FAVORİ

By Anesrum

284K 23.5K 4.2K

Cevahir Cemre, ruhu eskilerde kalmış bir pısırık, dili değil beyni sivri olan, iflah olmaz bir âşıktır. Okul... More

Tanıtım
1. Bölüm: "Favori'nin Kusuru"
2. Bölüm: "Dilsiz Cevahir"
3. Bölüm: "Sırra Mühür Basmak"
4. Bölüm: "Kişilik Listesi"
5. Bölüm: "Usta Yalancı"
6. Bölüm: "Vakumla Beni Pakize!"
7. Bölüm: "Güzin İle Baha"
8. Bölüm: "Alışma Süreci"
9. Bölüm: "Emanetime Hıyanet Etme!"
10. Bölüm:"İddia Kraliçesi Damla"
11. Bölüm: "Amaçsız Cevahir"
12.Bölüm: "İlk Randevu"
13.Bölüm: "En İyisi"
14.Bölüm: "Taylan, Müzik, Doksanlar"
15. Bölüm: "Gümüş Günü"
16.Bölüm: "Prens Köle Olursa"
17.Bölüm: "Anan Kim?"
18.Bölüm: "El-Hubb"
19. Bölüm: "Çok İyi Arkadaş"
20.Bölüm: "Okul Partisi"
21.Bölüm: "İlk Yalan"
22.Bölüm: "Sen Kimsin?"
23.Bölüm: "Aşktan Kaçmak"
24.Bölüm: "Çağlar'a Düşen Sırlara Sarılır"
25.Bölüm: "Kalp Kaçar"
26.Bölüm: Çocuk Parkında Facia"
27.Bölüm: "Nediz Ailesine Giden Yol"
28.Bölüm: "Nediz Toprakları"
29.Bölüm: "Okul Taylan'a Karşı"
30.Bölüm: "Sırrımız?"
31. Bölüm: "3C'nin Favorisi"
32. Bölüm: "Yalanların Ardında"
33. Bölüm: "Huzurevi Çetesi"
34. Bölüm: "Berru'nun Sırrı"
35. Bölüm: "Buzun Hükümdarı"
36. Bölüm: "Taraflar"
37. Bölüm: "The Görümce"
38. Bölüm: "Acaba?"
39. Bölüm: "Bebek Bakıcısı"
40. Bölüm: "1 Cevahir 3 Taylan"
41. Bölüm: "İtiraf Rüzgarı"
42. Bölüm: "Yakın Ama Uzak"
43. Bölüm: "Ölmek"
44. Bölüm: "Acı? Acı!"
45. Bölüm: "Sevdamız"
46. Bölüm: "Saf Sevgi"
47. Bölüm: "Favori 3C'yi Seviyor!"
48. Bölüm: "Barış Antlaşması"
49. Bölüm: "Elveda"
50. Bölüm: "Bir Daha Asla" (Final)
SON
Özel Bölüm: "Damat Kınası"
Özel Bölüm 2: "Aşırı Doz"
Özel Bölüm 3: "Seni Seviyorum...Cennet."
Özel Bölüm 4: "3T ve Cevahir Nediz"
Özel Bölüm 5: "Arkadaş Krizi."
Özel Bölüm 6: "Elde Etme Planı"
Özel Bölüm 7: "Bakıcı"
Özel Bölüm 8: "Merhaba"
Özel Bölüm 9: "Söz"
Özel Bölüm 10: "Sıradan Bir Akşam"
Özel Bölüm 11: "Bay ve Bayan Nediz"
Özel Bölüm 12: "Öpücüğün Sonu"
Özel Bölüm 13: "Ailemiz"
Özel Bölüm 14: "Hoş Geldin Bebek"
Son Özel Bölüm: "İyi ki Doğdun"
RUHUMDAKİ LEKELER

FAVORİ & BULUTLAR DA AĞLAR

2K 125 53
By Anesrum



                                             ♣ FAVORİ & BULUTLAR DA AĞLAR ORTAK ÖZEL BÖLÜMÜ ♣ 


Gözlerimi açtığımda garip bir odada buldum kendimi.

Bir dakika ya ben burada ne arıyorum?

"Taylan?" diye mırıldandığımda bir anda sevdiceğim kafasını kaldırdı. Benden uzakta, benim gibi bir sandalyeye oturtulmuştu ama benim Fındık Gözlü Prensi'min yüzüne bir sürü iğnesi olan garip bir maske takmışlardı. İğnelerin tenine değmesine sadece birkaç milim vardı.

