37-Düğün (Final) I. Kısım

4.4K 637 161
                                    

Siz hemen oy ve yorum sınırını geçince ben de bekletmeden finalin yazabildiğim kadarını paylaşmak istedim. Umarım seversiniz, keyifli okumalar :)

Aralık ayına tezat güzellikte bir havanın olduğu, herkesin telaşla oradan oraya koşturduğu bir öğleden sonraydı. Kuaförden çıkıp memleketin en güzel düğün salonuna doğru yola çıkmıştık. Çünkü İpek ve Çağdaş evleniyorlardı. Konvoysa bizim aracın direksiyonunda ise takım elbisesinin içinde tüm nefes kesiciliğiyle oturan Sarp bulunuyordu. O âşık olduğum saçları arada ufak beyazlarla da olsa yeniden uzamış, çenesini süsleyen sakalları eski gürlüğüne kavuşmuştu. Ayrıca uyandığından bu yana dört ayda diyetisyen kontrolünde aldığı on beş kiloyla vücudu da eski formundaydı. Bir aydır eve aldığı aletlerle spora başlamıştı. Bu arada Mutlu amcanın bize kendi evini hazırlamış olması çok büyük bir sürpriz olmuştu. Memlekete döner dönmez yeni mobilyalar ve çocuk odasıyla, annemin yaydığı çeyizlerimle evimiz bizi bekliyordu. Biz tabii kabul etmek istemedik, en azından birlikte yaşayalım dedik ama o, pansiyonda yaşamanın kendisi için her gün git gel yapmaktan daha kolay olacağını savundu. Tadilattan sonra işler artmıştı, internetten rezervasyonla kış sezonunda da az miktarda da olsa müşterimiz oluyordu. Öyle ki yaz için sezonluk çalışan sayımız artmıştı. Bunu bizim yardım için tüm yaz burada olmamamız da tetiklemiş olsa da Mutlu amca bebeğin rızkı olduğunu savunuyordu.

Sonunda yaşlılığında ya da havalar çok soğuk olduğu zamanlarda bizimle kalmasını şart koşarak eve yerleşmeye razı olduk. Dayısı eski müteahhit olduğundan Sarp'ı tanıdıklarıyla tanıştırdı ve inşaat mühendisi olarak dışarıdan çalışmaya, proje çizimlerine birkaç gün önce başladı. Yakın zamanda kendisi de aynı işi yaparak maaşlı çalışan olarak özel sektörde çalışacağına kendi işinin patronu olmayı düşünüyordu. Ben elbette pansiyona yine elimden geldiğince yardımcı olacaktım ancak doğumdan sonra daha çok bebeğin ve sonrasında doğacak ikinci bebeğin bakımıyla ilgilenmeyi planlıyordum. Sarp'la şimdiden arayı açmadan ikinciyi yapma, ve çocuğumuzu kardeşsiz bırakmama niyetindeydik. Hoş, bunda biraz da oğlumuz olacak olmasının etkisi vardı. İçimizde bir yerlerde bir Mısra sevdası hâlâ devam ediyordu.

Yolculuğun sonuna doğru bir baskı hissedince yerimde kıpırdandım ve Sarp da bunu fark ederek konuştu.

"Hayırdır somurtkan şirin? Rahat değil misin? Dün de iyi uyuyamadın. Çok kötü denk geldi bu düğün ya, bak rahatsızlanırsan söyle, tamam mı?"

İki hafta önce aldığım elbise hamile elbisesi olduğu halde göğüs kısmından biraz dar gelmeye başlamıştı. Ne yazık ki Sarp'la birlikte ben de on beş kilo almıştım ve onun aksine kilolarımın beni güzelleştirdiği pek söylenemezdi.

"Romantik komedi filmi çevirmiyoruz burada aşkım korkma, daha doğuma üç dört hafta var. Nikâhın ortasında doğuracak değilim. Ben de eve gidip pijamalarımı giymek istiyorum ama elden ne gelir? İpek'in düğünü bu, hayatım boyunca bugünü düşledim. Son ana dek nedimeliğin hakkını vermek zorundayım." Ayrıca biz nikâh şahitleriydik. Yani bir nevi şeref konuğu, düğün sahibi sayılıyorduk.

"Aşkım senin düşlemen gereken bizim düğünümüz değil miydi?"

"Orası öyleydi de bu halimle düşlememiştim herhalde. Doğurup zayıflayayım, mevsimi de ılık zamanlara denk getireyim öyle olacak bizim düğün tazelememiz. Robadan gelinlikle kilolarımı saklayıp kartopu gibi gezmek istemiyorum. İleride gelinlik fotoğraflarımı gösterip ben gelin olduğumda elli kiloydum demeyeceksem ne anlamı kalır?"

"Meleğim, hevesini kırmak gibi olmasın ama sen tanıştığımızdan beri hiç elli kilo olmadın. Yeniden düğün yapmak için senin o kiloya inmeni beklememiz gerektiğinden emin misin?"

Klişe Hayaller Durağı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now