60. BÖLÜM

14.3K 825 78
                                    


## Bu bölümden itibaren bazı zaman geçişleri olacaktır arkadaşlar. Bunları zaten yazarken belirtiyorum ama ola ki aklınız karışırsa diye burada da söylemek istedim.
İYİ OKUMALAR 😘😘 ##


“Yarın gidelim doktora artık! Nerdeyse beşinci ayına gireceksin. Bir kere kendilerini göstermediler diye neden bakmıyoruz ki tekrardan?” aynı şeyleri duymamla gözlerimi devirdim. Bu adam beni gerçekten dinlemiyordu ki aynı şeyde ısrar edip duruyordu.

“Ali anlamıyor musun anlamak mı istemiyorsun? Üç gün sonra zaten kontrolümüz var neden erkenden cinsiyet için gidelim ki? Sabret birkaç gün daha.” Kaşlarını çatarak kendini koltuğa attı. Artık sürekli yatmıyordum ve dikkat ettiğim sürece her işimi kendim halledebiliyordum. Doktor tamamen olmasa da düşük tehlikesinin olmadığını söylemişti ve bebeklerin gelişmeleri de normale dönmüştü. Ama ne kadar doktor söylese bile Ali Bey gün geçtikçe artan paniğiyle beni sıkıyordu. Sürekli doktora gitmek istiyordu, eskisi gibi beni kucağında taşımak istiyordu ve her şeyimi kendi halletmek istiyordu. Bense bu durumdan fazlasıyla sıkılmıştım. Ne benim ne de doktorun sözlerine kulak asmıyordu.

“Belli ki annelerine çekmiş bebeklerde. Aynı senin gibi inatçı. Bir türlü göstermediler kendilerini.” Alayla güldüm bu sefer.

“İnat konusunda hiç tartışmayalım istersen Ali? Zira kimin inatçı olduğunu herkes gayet iyi biliyor.”

“Kızıl cadı.” Homurtusuyla birlikte zil çalınca ayağa kalktım ve kapıya ilerlerken onun duyabileceği şekilde fısıldadım.

“Cücük Ali!” sinirle homurdanırken Azra’nın içeri girmesiyle bir şey diyememişti. Keyifle elimi uzattım bende Azra’ya. Tam zamanında gelmişti yoksa Ali ile fena atışacağımız kesindi. Ali abinin küçükken kendisine dediği lakabı her duymaya sinir küplerine biniyordu ve ben bunu öğrendiğimden beri de sürekli söylüyordum. Beni sinir ettiğinde tek savuşturabildiğim konu buydu çünkü.

“Hoş geldin Azra.” Gülümseyerek Ali’nin de elini sıktı.

“Hoş bulduk Şule Hanım, Ali Bey.” Tam oturması için kenara çekilmiştim ki tekrardan konuşmaya başladı.

“İsterseniz hemen eve geçelim bugün ve ondan sonra direk işlere başlayalım. Evin tadilatından sonra dekorasyon içinde zamanımız olmalı.” Bir şey demeden kafamı sallamıştım. Evi ararken yeterince zaman kaybı yaşamıştık zaten. Bence de hemen hallolsa daha iyi olurdu. Hala evin eşyalarını doğru düzgün seçememiştik.

“Tamam o zaman hemen çıkalım. Sen gelecek misin Ali?” sadece kafasını sallayıp salon çıkışına yöneldi. Tabi ki de kaşları çatık, huysuz ve despottu. Çalışanın yanında olduğu için bu hali gayet normaldi ama az önce ki konuşmamızın da etkili olduğuna emindim ben. Çok umursamadan çantamı alıp Azra ile peşinden yürümeye başladık.

“Ev dekorasyonu için de sen yardımcı olacak mısın?”

“İç mimarlarımız var Şule Hanım. Eminim ki onlar benden daha faydalı olurlar size.” Ali hemen arabaya binmişken fısıltıyla eğildim.

“Sen bu işi Ali’ye bırakma ama. Sırf bayan olsun diye önüne geleni gönderir. En iyisini göndermeye bak sen.” Ufakça gülümseyip kafasını salladı. Aslında oldukça konuşken ve kafa dengi bir insandı Azra ama Ali yanımızda olduğu zamanlarda bütün çalışanları gibi tüm ciddiyetliğine bürünüyordu. O yüzden bu işlere Ali’yi pek dahil etmiyordum. Bugünden sonra da eve gelmezdi zaten. Yeni tutmuştu evi ve ilk defa gidecektik.

“Biraz daha büyümüş bebekler.” Gülümseyip elimi karnıma koydum.

“Üçüz olunca her geçen gün büyüyorlar.” O da gülümsedi ve Kerem’in açtığı kapıdan girdi, bende ardından ön tarafa binerken Ali hemen yola koyulmuştu. Uzun süredir de arabayı hep kendisi kullanıyordu. Eskiden bu kadar kullandığını görmemiştim. Artık Cemal’e pek bırakmıyordu bu işi.

DÜRÜST YALANCI: KISADIR AŞKIN BOYUWhere stories live. Discover now