1-Sürünüyorum

19.5K 820 238
                                    

Dizlerimin üstünde sürünüyordum. Ki sürünmekte olduğum toprak zeminin önceki gün durmadan yağan yağmur nedeniyle neredeyse balçık kıvamına geldiğini düşünecek olursak bu hiç hoş bir aktivite değildi. Gerçi koşullar farklı olsaydı da sürünmenin insana keyif verdiği bir durum yaşanabilir miydi? Hiç sanmam. İnanın, bu konuda birçoklarından tecrübeliyimdir. Yani sürünmek bir bilim dalı olsaydı profesörü olamasam da en azından doktorluk unvanını kimseye kaptırmayacağımdan kesinlikle emindim.

Bugünkü sürünüş sebebime gelecek olursak; benimki küçük bir aşk hikâyesiydi. Öyle küçük dediğime de bakmayın lütfen, epeyce romantikti kendisi. Mendilleri hazır edebilirsiniz yani. Hoş, günün sonunda ağlayan taraf genelde ben oluyorum ya neyse. Hüzünlü, ağlayan bir palyaço gibi... Yok ya, alenen kadersizim ben. Şimdi durduk yere bin tane yalan sıralamanın gereği yok burada. Nasılsa gerçek yüzünü saklayabilen biri değilim. Biraz kafasızım da, hep olmadık işleri kovalar, oyulmadık kabaklarda gezerim. Bunun öyle zoru sevmekle de alakası yok. Nedense hep olmayacak dualara âmin derim. Bu halim de tam olarak aynı derdin bir sonucuydu zaten.

Hikâyemizin esas oğlanı Mert -ki kendisi bana daha çok dert olmuştur- bahçesinde süründüğüm evde yaşıyordu. Benim sebebi ziyaretime gelecek olursak; o mesele epeyce karışık, değil yüksek sesle dile getirmek, aklımdan bile geçirince bana kendimi aptal gibi hissettiriyor.

Gelmek için sabahın on birini seçtim çünkü Mert bir fabrikada çalıştığı için sabahları erkenden servise binip işe giderdi ve annesi de her Cuma bu saatte pazara gidip haftalık sebzesini alırdı. Amacımı gerçekleştirmek için kimse yokken bu eve girmek zorundaydım. Böyle söyleyince de kulağa biraz haneye tecavüz gibi geliyor, biliyorum. Ama benim niyetim güzeldi. Yani en azından bana güzeldi. Bu Mert dediğimiz; selvi boylu, karakaşlı, gözleri ela ama bana bakınca fena delikanlı biraz tohuma kaçmakla beraber benim müstakbel eşim olmaktadır. O henüz bunu bilmese de ben bir an evvel bilsin, sindirsin diye uğraşıyordum bu kadar.

Çocukluğumdan beri içten içe batıl inançları olan biri oldum. Kara kedi görünce üç defa gizlice kendi saçımı çektim, kiminle kafalarımız çarpışsa –ki bu da tahmin edemeyeceğiniz kadar sık yaşadığım bir durumdu- bazen gizlice, çoğu zaman da saklamayı beceremeden kel kalmamak için yeniden kafalarımızı tokuşturdum. Geceleri aynaya bakmaktan korkardım. Yine geceleri eğer tırnağımızı kesersek ömrümüzün kısalacağına inanırdım. Tek istisna, eğer boynuma tespih takarsam babamın borcu olacağını iddia eden babaannemden gizli boynuma geçirdiğim tespihlerdi sanırım. Böylece hem içimdeki isyankâr çocuğu tatmin eder hem de o tespihlerin çok değerli kolyeler olduğunu hayal ederdim. Her neyse. Büyüdükçe inançlarım biraz değişti. Örneğin arkadaşlarımın gelin ayakkabılarının altına ismimi yazmaya başladım. Mütemadiyen gelin çiçeği kovaladım ve asla yakalayamadım. Öyle çok nişan kurdelesi yuttum ki bir gün korkunç bir mide ağrısıyla hastaneye kaldırılırsam ve doktorlar röntgenlerime bakıp içimde dev bir kurdele yumağı olduğunu söylerse herhalde şaşırmam. Bunun dışında hayatımda nadiren olan iyi şeylere nazar değmesin diye sık sık kendi kalçamı kaşırım ve inanın bunu toplum içinde çaktırmadan yapmak hiç kolay değildir. Ayrıca dilimi ısırırım, kulağımı çekip elimi tahtaya vururum. Kahve fallarına, burçlara, astrolojiye, kurşun döktürmeye, tarot kartlarına ve Mert'in bir gün benim yârim olacağına inanırım. Sonuncusunun bir batıl inanç olduğunu ise ben değil, en yakın arkadaşım İpek iddia ediyor.

Bugünkü maceram da birçok insan tarafından batıl inanç olarak adlandırılacaktır, biliyorum. Bizim kurşuncu Nazmiye Teyze'nin eltisine şirinlik muskası yazdırdım ve o muskayı Mert'in yastığının içine iğneleme amacıyla evine gizlice girmek için plan yaptım. Muskacı kadının dediğine göre bu muska sayesinde geceleri Mert'in rüyalarını süsleyecekmişim, beni gördüğü yerde gözüne güzel gelecekmişim. Ayrıca çantamda kendi parfümümden de getirdim ki bazı eşyalarına, yastığına sıkıp kokumla da aklına geleyim istedim.

Klişe Hayaller Durağı (Tamamlandı)Onde histórias criam vida. Descubra agora