55. BÖLÜM

13.5K 665 34
                                    

### Merhaba arkadaşlar. Finallerimi bitirdim ve bir okul dönemini kapatıp geldim karşınıza. Eğer ki ilhamlarım beni sevgiye boğarsa bu aralar hızlı hızlı bölümleri paylaşmak istiyorum. 😇😇 gerçekler bir bir ortaya çıkarken finale de yaklaşıyoruz sonuçta 😎😎 aslında bölümü biraz daha erken atacaktım ama biliyorsunuzdur wattpad de bu sıralar sorun vardı. Bildirimleri bile göremiyordum dün akşama kadar. O yüzden bugüne kaldı 😔😔 Neyse artık. İnşallah beğenerek okuyacağınız bir bölüm olur. Yorum istiyorum. Satır arası yorum yapın. Hikayemizi canlandıralım biraz lütfen 🙏🙏 hepinizi öpüyorum. İYİ OKUMALAR 😇😇😚😚 ###





Ağzından kanlar akan adamın yüzüne hiç acımadan bir tane daha vurdum. Böyle bir şey yapacağımı hiç tahmin etmediği için, ilk uyandığı zaman biraz afallamıştı. Ama ondan sonra her zaman ki pişkin haline dönerek beni delirtecek şeyler söylemeye başladı. Onun sesini duydukça, Şule’nin sözleri aklıma geliyordu ve daha büyük bir sinirle vuruyordum ona.
Bir kez daha tam ağzının ortasına vurdum. Kenara tükürdüğünde dişinin düşme sesini duydum. Kerpetenle ben sökmek istiyordum dişlerini. Her birini tek tek. Çığlıklarını duyarak yavaş yavaş çekmek istiyordum.

“İstediğin kadar işkence yap. Ben hepinizden intikamımı aldım.” Alaycı sözlerinden sonra yamukça güldü. Bende güldüm bu haline ister istemez. Gülüşüm neşeden uzaktı ama. Tamamen içimden gelen bir sinirle gülüyordum. İkinizde kahrolun demişti Şule. Ben her dakika saniye kahroluyordum zaten. Onun bakışlarını hatırladıkça, sözleri beynimde çınladıkça ben kahroluyordum ama Yalçın’ın da kahrolması gerekti. Şule’nin ailesi için, bana, aileme yaptıkları için kahrolması gerekiyordu.

“Ben senden intikamımı yavaş yavaş alacağım ama. Birden öldürmeyeceğim seni. Bu iyiliği yapmayacağım.” Omzunu silkti ve yüzünü bana doğru tuttu. Bu hali içimdeki volkanı alevlendirirken arkamı döndüm ve masaya bakındım. Her türlü alet vardı burada. Hepsini tek tek üstünde uygulayacaktım. İçimden geçmişin izleri silinene kadar, benden aldıklarının acısı dinene kadar durmayacaktım. Bana öğrettiği her bir detayı kullanacaktım.

“Sana her zaman duygularının esiri olma demiştim. Bu seni sadece acizleştiriyor ve zayıflatıyor. Hiç beni dinlemedin Ali. Sende tam benim adımı yürütecek potansiyel vardı. Ama sen aptal gibi o salakların peşinden gitmeyi tercih ettin. Gerçek ailen olmayan insanlar için babana sırtını çevirdin. Aptal herif.” Aile görmemiş bir herif için fazla kesin konuşuyordu. Sanki onların bana hissettirdiklerini anlayabilirmiş gibi. Başka bir şeyin onlara denk olabilirmiş gibi. Asıl aptal olan oydu. Elime çatal boğazlığı aldım ve ona döndüm.

“Anne ve babasından sadece dayak yemiş, kız kardeşi de intihar etmiş biri için ne de güzel laflar bunlar. Sahi ya baba, kız kardeşinle nasıldı aran? Onun için de duygularını alır mıydın?” gözlerinde şimşekler çakarken güldüm.

“Doğru ya. Onun içindi bütün olanlar değil mi? Kendini kullandırıp, öldüren bir sürtük için.” Hızlıca sandalyesinden çıkmaya çalışırken alaycı gülmeme devam ettim. Onu nasıl kahredeceğimi çok iyi biliyordum ben. Hem onu içten içe bitirecektim, hem de fiziksel olarak mahvedecektim.

“Düzgün konuş lan it herif. Ağzına sıçarım senin. Onun hakkında düzgün konuş.” Bağırmasını umursamadan Kerem’e kafamla işaret verdim. Hızlıca öne atılıp kafasını kaldırdı ve sabit tutmaya çalıştı. Yalçın iti kıpırdanıp dursa da Kerem omuzlarını da kullanarak sıkıca sabitlemişti kafasını. Hızlıca boğazlığı taktım. Şimdi bir çatal boğazında, bir çatalda tam göğsüne doğru denk geliyordu. Dayanıklılığı ne kadarmış bakalım? Elime masa da duran kemeri de aldıktan sonra

“Canın mı yandı sözlerimden sonra yoksa? Kıyamam sana!” deyip, karnına kemerle vurdum. Biraz daha geriye doğru kendini atarken çığlık atmamak için zor tuttu. Elbet çığlıkta atacaktı. Elbet o çatalları kendine batıracaktı.

DÜRÜST YALANCI: KISADIR AŞKIN BOYUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin