52- Kalbim sıkışıyor

53.8K 5.7K 2K
                                    

Bölümü erkenden attım. Bol bol yorum bekliyorum. Keyifli okumalar.

**

Güneş tüm kızıllığıyla perdenin açıkta bıraktığı alandan sızarak, yatakta yatan adamın yüzüne kalın bir çizgi halinde vuruyordu. Merthan uyku ve uyanıklık arasında o ince çizgideyken dün gece gözlerinin önüne düştü. Dudakları gerildi ve sert çehresinde iç ısıtan bir aydınlık belirdi.

Gözkapakları yavaşça aralandı.

Dağınık beyaz çarşaf.

Feyza yok.

Refleksle dirseğinin üzerinde doğrularak banyoya doğru baktı. Kapısı açıktı ve ne Feyza orada görünüyor ne de onun varlığına dair herhangi bir ses geliyordu. Aniden başından aşağı kaynar sular aktı. Nefesi sıklaştı. Hissizleşti. Yatağın kenarındaki boxerını giyerek ayağa kalktı. Salona doğru giderken dudakları Feyza demek için aralansa da sadece yutkunmakla yetindi.

Yoktu.

İçeride de yoktu.

Gitmişti.

Her şeyin fazla hızlı geliştiğinin farkındaydı, zaten bu yüzden sabah pişman olmasından korkmuş onunla deli gibi sevişmek isterken, kendini geri çekerek içinde bulunduğu durumu, olacakları sorgulamasını istemişti. Sabah yine ona soğuk olmasına katlanamayacağını düşünmüştü.

Fakat keşke soğuk davransaydı, canı bu kadar yanmazdı.

Mutfak tezgahının üzerinde olan telefonunu eline alarak rehberden Feyza'nın ismini buldu. Her şey gün gibi ortadayken o hâlâ bazı şeyleri yanlış anladığını duymak istiyordu. Onun pişman olmadığını, sadece işi çıktığını ya da en kötü hazır hissetmediğini... Biraz da olsa ilişkilerine dair aralık bir kapı bırakmasını.

Ama olmadı.

Telefon çaldı, çaldı ve reddedildi.

Dişleri birbirine sertçe kenetlenirken parmaklarının arasında sıkıştırdığı telefonunu duvara fırlattı. Telefonun köşesi duvarın boyasını da alarak yere düşerken evin içerisinde büyük bir gürültü koptu.

O hayatı boyunca hiç, birini tekrardan aramaktan korktuğu için telefonu duvara atıp parçalamak zorunda hissetmemişti.

Üzerini giyinerek kendi evine gittiğinde ses çıkarmadan odasına çıktı. Direkt dört beş düğmesi ilikli olan gömleğini parçalarcasına üzerinden çıkardı. İçindeki öfke hareketlerine de yüz ifadesine de fazlasıyla yansıyordu. Tüm agresif üstünü çıkarmalarına rağmen banyonun kapısını oldukça sakin bir şekilde kapadı. Şu an Poyraz'ın uyanması en son isteyeceği şey bile değildi.

Suyun altında az da olsa rahatlarım diye düşünmüştü fakat su, omzundan aşağı aktığında sızlattığı yerler ona dün geceyi hatırlatıyor içindeki inanılmaz öfkeyi harlıyordu. Ellerini ıslak saçlarından geçirdi. Yarım saattir belki de daha çok suyun altındaydı, saçını dahi şampuanlamamıştı. Alnını duvara yasladığında gözlerinin önüne Feyza'nın dün gece kollarını boynuna sarması geldi. Gülümsemesi, o güzel yüzündeki gülümsemesi. Sonra da sabah yanındaki boşluk. Başını artarda duvara vurdu, yetmedi yumruk yaptığı elini mermere geçirdi. Nefes alışverişleri sıklaştı, göğsü hınçla yükselip alçalmaya başladı.

Suyu kaba bir hareketle kapatarak duşa kabinin içinden çıktı, beyaz havluyu beline sardı, eline küçük bir havlu aldı. Yatağın kenarına dizlerini açarak oturduğunda hissiz bakışları karşı duvardaki bir noktaya odaklandı. Aldığı her nefesle burun delikleri genişliyor, alnındaki damar daha da belirginleşiyordu.

Asalak FenomenWhere stories live. Discover now