3- Doktor oluyorum!

77.2K 5.2K 925
                                    



**

Heyecan, mutluluk, umut...

Ve tüm bu hissettiklerini sönük bırakacak bir kaygı...

Maili ilk okuduğunda hatta defalarca kez tekrar okuduğunda aklına bir kez bile gelmeyen belki kandırıyorlardır düşüncesi başını yastığa koyduğu an zihninde yıldırım etkisi yaptı.

Neden diye düşündü? Amacı neydi, bundan yararı ne olabilirdi?

Adamın gerçekten var olup olmadığını öğrenmek için Google'da ismini arattı. Biri onunla dalga geçiyor olabilirdi. Ne de olsa bin bir insanla sınav sonuçlarını paylaşmış, hatta bir güzel de sistemi eleştirmişti.

Ferhat Aydoğan'ın ismini arattığında karşısına altmışlı yaşlarda, ağırlaşmış saçları ve sakalsız yüzüyle yaşlı bir adam çıktı. Ona attığı mailden dolayı mıydı bilmiyordu ama, o an yaşlı adamın yüzü çok nurlu gelmiş, gördüğü gibi de ısınmıştı.

Özel Aydoğan Hastanesinin sahibiydi, başarılar kısmı idol alınacak kadar doluydu. Aldığı ödüller, yazdığı makaleler... Yaptığı bir ameliyatla dış basına bile çıkmıştı.

Adamın bir kanala verdiği röportajı izledi. Eğer maili atan kişi gerçekten de Ferhat Aydoğan'sa, onu kandırdığını düşünmüyordu. Yine de tüm kaygılarını yok etmek için mailin sonuna bıraktığı telefon numarasını aradı.

Sponsordan emin olmadan ailesine söyleyip onları boşuna umutlandırmak istemiyordu. Zaten şu an babası, bu sinirle kabul etmesine bile izin vermezdi. En iyisi sakinleşmesini beklemekti.

Telefon üçüncü çalışta açıldığında "Alo," dedi heyecandan titreyen bir sesle. Sonra adamın konuşmasına fırsat vermeden "Ferhat Aydoğan'la mı görüşüyorum acaba?" diye sordu.

"Evet, siz kimsiniz?"

"Ben, Feyza Soysal. Attığınız mail hakkında sizinle konuşmak istedim."

Yaşlı adam sanki hatırlamak istercesine birkaç saniye sessiz kaldığında Feyza o sessizliğin altında ezildi.

"Feyza Soysal," dedi yaşlı adam. Sesinde sanki aklından çıkmış da sonradan hatırlamanın verdiği bir sevinç vardı. "Umarım olumlu bir geri dönüş yapmak için aramışsındır."

Gülümsedi Feyza, ama bu gülümseme dudaklarında çok kısa bir süre kaldı ve gerginliğini belli edercesine "Sponsor olma konusunda ciddi misiniz?" diye sordu.

Hayır, dese oturur ağlardı.

Bu fikre, tıp okuyabileceğine sonuç olarak da doktor olacağına kendini o kadar alıştırmıştı ki bir anda aksi olursa toparlanması imkânsız olurdu.

"Şüphen olmasın. İçin rahat edecekse sözleşme imzalarız. Hatta çok daha iyi olur, böylece ailenin de senin de aklın kalmamış olur."

Gerçekten de sözleşme hem ailesinin hem de kendisinin içinin rahatlaması için iyi olurdu ama hâlâ adamın ona bu kadar çok yardımcı olmak istemesinin nedenini anlayamamıştı. Bu devirde kim kime, böylesine bir yardımı yapardı ki?

"Bunun karşısında bir şartınız olacak mı?" diye sordu. Adamın ödeyeceği meblağlar, azımsanmayacak kadar büyük olduğundan içindeki kuşkuyu susturamıyordu. Annesinin izlediği dizilerde para karşılığı adamların sunduğu şartlar hiç de masum değilken, susturması biraz zordu.

"Tabii ki," dedi yaşlı adam. Feyza'nın o an, yüzü bembeyaz kesildi. Ağzına kadar gelen küfürlerini adamın "Tüm bunların sonunda seni alanında uzman, iyi bir doktor olarak görmek isterim," demesiyle yuttu.

Asalak Fenomenحيث تعيش القصص. اكتشف الآن