25- Sölenter Poyraz

70.7K 6K 2.9K
                                    

**

Sabah ilk uyanan Merthan'dı. Alarmın sesiyle gözlerini açmış, alarmı kapatmış sonra da gözlerini yumarak bütün gece rahat bir uyku çekmesini sağlayan kokuya doğru başını oynatmıştı. Bir süre hiçbir şey düşünmeden öylece durdu.

Yatakta miskinlik yapmak ona göre değildi. Alarmı çalar, alarmını kapar ve kalkardı. Ama onun yanındayken, onun sıcaklığını hissediyorken kalkmak büyük güçtü.

"Feyza," dedi, yeni uyandığından pürüzlü çıkan sesiyle. Feyza tabii ki ses vermedi. Merthan burnunun ucunu onun yanağına sürttü ve bir kez daha "Feyza," diye yineledi.

"Sus."

Güldü Merthan.

"Birazdan gideceğim ben."

Yarım yamalak gözlerini açarak geriye doğru kaydı, Feyza. Kaşlarını çattı, bakışlarını onun üzerinde dolaştırdı. "Nereye?"

"Kahvaltı yapmaya, sonra da vizite çıkacağım."

Feyza tekrardan başını kolunun üstüne koyarak gözlerini kapattı ve "Tamam," diye mırıldandı.

"Sen nasılsın, çalışabilecek misin bugün?"

"Hayır, başım ağrıyor."

Merthan yatakta tam olarak ona dönerken ilgili bir şekilde "Neresi ağrıyor?" diye sordu. "Göster bakayım."

Feyza onun hemen doktor kimliğine bürünmesini gülümseyen gözlerle karşıladı. Parmakları şakaklarına gitti ve parmaklarını derisine sertçe aşağı yukarı doğru bastırdı. "Burası."

Merthan bir dizini kendine doğru çekerken sırtını yatak başlığına yasladı, elini bir iki kez bacağının üzerine vurarak "Başını koy," dedi. Feyza ikiletmeden başını bacaklarının üzerine koyduğunda Merthan Feyza'nın az önce gösterdiği yere masaj yaptı.

"Çok mu ağrıyor, istersen ağrıkesici vereyim?"

Feyza başını hayır, anlamında iki yana salladı.

"Çok ağrımıyor." Gözlerini kapadı ve "Hem," dedi. "Ben öyle her şeyde ağrıkesici içmem. Zararlı."

Merthan "Bak sen!" diye alayla onu süzdü. "Sigara iç, alkol iç ama zararlı diye ağrıkesici içme. Böyle şeyleri sana babaannen mi öğretiyor?"

Feyza gülerek yatakta yan dönüp Merthan'ın beline sarıldı. Uykusu tam olarak açılmamıştı, bu yüzden de onun sıcaklığıyla tekrardan uyumak istiyordu. Keşke gitmek zorunda olmasa, burada onunla kalsaydı. Parmaklarını saçlarından geçirse, ara sıra öpse, yanağını okşasa, "Buradayım yanındayım," dese...

"Nasıl, geçti mi ağrın?" diye sordu Merthan, az önce düşündüğü gibi parmaklarını saçlarından geçirirken.

"Daha iyi."

Merthan dakikalar önce masaj yaptığı yeri öperken "Şimdi nasıl?" diye sordu.

Feyza güldü. "Çok daha iyi ama," dedi, sonra kaşları havalandı, biraz da çatıldı. "Bu tedavi bana özel değil mi?"

Merthan başını geriye atıp "Yok," derken, gayet ciddiydi. "Hastalarımın kalbini açıyorum, elime alıyorum, öpüp geri koyuyorum."

Feyza anlık gafletle Merthan'ın bunu yaptığını hayal edince güldü. Hatta o kadar çok güldü ki, Merthan da kendini gülmeden alıkoyamadı. Sonra birden zaman yavaş akmaya başladı. Feyza'nın gülmesi, gülerken başının hareketi, saçlarının geriye doğru düşmesi... Her şey yavaşladı. Ona bakarken dudağında oluşan gülümseme yüzünde dondu. Feyza'nın yanındayken kendini daha genç hissediyordu. Daha canlı. Daha enerjik. Daha keyifli. Üstelik garip bir şekilde eskiden olsa yatakta beş dakika fazla kalsa amma miskinlik yaptım diye düşüneceği zamanları yanında Feyza var diye, değerli hissediyordu. Miskinlik yapıyormuş gibi gelmiyor, uzatabildiği kadar uzatmak istiyordu. Ama uzatamıyordu.

Asalak FenomenWhere stories live. Discover now