5-Planlar

5.2K 653 119
                                    

Uykumun arasında yatakta dönerken korkunç bir ağrı başıma saplandı ve zorla da olsa gözlerimi araladığımda kendi odamda değil, pansiyonda uyuduğumu hatırlayarak inledim. Nasıl bu kadar sarhoş olabilmiştim? Boğazımdaki kuruluk, o sinir bozucu susuzluk hissi... Oysa benim amacım Sarp'ı sarhoş ederek dilinin çözülmesini sağlamaktı. Gecenin sonunda kendinden geçense ben olmuştum.

Bin kilo ağırlığına ulaşan kafamı zor da olsa yataktan kaldırarak ayaklarımı aşağı sarkıttım. Üstümde kot pantolonumla uyumuştum. Hâlâ önceki günden kalma giysilerim üzerimdeydi. Sadece ayakkabılarım ve çoraplarım çıkarılarak yatağın hemen yanında yere bırakılmıştım. Gözümü ovalayarak esnediğimde yapış yapış bir hisle yüzümü buruşturdum. Elbette makyajım da duruyordu. Yani en azından makyajımdan kalanlar... Yastığın üzeri korkunç şekilde lekeliydi. Sonunda inleyerek yataktan tamamen çıkacak gücü kendimde buldum. Komodinin üzerinde duran cep telefonumu elime alıp saatin çoktan onu bulduğunu gördüm. Pekâlâ, ben kesinlikle berbat bir çalışandım. Ancak şu an pansiyonun boş olduğunu düşünecek olursak bu saate kadar uyumuş olmam o kadar da kötü sayılmazdı. Acaba Mutlu Amca ve Sarp kahvaltıda ne yemişlerdi? Daha da önemlisi patronum hâlâ yatakta olma sebebimin gece oğluyla karşılıklı sarhoş olmamız olduğunu biliyor muydu? Gerçi şu durumda aptal gibi sarhoş olanın sadece ben olduğumu inkâr etmenin de bir anlamı yoktu.

Normal şartlar altında asla böyle davranışları olan biri değildim. Yabancılara karşı kontrollü ve mesafeli davranmaya büyük özen gösterirdim. Çünkü aksi takdirde boş boğazlık edip karakterimin en gizli yönlerini, asla dile gelmemesi gereken mahrem sırlarımı olmadık kişilere açmak gibi sapkın bir hastalığım vardı. Genelde yeni insanlarla tanışmadığım, arkadaş sayımın ise bir elin parmaklarını geçmediği düşünülecek olursa çoğu zaman asosyalliğim bu konuda doğal bir kalkan vazifesi görüyordu. Bu da hastalığımın günlük hayatımı etkilemesini önlüyordu. Fakat Sarp birden ortaya çıkıp bana yakın davranarak işleri bozmuştu.

Telefonumu elimde tutmaya devam ederek bildirimlerime baktım ve sosyal medyaya baktığım an beynimden vurulmuşa döndüm. Birkaç defa sayfayı yenileyip gördüğümün doğruluğuna ikna olduğumdaysa acı içinde inleyerek yatağa yeniden döndüm. Sarp'la yanak yanağa olacak kadar yakın bir halde çekilmiş bir fotoğrafımızı paylaşmıştım. Siyah, dalgalı saçlarım onun yüzüne değiyordu ve ikimizin de suratında içten birer gülümseme vardı. Tartışmaya açık olmayacak şekilde mutlu bir fotoğraftı bu. Üstelik o, bana sarılıyordu. Ya da ikimiz de birbirimize sarılıyorduk. Bundan pek emin değildim. Aklımdan ne geçmişti de böyle bir şeyi paylaşabilmiştim? Sonra zihnimi zorlayarak hatırladım. Onunla kahkahalarla güldüğümüz bir sohbetin arasında birbirimizi sosyal medyadan eklememiz gerektiğiyle ilgili dâhiyane fikri ben ortaya atmıştım. Kullanıcı adını ona sorup takibe almıştım. Hemen ardından da bu keyifli akşamı ölümsüzleştirmemiz gerektiğini söylemiştim. Kendimi tanırım. Başta amacım muhtemelen onun sosyal medyasını bir sapık gibi takibe alarak hayatı, zevkleri, arkadaşları ve yaşayış tarzıyla, alışkanlıklarıyla ilgili bilgi toplamaktı. Böyle şeyler yapmayı her zaman sevmiştim. İnsanların profillerini ziyaret ederek onlar hakkında fikir yürütmek eğlenceli olurdu. Ayrıca Sarp magazinsel anlamda da olsa gerçekten çok ilgimi çekiyordu. O, buradan gitmeden önce hakkında yeterince şey öğrenemezsem çok üzülürdüm. Fakat iş birlikte hatıra fotoğrafı çektirmeye geldiğinde o kadar da masum bir savunmam olmadığını üzülerek belirtmek zorundayım. Sarp gibi yakışıklı erkeklerle samimi fotoğraflar paylaşmanın tek bir açıklaması vardır. Özellikle de herhangi bir yorum yapmadan ya da ucu açık yorumlar yapılarak paylaşılıyorsa... Muhakkak kıskandırmak istediğiniz, canı yansın ve pişman olsun, başka erkeklerin bende ilgi çekecek bir şeyler bulabildiğini görsün dediğiniz başka bir adam vardır. Buradaki o adamın kim olduğunu söylemeye gerek var mı? Ben de öyle düşünmüştüm.

Klişe Hayaller Durağı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now