? Yine üç ay önceki haline dönerse? Alkole sarılır, içer, küfreder, erkeklerle kameralara poz keser, hayatını kendine zindan ederse?

Saçından aşağı kuvvetle akan su, gözlerinden akan yaşları kamufle etti. Sadece korkusu bile onu ağlatmaya yetiyordu. Parmaklarını ıslak saçlarından geçirerek geriye doğru attı. Su dirseklerinden süzülüp ince bir çizgi halinde yere damladı, damladı. Sonra birden göğsü birkaç saniyeliğine sıkıştı.

Asalak FenomenWhere stories live. Discover now