35-Söz

3.3K 606 133
                                    

NOT: Yeni Bölüm 300 oy ve 150 yorumdan sonra gelecek, keyifli okumalar <3

Günün ilk ışıklarıyla beraber beni uykumdan uyandıran banyodan gelen sesler oldu. Gözlerimi açıp Sarp'ı yanımda göremediğim an yataktan nasıl fırladığımı bilemedim ve doğrudan banyonun kapısına koştum ama kapı içeriden kilitlendiği için yanına giremedim. Ben de kapıyı tıklatarak ona seslendim. Seslere bakılacak olursa yine kusuyordu.

"Sarp! Aşkım iyi misin? Açar mısın şu kapıyı lütfen?"

Bir süre daha kapının önünde beklememe neden olacak şekilde bana ses vermedi ve sonunda kilidi açıp karşıma dikildiğinde kireç gibi olmuş yüzü endişeyle ona dokunmak istememe neden oldu.

"Sevgilim biz bunu konuşmuştuk, banyoya girdiğin zaman kapıyı kilitlemeni istemiyorum. Böyle acil bir durumda..."

Bir adım geri çekilerek dokunuşumdan kaçtı ve aksi bir üslupla konuştu. "Kusarken yalnız olmayı tercih ederim Melek. Bence beni yeterince kötü halde gördün. Bu kadarına gerek yok."

"Sana bu dünyada benden daha yakın kimse yok, biz birbirimizin en özel, en mahrem hallerini görüyoruz. Şu noktadan sonra utanıp sıkılmak olacak iş değil."

Bakışlarını kaçırarak salona gitti ve kendini bitkin bir halde koltuğa attı. Ne kadar bir şey söylemese de ağrısının olduğunu görebiliyordum. Bu yüzden hafif bir kahvaltı hazırlayarak bir an evvel ilaçlarını içmesini sağlamak istedim. Hem kemoterapi hem de radyoterapi görmenin onu ne kadar bitkin düşürdüğünü çok iyi biliyordum. Ancak hazır çabamızın karşılığını almaya başlamışken bu gelgitleri için ona gönül koyacak değildim.

"Hadi, bir şeyler yiyelim de sonra yine uzanırsın istersen, olur mu? İlaç içmen gerekiyor."

"İçim dışım ilaç oldu zaten."

"Az kaldı ama aşkım, biraz daha sıkacağız dişimizi."

Bir lokma peynir ve ekmeği ağzına attıktan sonra öyle gürültüyle elindeki çatalı tepsiye fırlattı ki bir an elinin tutmadığını zannederek korktum. Fakat dönüp kavgaya hazır bir halde yüzüme bakınca bunu kasten yaptığını anladım.

"Sana onun telefon numarasını kim verdi Melek? Söylediklerime rağmen nasıl onu arayıp haber verirsin? Ben sana kalbimi açıp herkesten gizlediğim yaralarımı göstermedim mi? Ne bu şimdi? Dağlayarak mı tedavi etmek istiyorsun?"

Ne olduğunu anlayamayarak yüzüne baktım ve acaba kafasından mı bir şeyler kurdu, gerçeklik algısını mı kaybetti diye düşünmeden edemedim. Hayal mi görmüştü?

"Sarp anlamıyorum. Ben kimseyi aramadım, kimden bahsediyorsun?"

"Annemden Melek! Ondan gelen mesajla uyandım. Kendini bilmezin biri hasta olduğumu söylemiş. Ne hikmetse sen bu konuyu açtıktan sonraki gün oluyor haberi."

Kavgaya hazır, ateşli hali ne cevap vereceğime emin olamayıp çekinmeme neden oldu. "Aşkım ben yapmadım, yapsam niye yalan söyleyeyim? Tamam, sana bir konuş en azından dedim ama ne affetmeni ne de seni buna zorlamayı düşünmedim. Biz bunu akşam konuşup hallettik. Hem ben annenin numarasını nereden bulayım?"

Sinirle ayağa kalkarak odada volta atmaya başladı. "Bilemeyeceğim artık, çok sevgili Mutlu amcandan almışsındır belki numarasını. Sana olan sevgisi malum, beni çiğnemeye olan hevesi de öyle!"

Derin bir nefes alarak sakin bir şekilde cevap vermeye çalıştım. Bunu ona neyin yaptırdığını bilmek işleri hiç kolaylaştırmıyordu. "Ben asla senin arkandan iş çevirmem, sen benim kocamsın."

Klişe Hayaller Durağı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now