42. Bölüm ♡ Gittmek ♡

21.2K 850 189
                                    




Başkaları, sevdiği adamın tarifini nasıl yaparsa yapsın, bir adam nasıl olunur otursun herkes kendi bildiği gibi anlatsın. Ama ben her yerde seni bilir, seni anlatırım. Benim hiçbir zaman elimi bırakmayan, sımsıkı tutsan, öyle tutmak için değil gerçekten sahiplenircesine, ondan bir adım öteye gitmeyeyim diye tutan. Üzüldüğümde, gülmeyi unuttuğumda, bana kahkaha attıran, öyle güldürmek için değil gerçekten mutluluk tohumunu ruhuma bırakan. Beni seven, Ama öyle sevmek için değil, seviyorum demek için değil, yalan değil, kandırmak değil gerçekten seven. Sevgisini öyle yüreğinde sonra yüreğimde hissettiren. böyle bir adam sevdim ben.

Yatağa uzanmış dinleniyordum. Bugün o kadar yorulmuştum ki ayağa kalkacak halim yoktu. Yaşananlar birer birer aklıma üşüşürken dudaklarımın kıvrılmasına engel olamadım. Hayat, sonunda sevdiği adama kavuşmuştu. O kadar güzel bir çift olmuşlardı ki ikisinin de mutluluğu gözlerinden okunuyordu. İnşallah hep mutlu olurlardı. Ellerimi kendini iyiden iyiye belli eden karnımda birleştirdim. Bir hafta sonrasında tam olarak sekizinci ayım dolacaktı. Bebeklerimizin aramıza katılmasına çok çok az kalmıştı.

Murat çok heyecanlıydı. Mütemadiyen karnımın üzerinde olan eliyle bebeklerimizi hissetmek ister gibi okşuyordu karnımı. Çoğu zaman, onlarla konuşuyor, doğdukları zaman nasıl aktiviteler yapacağını heyecanla anlatıyordu. Babalarının sesine daha hassasiyetli olan ve babacı olacaklarını şimdiden belli eden küçüklerim ise tekme atarak babalarının hayallerine ortak oluyor, belki de sabırsızlıklarını dile getiriyorlardı, bilemiyorum.

Bende heyecanlıydım fakat bende Murat'ta olduğu gibi yalnızca saf bir heyecan yoktu. Heyecanın yanı sıra endişeliydim de... doğuma az kalmıştı. Herhangi bir terslik olması ihtimali çocuklarımın dünyaya gelme süreleri azaldıkça bende artıyordu. Üstelik bir değil, iki çocuk taşıyordum ve bu endişemi daha da arttırıyordu. İster istemez aklıma tekrar doğum anı geldiğinde huzursuz hissettim kendimi. Ben iç dünyamda geleceği düşler ve endişelenirken açılan kapı düşüncelerime set çekerek bakışlarımı daldığım yerden kaldırıp kapıya bakmamı sağladı.

Murat, kapıyı kapatıp koca adımlarla yanıma uzanıp beni belimden tutarak biraz daha kendine çektiğinde gülümseden edemedim. Burnunu saçlarımın arasına koyup derin bir nefes çekti içine. Bedeninin sıcaklığını hissederken mayışmamam imkansızdı. Bir süre ses çıkarmadan yattık ancak biraz daha böyle durursak gözlerimin kapanacağını hissediyordum ve Murat üzerini dahi değiştirmeden takım elbisesiyle uzanmıştı yanıma.

"Murat..." diye mırıldandım sinesindeyken. "Hmm" diye garip bir mırıltı döküldü dudaklarından. Nefesinin sıcaklığı boynumu yaktı geçti.

"Üzerini değiştirmelisin."

"O kadar yorgunum ki kalkacak halim yok, huzurum."

Yüzümdeki gülümseme daha da arttı. "Ama kalkman lazım, hadiii!" dedim karnımın üzerinden bana sardığı kolunu sıvazlarken.

Şakağıma bir öpücük kondurup banyoya yönelmeden önce dudaklarını karnıma da değdirdi. Dolaptan pijama takımını çıkarıp banyoya geçtiğinde hissettiğim huzurun anlatılamaz bir boyutta olduğunu düşündüm. Biraz önceki endişelerim toz bulutu gibi uçup gitmişti. Murat'ın vücut ısısıyla ısıttığı tarafa kayıp karnıma, daha doğrusu karnımın içindeki bebeklerime sarıldıktan sonra bir süre gözlerimi açık tutmaya çalıştım. Ancak banyodan gelen su sesleri zaten çöken uykumu iyice arttırmıştı. Gözlerim bir yerden sonra kendiliğinden kapandı, banyodan gelen su sesleri anbean uzaklaştı..

Uzaklardan Murat'ın, "Hadi canımın içi, kalk artık." sesini duydum önce. Çok geçmeden yanağıma ardından dudağıma küçük bir buse kondurdu. Gözlerimi açıp gün ışığına adapte olmasını istediğim gözlerimi ovaladım. Murat kollarını bedenimin iki yanına bastırmış, bana doğru eğilmişti.

BERDEL  { TAMAMLANDI }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin