7. BÖLÜM

18.4K 1.1K 42
                                    

## Herkese merhaba. Umarım hikayemi beğenerek okuyorsunuzdur. Yorumlar çok az ama. Gerçekten eleştiri dahi olsa tabi seviyeli ve saygı çerçevesinde ki her türlü eleştiriye açığımdır. Bir yanlışım varsa bunu söylemekten çekinmeyin lütfen. 😊  keyifli okumalar size. Umarım beğenirsiniz😘😘 ##

Karşımda acizce duran adama baktım. Aptal herif. Ailesini düşünmeden böyle boktan işlere girişmişti. Şimdi de karşıma geçmiş acizce yalvarıyordu. Onu uyarmıştım. Beni kışkırtmaması için, bana bulaşmaması için onu uyarmıştım. Ama madem kendini ve ailesini önemsemeyecek kadar salaktı cezasını da çekecekti.

"Ailem-" dediği anda boğazına sarılmıştım. Konuştukça sinirlerimi bozuyordu.

"Seni en başta uyardığımda aileni hatırlamadın mı it?" diye tısladığımda bedeni titremeye başladı. Umursamadım. Eğer birini umursarsam, eğer birine zayıflık gösterirsem yıkılmam kolay olurdu. O piç kurusu gibi para için masumları öldürmeyecektim. Para için kendi ailemi satmayacaktım. Güçlü olabilmek için şerefsizlik yapmayacaktım. Tiksinerek elimdekini yere ittim. Babamın pisliklerinin ayağıma dolanmasından sıkılmıştım artık.

"Onları öldürmeni Yalçın Yalman mı istedi?" hızla kafasını iki yana salladı. Ve sonra da titrekçe konuşmaya başladı. Midem bulandı zayıflığından.

"Hayır Ahmet Cimil istedi. Sonra seni ve Yalçın Yalman'ı da öldürmemi istedi. Ama Yalçın Yalman ile iş birliği yapınca bana yardım etti." öfkem kanımda kontrolsüz bir alev gibi çoğaldıkça çoğalıyordu. Babam olacak it sırf onun gibi olmuyorum diye kendi oğlunu öldürecek kadar şerefsizin tekiydi. Olmayacaktım ama onun gibi. Ne onun gibi olacaktım ne de ailemi öldürmesine izin verecektim. İçimde ki öfkeyi daha fazla tutamadan elimde toplandı ve tüm gücümle karşımda ki herife vurmaya başladım.

"Seni, bana bulaşma, aileme bulaşma diye uyarmıştım." sessizce söylediğim sözlerden sonra piç kurusu ağlamaya başladı. Daha hızlı vurdum. Elime iğrenç kanı bulaştığında tiksintiyle yere fırlattım.

"Bir daha ne sana ne de ailene bulaşmayacağım. Söz veriyorum karşına çıkmayacağım. Lütfen bırak beni." sözlerine kulaklarımı tıkadım. Tıkamak zorundaydım.

"Bir daha karşıma çıkma gibi bir şansın olmayacak." öldürdüğü masum insanlar gözümün önüne gelince belimdeki silahı tereddütsüz çıkarıp kafasına dayadım. Benim ailemde onların pis işlerinin kurbanı olmayacaktı. O şerefsiz emellerine asla ulaşamayacaktı. Acizce yalvaran adamı umursamadan gözlerinin içine bakarak silahı çektim. Kendi ailesini bile önemsemeyen adam için vicdan azabı çekmeyecektim. O piç kurusu yüzünden elimin kana bulanmasını da umursamayacaktım. Aileme zarar gelmemesi için ne gerekiyorsa yapmam gerekti. Yerde ki adama tiksintiyle bakıp arkama döndüm.

"Ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz!" adamlarım hızla işe koyulurken bende o iğrenç yerden çıkmıştım. Kulağımda teyzemin sesi yankılanmaya başlamıştı. Kulak tıkamaya çalıştım. İçerde ki ölümü hak etmişti. Onu öldürmeseydim başkası yüz bulup yine bulaşacaktı. Teyzemin nasihat dolu sözlerini duymamaya çalıştım. Pişman olmayacaktım. Böyle olması gerekiyordu.

**********************

Aniden uyanmamla bir süre öylece etrafa baktım. Bu rüya da nerden çıkmıştı şimdi? Saate baktım. Altı bile olmamıştı daha. Bu saatte teyzemi ararsam endişeden bayılıp kalırdı her halde. Yüzümü sıvazlayarak yataktan kalktım. Işığı yakacakken koca harflerle yazan ŞULE ALARCIN dosyası dikkatimi çekti. Işığı yakıp elime dosyayı aldım. Ezberlemiştim dosyayı. Attığı adıma kadar her şeyini ezberlemiştim. İlk sayfayı açtım. Mezuniyeti için çektirdiği fotoğrafı vardı. Mavi gözleri fotoğraftan bile cam gibi parlıyordu. Yüzünde makyaj olmadığı çok belliydi. Ama yine de yüzü çok fazla pürüzsüzdü. Ve bu durum beni oldukça şaşırtmıştı. Asya'm dışında makyajsız kadın görmemiştim daha önce. Aniden dudaklarının kıvrımı dikkatimi çekti. O kadar doğal bir şekilde gülmüştü ki... Kendimi elimle takip ederken buldum. Saçmalıyordum. Hızla sayfayı çevirdim. Kimlik bilgileri vardı. Diğer sayfayı çevirdim. Ailesinin bilgileri vardı. Ölümlerine kadar olan her şey. Bir kaç sayfa daha ilerledikten sonra dikkatimi çeken şeyle hızla saate baktım. Her zaman yürüyüşe çıktığı zamandı. Yerimden kalkarak, eşofmanlarımı giydim. Yürüdüğü yer bana hayli uzak olsa da yavaş yavaş tanışma vaktinin geldiğini de biliyordum. Bu işi daha fazla uzatamazdım. Onunla konuşacaktım.
Hazırlandıktan sonra bir kaç korumayla birlikte yola çıktım. Yürüyüşe gidiyor olsam bile hiçbir şeyi şansa bırakamazdım. Düşmanlarımın nefesi her an ensemdeydi.
Sabahın erken saati olduğu için yollar bomboştu. O yüzden kısa sürede istediğim yere gelmiştik. Onun evinden biraz uzaktaydım şu anda ama yürüyerek karşısına çıkmak istiyordum. Arabadan korumalarla indiğimde hemen etrafı kontrol etmişlerdi.

DÜRÜST YALANCI: KISADIR AŞKIN BOYUWhere stories live. Discover now