"Cennet?" diye soludu bir anda korkuyla. "Neredeyiz biz?"

"Bir şey biliyorsam Arap Bacı olayım!" dedim hiddetle. "Neredeyiz yahu biz?"

"Kim böyle sinir bozucu bir şekilde konuşan?" Bir kız sesi duyduğumda kafamı yana çevirdim. Benim gibi sandalyeye bağlı şekilde oturtulmuştu. Kısacık, kulaklarının az aşağısında biten açık kahverengi saçları vardı. Kafasını kaldırıp bana doğru baktığında yüzünü kaplayan çilleri fark ettim. Normalde aşırı tatliş, ponçik ve de sevimli durması gereken çiller kızın bet suratında çok korkunç duruyordu. Öyle bir bakıyordu ki, beni korkutuyordu... Kafasını aşağıya doğru eğmiş, yüzünü ekşitmiş ve gözlerini kısmıştı. Gözleri nasıl olduğunu anlamadığım biçimde kırmızı renkteydi. Ay üç harfli filan olmasaydı bari.

Ben korkarım ayol!

"Nam?" dediğinde bir erkek sesi kız dahil sevdiceğimle benim de bakışlarımız kızın arkasına kaydı. Benim sevdiceğim gibi çocuğun suratına da garip bir maske takılmıştı ve onda da küçük iğneler vardı. Çocuk Taylan'ımdan birazcık uzun gibi duruyordu, simsiyah saçları vardı, uykulu bakan gözlerinden parlak yeşil rengini seçebiliyordum. Bu kız ile oğlan birbirlerini tanıyorlar mıydı acep?

"Kimsiniz acaba?" diye sorduğumda ikisinin de bakışları bize döndü. Garip bir şekilde bembeyaz bir odada bağlanmış şekilde otururken nedense onların kim olduğunu daha çok merak ediyordum. "Birbirinizi tanıyor musunuz?"

"Benim adım Ulaş," dedi çocuk kafasını sağlayıp vücudunu dikleştirerek. "bu kızın adı da Nam."

"Namverân," dedi anında korkunç suratlı kız soğuk bir sesle. "hala adımı düzgün söylemeyi beceremedin, IQ'un ayakkabı numarandan düşük sanırım!"

Oo diss!

İç sesim coşarken Taylan bana anlamadığını belli eden bakışlar atıyordu. "Görüldüğü üzere biraz da gıcıktır kendisi. İnsan fobisi var da biraz." Ulaş sinir bozucu bir şekilde Nam'a gülümsediğinde kız ona resmen dişlerini gösterdi.

Ay tövbe bismillah.

"Siz sevgili misiniz?" Meraklı Fındığım kafasını kaldırıp sorduğunda kız resmen ateş püskürterek döndü bize. Sevdiceğime çok hareket etmemesini söylemek istedim, iğnelerin batmasından korkuyordum.

"Sevgili mi? Ben ve o işe yaramaz aptal, problem-sapık çocuk mu? Sizin gözleriniz gerçekten görüyor mu? Yoksa zekanız akmaya mı başladı?"

"Çemkirme insanlara," dedi Ulaş. Vallahi çocuğu kızdan çok sevmiştim. Kız biraz yabaniydi, burnu havada gibiydi. Aynı Nur'a benziyordu.

Ay o yellooooz! Bak hatırladım yine sinirlendim.

"Peki siz sevgili misiniz?" diye sorduğunda Ulaş burnumu gururla havaya diktim.

"Ya Taylan görüyor musun nasıl ilk bakışta sevgili olduğumuzu anlıyorlar. Ne kadar yakışıyoruz! Resmen birlikte olmak için doğmuşuz, tü tü tü!" derken ben gıcık kız arkadan, "Siz sordunuz diye sordu." dedi ama onu takmadım.

"Bu kadar gevezelik yeter," dedi bir ses ve bir anda bembeyaz odada, tam karşımızda bir bölme açıldı ve bir televizyon gözler önüne serildi. Ekranda Jigsaw'ın görüntüsü çıkınca resmen titredim. İçimden tüm bildiğim duaları okurken onun burada ne işinin olduğunu sorguluyordum. Bu sırada içimde ki Türk kadını bağırıyordu.

