54. BÖLÜM

14K 846 171
                                    

### iyi akşamlar arkadaşlar. Yılın son gününde size bu kadar uzun bölüm yetiştirebilmek için iyi yıprandım. Ve final haftasındayım şu anda 😕😕 O yüzden böyle zor ve uzun bölüme yakışır beğeni ve yorumlar istiyorum. Rekorunuzu kırın yılın son saatlerinde ve beni mutlu edin. 😇😇 Bir daha ki bölüm finallerimden sonra gelecek arkadaşlar. Şimdiden bilginiz olsun. Biraz bekleyeceksiniz artık ama elimden başkası gelmiyor. Bu haftalar sabahlayacağım durumlar olacak. Bol dualarınıza ve sabrınıza ihtiyacım var. 🙏🙏😇😇

Bir şarkı paylaştım. Medyada. İlk kısımları okurken bu parçayı özellikle dinlemenizi istiyorum. Zorlu sahnelerde ve böyle duygusal sahnelerde benim yardımcım olmuştur hep. Sizi de okurken duygusal bir havaya katacağına eminim ben. 😎😎 Son olarak yeni yıl hepinize sağlık mutluluk ve huzur getirsin. Dilediğiniz ne varsa onu yaşayın. Çok mutlu olun, çok sevin ve aşık olun 😉😉 2018 hepimize çok iyi gelsin inşallah 😚😚 hepinizi seviyorum ve İYİ OKUMALAAR 😇😇😍😍😍 ###









"Şule umurumda bile değil. İstersen şimdi bile alabilirsin. Onunla ne bok yersen de ye. Ama Asya'ya dokunma. Aileme dokunma." Gözlerinin içine bakarak duyduğum sözlerden sonra bir külçe gibi bedenimi yere bıraktım. Kocam dediğim adamın umurunda bile değildim öyle mi? Sevdiğim adamın, güvendiğim adamın hiçbir şeyi değildim ben. Beni nefret ettiği babasına bile satabiliyordu. Sırf ailesi için. Her şeyi onlar için yapmıştı. Beni onlar için kullanmıştı. Kalbimi paramparça etmişti. Ağzımdan bir hıçkırık koptu. Yüreğimden usul usul koptuğu gibi. Her şeyimle güvenmiştim ben. Hiç tanımadığım adama, aniden kocam olarak çıkan adama güvenmiştim. Sarılışına, gülüşüne, sahiplenmesine... Aptalın tekiydim ben. Babamın sözlerini unutmamalıydım. Kendimi bırakmamalıydım.

Hıçkırıklarım devam ederken ekranda tekrardan o adamın yüzü belirdi. Kırılmışlığımın yanında birde nefret oluşmuştu. Bu adam benim ailemi öldürmüştü. Onları benden almıştı. Hiç acımadan. Beni en dipsiz kuyuya atıvermişti. Hızlıca elime gelen ilk şeyi televizyona fırlatıp, ekranın kırılmasını izledim. İçim soğumadığı gibi daha da hırslanmıştım. Annemin kokusunu sonsuza kadar benden almışlardı. El birliği ile dünyamı yıkmışlardı benim. Elime ne gelirse etrafa atmaya başladığım da arkadan Ali'nin sesini duydum. Onun sesini duymak istemiyordum. Onu ve onun getirdiklerini de istemiyorum. Ondan olan hiçbir şeyi istemiyorum. Elime geçen vazoyu hızla cama attığımda çığlık atmaya başladım. İçimde büyük bir yangın vardı şimdi. Hiç sönmeyecek kadar büyük, beni küle çevirecek kadar yakıcıydı. Kabullenemiyordum bu olanları. Bir intikam uğruna her şeyim yok olmuştu. Kendi benliğim bile bana ait değildi.

Bedenimi daha fazla taşıyamadım ve yere bıraktım. Herkes kendi kafasına göre hayatımı yönetmişti. Ailem geçmişinin acısı yüzünden, beni kafesin içine tıkamıştı. Sonradan da hiçbir şey söylemeden gitmişlerdi. O adam sırf intikam uğruna elimdeki tek değerli olan şeyleri almış ve beni kapkaranlık bir dünya da bırakmıştı. Ali ise babasına inat beni kullanmış, beni kandırmıştı. Nasıl bu kadar aptaldım ben? Hızlıca başıma vurdum. Aptaldım ben. Aptal, aptal, aptal. Hep güvensizlikle büyüyen ben, hayatımın en büyük aptallığını yapmıştım.

"Allah sizi kahretsin." Fısıltımla Ali yanıma çöktü. Tekrardan gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Canım yanıyordu. Canım çok yanıyordu.

"Mahvettiniz beni. Allah sizi kahretsin. Yok ettiniz beni, yok." Kendi sözlerim bana daha ağır geliyordu. Bunu kolay kaldıramayacaktım. Bunu kabullenemeyecektim. Ona döndüm. Bütün sevgimle birlikte, kalbimi nefrete dönüştüren adama baktım. Öylece bana bakıyordu. Yalandan, pişman olmuş ifadesiyle öylece bana bakıyordu. Sinirlendim bu haline ve yüzüne karşı bağırmaya başladım.

DÜRÜST YALANCI: KISADIR AŞKIN BOYUWhere stories live. Discover now