33-Umut

3.8K 644 119
                                    

Okumadan yıldıza dokunmayı ve okuduğunuzda yorum yapmayı unutmayın lütfen :) Oy sınırı 230 demiş bulundum diye fazlasını yapmaktan çekinmeyin lütfen :)

Doktor randevusu için hastaneye gitmeden önce sanki sözleşmiş gibi Sarp da ben de temiz, şık giysiler giydik. Ben saçlarıma fön çekip makyaj yaparken o da güzelce sakal ve saç tıraşı olup parfüm sıktı. Az miktarda çıkan tüylerini usturayla tıraş etmeyi öğrenmişti. Mikroplara karşı duyarlı olduğu için berbere gitmiyordu. Doktora gitmek dışında sokağa çıkmasak da bu kısa süreli ziyaretlerde bile maskesiz adım atmıyordu. Tedavi gün geçtikçe ağırlaşmıştı ve bu bizi eskisinden fazla zorlasa da şikâyetçi değildik. Çünkü işe yarayacağına dair umudumuz da artmıştı.

Ah o doktorun odasının bir dili olsaydı da konuşsaydı... Kurbanlık koyun gibi oturmuş el ele resmen korkudan titreyerek bir adamın ağzından çıkacak kelimeleri bekleyen iki genç... Hayatımda çaresiz hissettiğim birçok an oldu. Ama en çaresizi hangisiydi diye soracak olunsaydı şüphesiz bu andan bahsederdim. Olumsuz tek bir kelime daha duyacak gücüm kalmamıştı. Öyle bir şey olursa ne kendim toplanabilirdim ne de Sarp'ı toplayabilirdim.

Doktor sonuçlara bakarken dudaklarım sürekli kıpırdıyordu, sanki dualarım röntgen sonuçlarını değiştirebilirmiş gibi hâlâ dua etmekten kendimi alamıyordum. Bu halimin Sarp'ın omuzlarında yeni yüklere neden olduğunu da biliyordum ancak elimde değildi. Doktor sonunda başını kaldırarak elindekileri masaya bıraktı. Sarp'la el ele halimize bakıp gülümsedi ve "Haberler iyi," dedi. "Tümörün büyümesini kontrol altına aldık. Hatta çok küçük oranda olsa da bir küçülme var. Eğer böyle devam ederse sonunda ameliyatı yapabiliriz."

Bir anlığına da olsa nutkum tutuldu. Sanıyorum ki Sarp'ın da durumu benden farksızdı. Çünkü bir şey söylemeden doktorun yüzüne bakmaya devam ettik. Tek tepkimiz birbirimizin elini daha sıkı tutmak olmuştu. Doktor da bunu fark ederek "Hadi artık rahatlayabilirsiniz," diyerek gülümsemeye devam etti. Bu uyarı derin bir nefes almama neden oldu. Gözlerim yaşlarla doldu ve küçük bir hıçkırık dudaklarımın arasından firar etti. Kendimi o kadar çok kasmıştım, öyle çok içime atmıştım ki... Birden sicim gibi gözyaşlarım yanaklarıma süzüldü. Nerede olduğumu umursamadan Sarp'a sarılıp ağladım. O ise kendisini unutarak beni sakinleştirmeye çalıştı. Su içirdiler, biraz toparlanmayı başardığımda ise Sarp elimden tutarak doktora teşekkür ettikten sonra beni koridora çıkardı. Yüzümü avuçlarının arasına alıp benimle göz göze gelmeye çalıştığında ben de yüzüne dikkatle baktım ve o bakışlardaki rahatlamayı, mutluluğu görmek yeniden ağlayarak ona sarılmama neden oldu. Yüzünü öpücüklere boğdum, boynuna sımsıkı tutundum.

"Aşkım benim, sevincini anlıyorum. Ama henüz yeni başladık, biliyorsun değil mi?"

Beni sakinleştirmek için söyledikleri başımı şiddetle iki yana sallayarak ona itiraz etmeme neden oldu. "Bir umut ya, ne kadar ufak olduğu fark etmez, bu bir umut! Artık tutunacak bir dalımız var. Bu bizim ilk zaferimiz!"

Gözleri dolu bir halde gülümseyerek o da beni onayladı. Birbirimize yeniden sımsıkı sarıldık. Umutlarımız tam bittiği noktadan yeniden filizlenmişti. Allah'tan başka ne isteyebilirdik ki?

***

Öğlen eve döndüğümüzde karnımızı doyurduktan sonra kalın bir battaniyenin altında birbirimize sokulmuş aynı şiir kitabını okurken yarı yarıya Sarp'ın kucağındaydım ve keyfim hiç olmadığı kadar yerindeydi. Kanepenin yanındaki kalorifer peteğinden yayılan sıcaklık bedenlerimizin iyice gevşemesine neden olmuştu. Uzun bir zamandan sonra bugün ilk defa akşam yemeğini birlikte hazırlamıştık. Yemekten sonra kanepede seviştiğimiz için üzerimde günün adrenalinine ek tatlı bir yorgunluk vardı. Tedavide attığımız küçük bir adım bile bizim için öyle kıymetliydi ki ikimizin de havası tamamen değişmişti. Sanki üstümüzdeki bulutlar dağılmıştı. Sarp'ın parmakları saçlarımın arasında usulca gezerek beni okşadı ve şakağıma bir öpücük kondurarak, "Ne düşünüyorsun?" diye sordu.

Klişe Hayaller Durağı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now