Kız Jigsaw burada olmaz ayol, bembeyaz burası kırmızı kan lekesi çıkmaz yoksa. Jigsaaaw!

"Çocuklar bile eğlenir oldu," dedi Nam. Jigsaw'ın görüntüsü anında titredi.

"Ben çocuk değilim! Jigsaw'ım ben!"

Nam hıh'ladı ve kaşlarını kaldırdı. "O zaman neden çocuk bisikletinde oturuyorsun? Altına bez de takıyor musun bari?"

"Ben çocuk değilim diyorum sana! Değilim işte!" Jigsaw ellerini mızmızlanarak bisikletin üzerine vurduğunda suratımda 'Burada neler oluyor seni lanet olası Güneyli.' bakışı belirdi. Amerikan dizisinde görmüştüm.

"Al bak Jigsaw'ı bile delirttin, hala akıl sağlığımı koruyabildiğim için kendimle iki dakika gurur duymak istiyorum," dedi Ulaş ve sırıttı. Nam ise ona doğru bakıp ağzını eğdi.

"Tüm bunların korkunç olması gerekirken şuan delice gülesim var." diyerek Taylan'ım, sevdiceğim resmen ruh halimi özetledi.

Nam ile Ulaş didişir, ben ile sevdiceğim aptal aptal ellerini bisikletine vuran Jigsaw'ı izlerken ekrandaki görüntü titredi ve sapık katil "Yeter!" diye bağırdı. "Sizleri buraya, sizi delirtmek için getirdim, beni delirtesiniz diye değil! Şimdi, gördüğünüz gibi sevgilileriniz eğer dediklerimi yapmazsanız iğneleri yüzlerine batacak bir düzeneğe bağlılar."

Jigsaw konuşurken Nam, "O benim sevgilim değil!" diye bağırdı ama Jigsaw onu dinlemedi, dahası Ulaş kıkır kıkır güldü bunun üzerine.

"Cevahir," dedi Jigsaw, korku dolu gözlerimi kaldırdım. "Nam," dedi ama Nam bunun üzerine daha da çıldırdı. Gözlerini kısıp soğuk bir sesle konuştu.

"Namverân! Bari adımı düzgün söyle, ufak çocuk."

"Ben çocuk..." Jigsaw derin bir iç çekti. Bu kız ne kadar sinirse artık, Jigsaw'ı deli ediyordu. Aslında eğlenceliydi ha... "Eğer yirmi dakika içerisinde yirmi aç, ağlayan bebeği doyurup susturamazsanız, sevgililerinizin düzenekleri devreye girecek ve ölecekler."

"Benim Çekik Gözlü Prensi'm ölmek için çok ponçik," dediğimde Taylan "Bu nasıl yarışma?" diye Jigsaw'ı sorguluyordu.

Trajikomik bir ortamdaydık baya. Jigsaw bizi ölümcül bir yarışa sokmak istiyordu ama ortam o kadar komikti ki ciddiye alamıyordum. İçimden bir sesin Jigsaw'a sesleniş şekli de yardımcı olmuyordu.

Ya çen bişi öldürçen mi?

"İstersen Ulaş Eroltu'yu haşlama yap, umurumda değil. Hiçbir güç bana çocuk baktıramaz. Nefret ederim onlardan, ağlar dururlar hep."

"Ay kız niye öyle diyorsun, boğum boğum bacakları var böyle ısırasın da mı gelmiyor?" Ben ona döndüğümde Nam boş boş suratıma baktı. "Kalpsiz. Vallahi kalpsiz bu kız."

"İlla sevmem mi lazım, sevmiyorum işte."

"Ama beni seviyorsun, şimdi git ve o bebeklere bak. Öleceksiniz bakamazlarsa, diyor adam!" Ulaş Nam'a baktığında kız eliyle ekrandaki Jigsaw'ı işaret etti.

"Ne adamı yahu çocuk bisikletine biniyor."

Nam'ın kendisine yeniden çocuk demesiyle Jigsaw yeniden delirdi.

"Ben çocuk değilim!" Ama bu sefer Ulaş Jigsaw'ı hiç takmadan hınzır bir sırıtışla Nam'a bakmaya başladı. Çok güzel parıldayan yeşil gözleri vardı.

