19- İlk öpücük

74.2K 6.2K 3.8K
                                    

Ta daaa!! Düzenler düzenlemez bölümü paylaşıyorum çünkü eeennn sevdiğim bölümlerden biri. Keyifli okumalar!
**

Aynı yer aynı soru aynı kişiler... Ama aynı etki mi bilemedi Merthan. Onu kahve diyetine sokan kadının kahve almak istemesi bütün moleküllerin 'iç iç' diye ayaklanmasına neden olmuştu. İçmek istiyordu. Elinde hâlâ onun saçlarının yumuşaklığı varken gerçekten kahve içmek istiyordu.

Yine de "Kahve mideme iyi gelmiyor," dedi. Aslında bir içse nasıl iyi gelecekti, biliyordu. Tüm o hazımsızlığı gidecekti.

Feyza onun kahve diyetini bilmediği için, sorgulamadan inandı bu dediğine. Saçlarını kulağının arkasına iterken "Peki, başka bir şey ister misin?" diye sordu.

Yumruk yaptığı elini açtı kapadı Merthan. Açtı kapadı. Açtı kapadı. Çok şey istiyordu. En çok da iradesini son zerresine kadar kullanarak ona karşı çıkarken Feyza'nın kendisini zorlayarak iradesini yıkmasını... Bir şey demeden sıkıca sarılsın mesela. Ansızın öpsün. Zorla kahve içirsin. O pes etmek zorunda kalsın.

Ve günün birinde her şey tersine döndüğünde, ben elimden geleni yaptım diyebilsin.

"Yok," dedi Merthan. Öyle hevessizdi ki bunu söylerken Feyza kendini fazlalık hissetti. Orada daha fazla kalmak istemeyerek "Ben gideyim o zaman," diye ayağa kalktı. Bir basamak indiğinde Merthan onu durdurmak için "Feyza..." diyerek elinden tuttu. Feyza durunca Merthan onun elini yavaşça bıraktı ve "Sana asalak fenomen dediğim için üzgünüm," dedi.

"Üzülme, artık sadece sen demiyorsun. Tüm ülke diyor."

"Bundan dolayı da üzgünüm."

Feyza başka üzgün olduğun konular var mı dercesine kaşını kaldırıp, başını hafifçe yana doğru eğdi. Merthan devam etmeyince "Başka..." diye mırıldandı.

Merthan, Feyza'nın yüzündeki haylaz parıltılara yorgun bir tavırla gülümseyerek baktı. Şu an gözüne oldukça tatlı geliyordu. Şu an onu öpmemek için kendini zor tutuyordu.

"Sana cereyanın tanımını yaptığım için de..."

"Başka?"

"Başka..." Gözlerini onun üzerinde gezdirdi, Merthan. Esmer teninde, orman yeşili gözlerinde, yüzüne gölgesi düşmüş uzun kirpiklerinde, öpülesi dudaklarında... Feyza'nın ondan beklediği asıl özrün ne olduğunu biliyordu ve haksız da sayılmazdı. Şöyle bir bakıyordu da gerçekten haksız sayılmazdı.

"Güzelliğinden sonra parantez ünlem parantez kullandığım için de üzgünüm."

Feyza sanki özrü bekleyen o değilmiş gibi burnunu kıvırdı, alakasız bir şekilde kaşının üzerini kaşıdı.

"Eğer güzel olmadığımı düşünüyorsan özür dilemene gerek yok."

Merthan başta gülümsedi, sonra güldü. Dişleri açığa çıktı, gözleri kısıldı. Feyza resmen ona iltifat etmesi için önüne olta atmıştı. Verdi ona istediğini.

"Ortalamanın epey üstündesin," dedi. Bir yandan da tekrardan parmak ucundan saç teline kadar ayrıntılı inceledi onu. Üzerindeki hemşire forması vücut hatlarını pek belli etmese de yardım gecesinde sarı elbisesiyle görmüştü onu. İnce belini biliyordu, biçimli kalçasını, bacaklarını... Esmer tenini... Gözleri zaten...

Derin bir nefes alarak "Güzelsin," dedi ve yeterli gelmemiş olmalı ki ekledi. "Baya."

Feyza sanki ilk defa iltifat almış gibi heyecanlandı. Kalbi hızla atmaya başladı, midesinde kasılmalar oluştu. Sıcak bastı ve biraz da utandı. Daha güzel iltifatlar aldığı olmuştu ama en güzeli buydu sanki. Merthan'ın "Güzelsin, baya," demesi.

Asalak FenomenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin