31. Bölüm ♥Siz artık bana mutluluk veren güneşimsiniz♥

43.2K 1.5K 303
                                    

4. Saat önce..

Ben senden uzakta ama kokun tenimde gezinirken hasret yağmurları süzülüyor bedenimden. Kahroluyorum yokluğunda, denizler seninle coşuyor, yağmurlar bile seninle yağıyor.
Güneş seninle parlak. Ruhum seninle bütünleşiyor... Her solukta seni düşlüyorum, gözyaşlarımla.
Sana doğru yol alıyorum, sevda rüzgarıyla. Artarken özlemin, ruhumla sana koşuyor, Nefesim bile nefesine karışıyor, Tenim senin teninle raks ediyor. Sende soluklanıyorum, her nefesimde. Kendimi sende buluyorum
Kalp atışlarım bile artık adını sayıklıyor her attığında, bakışın büyülüyor. Beni sarmalayan sevginle yaşıyorum, Umutla...

Sıkıntıyla derin bir nefes verdim. Yarım saat önce kendime sucuk yaptığım için nedense kokusu beni aşırı rahatsız etmiş ve midemi çok kötü bulandırmıştı. Hâlâ daha bulanıyordu. Durmadan lavaboya gidiyordum ama üç defa kustuğum için artık midemde hiçbir şey kalmadığı için gelmiyordu. Havlu ile yüzümü kurutup salona doğru ilerledim koltuğa oturup ayaklarımı uzattım ve kumandayı elime alıp televizyonu açtım. Kanal değiştirmeye başladım. Öğlenleri televizyonda izlenecek hiç güzel bir dizi özeti ya da film yoktu. Varsa yoksa yemek ve temizlik programları vardı. Artık sıkıntıdan patlamak üzereydim, Murat'ın da toplantısı olduğu için sabah erkenden şirkete gitmişti. Acaba bende evden çıkıp Hayat'ın yanına mi gitseydim? Telefonuma gelen bildirim sesi ile yanımda olan zigon sehpanın üstündeki telefonumu elime aldım ve Whatsapp'a girdim. Hayat bana sarışın, mavi gözlü, sekiz ya da dokuz aylık bir bebeğin fotoğrafını göndermiş ve altına da küçük bir not yazmıştı. 'Ben artık teyze olmak istiyorum.:) ' demişti.

Gülümsedim, istem dışı bir şekilde elim karnıma gitmişti. Murat'dan olan bir parçayı içimde hissetmeye çalıştım. Bunu hissetmek bile bana mutluluk veriyordu. Birden içime çocuk yapmak isteği kaçmıştı. Evet daha küçüktüm anne olmak için ama istiyordum, sevdigim aşık olduğum bir adamdan bir çocuğum olmasını çok istiyordum. Birden parmaklarım klavyenin üzerinde hareket etmeye başladı.

Galiba bende artık anne olmak istiyorum:)

Dedim sadece birden yabancı bir numaradan telefonumla gelen mesajla hemen Hayatla olan sohbet sayfasından çıktım ve yabancı numaradan gelen sohbet sayfasına girdim. Gördüğüm fotoraflarla gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bu tuzaktı, Murat bana bunu yapmış olamazdı. O kadınla eski bir fotorafıydı ve bana atmışlardı kanmam ve inanmam için. Elim titremeye başladı. Elimdeki telefonu hemen koltuğa atmam ile gelen ikinci bir bildirim sesi ile elim istem dışı telefona uzandı. Titrek bir nefes verdim bu sefer attıkları bir videoydu dört saniyelik bir videoydu ama benim için üç saate bedeldi. Muratla o kız öpüşüyordu, hemde dudak dudağa. Dün akşam bana değen dudakları şimdi o kadının dudakları arasındaydı. Bu sahne midemi bulandırıyordu, nefes almayı unutmuştum sahi nefes nasıl alınıyordu?

Kalbim acıyordu hem de çok. Yanağımdan usulca dökülen yaşlar açık kalan o sayfanın üstüme düşüyordu. Güvenmiş ve aldatılmıştım. Neden peki? Madem hâlâ o kadını seviyordu o zaman neden bana dokunmuştu? Neden beni seviyormuş aşıkmış gibi davranıyordu? Ben bunu bu ihaneti hak edecek ne yapmıştım. Ona ne yapmıştım ben. Sadece sevdim hem de çok temiz sevdim. Aptaldım hem de koca bir aptal, ilk defa seni seviyoruma kandım. Aptal Evin, seni baban sevmemiş elim adamı neden seni sevsin ve bağrına basın ki? Sessiz ağlamam artık şiddetlenmiş ve çığlık ata ata ağlamama dönmüştü. Kalbimin sıkışması ve nefes alamamam sadece şu an bu yerde bu saniye içinde ölmek istemem normal miydi?

Telefonuma gelen sesle ellerimden kayıp yere düşen telefonumun üstünde bana fotoğrafları atan insanın çağrısı belirlendi. Eğilip titreyen ellerimle telefonu aldım ve açıp kulağıma koydum. Telefondaki her kimse hala konuşmamış ve sadece derin bir iç çekmişti. Ben ise hıçkırıklar içince ağlıyordum sadece elimde değildi sakinleşemiyor ve kendimi dizginleyemiyordum. Telefondaki erkek sesi en sonunda pes etmiş olacak ki sadece tek bir kelime çıkmıştı ağzından." Ağlama" onun dediği şey daha çok ağlamama yol açmıştı. Herkesin ağlama, boş ver, unut, o kaybetti vs o kadar şey diyordu ama elimde değildi. Sevgili olsak ayrılırdım çünkü aldatmanın affı yoktu, olamazdı da. Ama bu evlilikti, anlaşmaydı, sözdü ve en önemlisi ise öldürmemek için ağalar arasında verilmiş bir hükümdü. Ondan ayrılmak demek ölümdü, hem benim ölümüm hem de abimle eşinin. Ben ne yapacaktım nasıl çıkacaktım bunun içinden. Kaçıp gitmek istiyordum kimse beni bulmasın istiyordum ama bu imkansız gibi bir şeydi. Kendimden vazgeçtim ben zaten ama abim ve eşi onlara nasıl kıyamazdım. Onlar gözünü bile kırpmadan bana kıydı ama ben onlara bunu yapamazdım. Telefondan gelen yüksek sesle gözlerimi kapattım.

BERDEL  { TAMAMLANDI }Where stories live. Discover now