"Ha yani beni sevdiğini kabul ediyorsun?" Ulaş kaşlarını kaldırdığında Nam hafifçe kızardı ve kafasını bizden yana çevirip "Ancak rüyanda, problem-sapık çocuk!" diye tısladı.

Bir adet Efdal - Damla versiyonu gibiydiler. Hem aşırı benziyor hem de aşırı benzemiyorlardı onlara. Garipti vallahi!

"Yeter!" diye bağırdı Jigsaw ve bakışlarımız yine ona döndü. "Ben bir dediğimde mücadeleniz başlayacak. Kaybedenin sevgilisi ise..." Korkunç bir gülüş attığında Nam ayağını yere vurdu.

"Sevgilim değil diyorum sana!"

"Adam öldürmekten bahsediyor, be!"

"Bağrışmayı kesin," dedi bunun üzerine hayatımın aşkı. "karşıda bizi öldürmek isteyen psikolojik sorunları olan bir çocuk var siz hala kavga ediyorsunuz."

Böceğim, çiçeğimin de kendisine 'çocuk' demesinin üzerine Jigsaw daha da delirip kafasını arkasındaki duvara vurmaya başladı. Nedense bu görüntü karşısında kendimi tutamayıp gülmeye başladım.

"Çocuk değilim ben diyorum size! Değilim!" Jigsaw deli gibi bağırırken Taylan dudağını ısırdı.

Höst... Yapma lan öyle valla ısırırım seni! Ham yaparım seni!

"Üzgünüm..." dedi Taylan gülmemeye çalışırken kafasını duvara vuran Jigsaw'a. "Bir an kafam karıştı."

"Oynamıyorum ben ya..." dedi Jigsaw bize dönerek.

"Aa hadi ama yapma, mızıkçılık denir buna!" dedim bunun üzerine mızmızlanan Jigsaw'a. Koca gözleri bir anda aşağıya doğru kıvrılmış, ağzı büzülmüştü. Korkunç suratı bir anda üzgün surat oluvermişti. "Bak bakayım bana." Jigsaw omuzlarını silkti. "Aa bak ayıp oluyor ama bak bakayım bana."

Ben Jigsaw'ı sakinleştirmeye çalışırken Nam gözlerini devirip, "Bir de çocuk değilim, diyor." dedi. Bunun üzerine Jigsaw ufak bir çocuk gibi ağlamaya başladı.

"Jigsaw'ı ağlattı..." Ulaş hem güler hem de şok içinde bir sesle konuştuğun Jigsaw gözlerini koluna siliyordu. "sen nasıl bir ucube cadısın ya?"

Nam ona sert bir bakış attığında ikisine dönüp "Az susun bakayım!" diye haşladım ikisini de. Ulaş kafasını olumlu anlamda sallarken Nam, "Bırak ağlasın." dedi ama onu da bakışlarımla susturdum.

"Jigsaw, hanimiş ablasının bir tanesi? Hanimiş Jigsaw? Sen bizi mi kaçırdın?" Ben bebek sever gibi konuştuğumda Jigsaw omuzlarını silkti ama bana doğru dönmesinden hoşlandığını anlayabiliyordum. "Sen bizi öldürecek misin? Oyun mu oynayacaksın bizimle?"

"Evet, evet." dedi kafasını sallayıp. "Ama o kız bana kaka şeyler söylüyor." Parmağıyla şikayet eder gibi Nam'ı işaret ettiğinde kız gözlerini devirdi.

"Aa, pis Nam, Jigsaw'a kaka, öğk şeyler mi söylüyor? Cevahir abla döver onu. Ağzına acı biber sürer."

"Dene istersen." Nam dümdüz bana baktığında Taylan hafifçe gülüp Nam'a susması için 'şşt'ledi. Bunun üzerine Nam bir bana bir Balkanların Fatihi Gönlümün Prensi Çekik Gözlü Böceğim'e bakıp "Ne garip bir çiftsiniz." dedi.

Garip değildir o, güzeldir, ponçiktir, yanakları mıncırılıcak bir çifttir. Dilin sürtmüştür!

"Gerçekten mi?" Jigsaw şimdi ellerini birleştirmiş küçük bir çocuk gibi sağa sola sallanırken kafamı salladım.

"Tabii ya! Cevahir abla kızar ona." Nam'a baktım, ellerim bağlı olduğu için gözlerimi kısıp, kızar gibi yaptım. "Hmmmm. Kötü Nam! Kaka Nam!"

"Nam değil, Namverân!" diye çığırdı kız ama umursamadım. Sinirden elleri titreyen Nam'a bakıp kahkahayı bastı Ulaş.

"Ölecek olmam umurumda değil, Nam'ı bu halde göreceksem sonsuza kadar burada kalmak istiyorum."

"Pis şeyler söylemek yok bundan sonra Jigsaw'a. Kardeşte bizimle oynayacak, oyunbozanlık yaparsan seni cezalandırırım. Hmmmm!" Ben fırçamı bitirince Jigsaw burnunu çekti.

"Hadi ama ağlama artık." Bu sefer sevdiceğim konuşmaya başladı. "Bak biz koruruz seni, kimseler üzemez. Tamam mı?" Jigsaw yavaşça kafasını salladı. "Oldu mu?"

Jigsaw "Tamam!" diyince heyecanlı bir sesle Nam delirmişsiz gibi bize baktı.

"Az önce bizi öldürmek isteyen bir katilin gönlünü aldınız. Siz delirdiniz mi acaba?" Sorgular gibi baktığında Ulaş burun kıvırdı.

"Sen anlamazsın, malum sosyal fobisi olan bir kalpsiz olduğun için."

"Sen sus. IQ'su giydiği pantolonla aynı olan aptalların konuşmasına izin vermiyoruz."

Ulaş güldü. "E o zaman senin ömür boyu susman lazım!"

"Yeter!" Jigsaw yeniden eski haline büründü. "Bu kadar şamatalık yeter!" Üzgün suratı eski korkunç suratına döndü, yine o korkutucu sesle konuştu ama bir anda yumuşayıp kısacık bir anda bana dönüp, "Teşekkürler abla." dedi çocuksu bir sesle.

"Ablan sana kurban olsun. Tü tü tü tü!"

"Nasıl bir yere düştüm ben ya?" Nam hayatı sorgular gibi söylenirken Jigsaw güldü.

Elindeki bir düğmeye bastığında önümüzdeki beyaz duvarın aslında bir kapı olduğunu anladım çünkü kapı bir anda açıldı ve bir sürü ağlayan bebek karşımızda belirdi. Nam anında suratını asarken ben bebeklere bakıyordum. Ay çok tatlıydı bunlar be!

"Süreniz başladı!" dedi Jigsaw ve anında bizi sandalyeye bağlayan düzenek çözüldü. Ben koşarcasına bebeklerin yanına giderken Nam kalkıp tam tersi istikamete oldukça yavaş bir şekilde ilerledi. Gidip bir bebeği kucağıma aldım, hemen önlerindeki masalarda biberonlar, bezler, mendiller ve pudralar vardı. Tek yapmam gereken onları susturmaktı. Ben bebeği beslemeye başlamışken Nam eğilmiş arkada bir şeylere bakıyordu.

Ulaş telaşla," Ne yapıyorsun?" diye sorduğunda Nam oldukça sakin bir sesle "Çıkış yolu arıyorum." dedi. "Deli misin, bebekleri susturmazsan öleceğim!"

"Dünya bir aptaldan kurtulmuş olur işte, boş ver." Nam omuz silktiğinde ben hem bebeği sallayıp doyuruyor hem de onları izliyordum.

"Tereddütte düştüm, acaba en çok bebeklerden mi nefret ediyor yoksa Ulaş'tan mı?" Taylan bir anda oldukça garip bir şeyin değerlendirmesini yapınca Ulaş şokla karışık güldü.

"Şimdi bunun mu sırası birader?"

"Çok pardon." Taylan mahcup olmuş şekilde baktı, bende önüme dönüp bebekle ilgilenmeye devam ettim.

"Anlaşılan kızın umurunda bile değilsin." dedi Jigsaw Ulaş'a. Bunun üzerine çocuk Nam'a onu buharlaştırmak istiyormuş gibi baktı.

"Bana hiç öyle bakma." dedi Nam. "Sırf bu küçük çocuk istiyor diye maymun olacak değilim."

Bir anda Nam'ın ağzından bir ok çıktı ve beni tam sırtımdan vurdu.

"Ben maymun değilim tamam mı..." diye mızmızlandım ama koşuşturarak bebeklerle ilgilenmeye devam ediyordum.

Nam en arkaya gidip elini beyaz duvara dayamış bir şekilde bir şeyler ararken Ulaş artık ümidini kesmiş bir şekilde hayıflanıyordu, Taylan ise onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Hayır yani, insan bu kadar kalpsiz olabilir mi ya, bana bunu açıkla lütfen." Ulaş ile Taylan tam bir erkek muhabbetine girdiğinde bir bebek üzerime kustu. Evet... Bir bu eksikti.

"Olabiliyormuş sanırım..." Taylan şaşkın şaşkın hala duvarda ciddi bir şekilde bir şeyler arayan Nam'a baktı.

"Bir de bu kızı teyzem başıma öğretmen diye koydu. Neymiş, notlarımı düzeltmeme yardım edecekmiş. Daha yaşamam için yardım etmiyor be!"

"Sızlanma." dedi Nam ama Ulaş sert bir şekilde onu tersledi.

"Sen hiç konuşma."

"Tamam soğuk olabilirim." Nam bir anda doğrulup bize döndü. Ben o sırada bir elimde bir bebeğin biberonunu tutuyor, başka bir bebeğin de gazını çıkarmaya çalışıyordum.

"Bari bana yardım et." Yardım dilendiğimde parmağını dudaklarına götürüp "Şşt." dedi ve kendimi susmak zorunda hissettim.

"Kabul ediyorum," diye sürdürdü lafları. "Ama seni ölüme terk edecek kadar da kalpsiz değilim Ulaş Eroltu."

"E o zaman neden gidip bebekleri susturmuyorsun?" Ulaş kaşlarını kaldırdığında Nam duvardaki bir girintiyi tutup aşağıya çekti.

"Ufak çocuğu susturmak varken neden bebeklerle uğraşayım?" Tam on dakikadır bakındığı duvarın bir anda yukarı doğru hareket etmesiyle hepimiz ağzımız açık ona baktık. O ise pis bir şekilde Jigsaw'a bakıyordu. "Karşımızdaki duvar sonradan eklendiyse aslında sonradan yapılmış kare bir yapının içinde olmamız çok büyük olasılık. Yani bu duvarların bir şekilde hareket etmesi gerek. Gördüğünüz gibi."

"Hayır ya hayır!" Jigsaw mızmızlandığında Nam ona güldü ve açılan bölmeden içeri girdi.

Bende olayın şokuyla bebekleri bırakıp sevdiceğimin yanına ilerledim. Kaşlarını çatmış olayları anlamaya çalışıyordu.

"Şuan öyle garip bir şey yaşıyoruz ki vücudumun tepki vermekte zorlanıyor." dediğinde kafamı salladım.

"Bir bebek üzerime kustu."

"İşte buradasın!" Nam bir anda karşımızdaki ekranda belirince Jigsaw bisikletiyle kaçmaya çalıştı ama kız onu ensesinden yakaladı.

"Bırak beni! Seni ağabeyime şikayet edeceğim! Bırak beni!"

"Seni gidi kötü çocuk!" Nam yere oturup Jigsaw'ı dizine yatırdı ve poposuna poposuna vurmaya başladı. "Terbiyesiz çocuk! Utanmalısın kendinden!"

Jigsaw ağlamaya başladığında Ulaş kahkahalar atmaya başladı. "İşte Namverân Somer budur!"

"Benim içinde vur be!" diye bir anda gaza geldim. Nam vurdukça ona dublaj yaptım. "Bu Ulaş için, bu Cevo için, bu Taylan için, bu da Cevo'nun mahvolan gömleği için!"

Son şeyi söylememle bir anda herkes duraksayıp bana baktı. Poposuna tokat yiyen Jigsaw bile...

"Ne var?" diye masumca sorduğumda Taylan bu halime güldü. Nam Jigsaw'ı uzunca dövdükten sonra bir şeylere basıp sevdiceğimi ve Ulaş'ı hapseden mekanizmayı devre dışı bıraktı. Prensimin kollarına atlayıp onu yanaklarından öperken farkında olmadan onu kusmuğa buladım.

"Kusmuk çifti olduk." diye güldüğünde 'öğhk'ledim.

"Çok iğrenç."

Nam geri geldiğinde Ulaş onun omzuna kolunu attı. "Biz ne çifti olalım?"

"Dayak ve ölüm?" Nam kaşlarını kaldırdı ve anında boşluğuna dirseğiyle vurup çocuğu kendinden uzaklaştırdı.

"Pis cadı." dedi Ulaş gözlerini kısıp.

"Serseri." Nam bunun üzerine kollarını önüne bağladığında gülümseyip yanına gittim.

"Gerçekten de gıcık bir kıza benziyorsun." dedim. Ulaş gülüp "Gördün mü? Herkes bunun farkında." dediğinde Nam derin bir nefes alıp verdi. "Ama yine de görünenin aksine çok sıcak bir kalbin var."Sarılmak için kollarımı açıp hamle yaptım ama Nam anında benden kaçtı. "Ah doğru...Kusmuk." Güldüm. "Unutmuşum."

"Yo, sadece sana sarılmak istemiyorum."

Daha deminki iltifatlarımı hiçe sayarak. "Yılaaaan." dedim.

Bunun üzerine Nam gülüp elini uzattı ve el sıkıştık. Taylan ile Ulaş, yanaklarını mıncırdığımın oğlunun üzerindeki kusmuğa rağmen sarıldığında Nam'a kaş gözle, "Bak bak! Gör elalem nasıl da sarılıyor!" dediğimde hiç oralı olmadı.

"Görüşürüz kardeşim." Ulaş elini uzattı, Taylan karşılık verdi.

"Umarım."

"Peki eve nasıl gideceğiz?" Nam'a döndüğümde omuzlarını silkti.

"Bilmem."

"Neredeyiz tam olarak?" Taylan kolunu omzuma attığında Nam oldukça sakin bir sesle cevap verdi.

"Jupiter'de."

"Ne?" Ulaş bir an kavrayamamış gibi sorduğunda Nam kafasını salladı. O kadar sakindi ki...

Jupiter'de tıkılı kaldık ayol!

"NEEEEE!" diye çığırdım bir anda.

Olamazdı. Benim kazanmam gereken bir üniversite sınavım, gitmem gereken yerler, aralarını yapmam gereken insanlar, ilişkimizi ilerletmem gereken bir sevgilim vardı.

Gerçi sevgilim yanımdaydı ama olsun...

"OLAMAZZZ!" diye bağırdım.

Ve uyandım.

Bir anda kendimi Taylan ile evimizde, yatağımızda uyurken bulduğumda rüya gördüğümü anladım. Gerçi bir kabus bile olabilirdi. Benim hızla kalkmamla sevgilim gözlerini uykulu bir şekilde aralayıp bana baktı.

"Ne oldu?" diye sorduğunda uykulu bir sesle derin nefesler aldım.

"Çok ama çok garip bir rüya gördüm."

"Sadece bir rüya. Hadi gel." Tek kolunu açıp bana yer bıraktığında boş boş karşımdaki duvara baktım birkaç saniye sonra ise kafamı iki yana sallayıp kocamın kolları arasına gömüldüm.

Nam ve Ulaş gerçekten var mıydı acaba? Onları bir yerde görmüş olabilir miydim? Belki o yüzden rüyama girmişlerdi? Olabilirdi...

İç çekip gözlerimi kapadım ve kendimi Taylan'ın muhteşem kokusuna verdim.

Acaba Nam ile Ulaş şuan neredeydi ve ne yapıyordu?  

                                                                          *

Evet, beklenen ortak özel bölüm sonunda geldi! Fikirlerinizi benimle paylaşmayı unutmayın, bölümü beğendiğiniz mi, beklediğiniz gibi miydi? Eğlendiniz mi? Ulaş ile Namverân'ı sevdiniz mi? 

Ulaş ile Namverân BULUTLAR DA AĞLAR isimi yeni hikayemin karakterleri, eğer onları sevdiyseniz sizi onların hikayesine beklerim!   


                                                                                 

Continue Reading

You'll Also Like

YUVA By _twclr

Teen Fiction

659K 33K 49
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
1.1K 170 11
yanlış olduğu için yapıyorum bazı şeyleri bazı duvarları örüyorum ve bazı köprüleri yıkıyorum, bu yanlış roman, olmaman gereken yer. ...
58.4K 5.4K 7
Huysuz ve yalnız bir adam. Münasebetsiz ve geveze bir komşu. Ve ikisini bir araya getiren sürprizlerle dolu bir akşam. "Hayatta öğrendiğim her şeyi...
2.5M 79.4K 59
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...