18. Bölüm ♥Sen bittin küçük ceylan!♥

75.1K 2.1K 437
                                    

Boşluğa tutunmak. Bu zamana kadar acıya, kedere, ihanete, ölüme tutunduğum olmuştu. Defalarca kanadı içim. Defalarca öldüm dedim de ölmedim. Defalarca öldürüldüm.
Benim olanı da söküp aldıkları oldu içimden, benim olmayacağını adım gibi bildiğime de yandım. Fakat hayatımın hiçbir evresinde boş bir umut rüzgarı okşamamıştı saçlarımı. Hiçbir zaman içinde başka bir yangın olduğunu bildiğim bir kalbi öpmemiştim.
Yandı dudaklarım.
Öptüğüm yerlere su serpilmesini beklemek, yağmur duasına çıkmaktan beterdi. Olmayacaktı zaten.
Vaad edilmemiş bir kurtuluş bekledim.
Kurtarmayı da aynı zamanda.
Bir hayata dokunmak, bir acıya tutunmak, bir yüreğe sokulmak istedim.
Yıkılacak duvarları görmeme rağmen, elim boş gittim o yüreğe.
Bırak duvarları yıkmayı o duvarların gölgesinde dinlenemedim bile..

Ama şimdi duyduğum şey beni hem şaşırtmış hemde korkutmuştu. Bunu istiyor muydum yani onun olmayı? Tabii ki hayır. Bana yaşattığı şeyler az değildi. O benim ile evli iken başka bir kadın getirmişti bu eve, üstelik onun ile beraber bile olmuştu. Tamam onunla birlikte olup olmadığını bilmiyordum ama o kız onun sevgilisi idi. Beraber olma ihtimalleri vardı. Ve Murat beni sevmiyordu, peki ben onu seviyor muydum, bunun cevabını ben bile bilmiyorum. İçimde ona karşı bir duygu vardı ama bunun adı aşk mıydı yoksa mecburiyet mi bilmiyorum. Onun için bilmediğim biri ile beraber olmak istemiyordum. Onun karısı olabilmem için önce Murat'ın beni kendine inandırması ve sevmesi lazımdı. En önemlisi ise onu sevmem için elinden geleni yapması. Şu an bildiğim tek şey onunla birlikte olmak istemememdi. Yutkundum eğer ona istemediğimi söylesem bana zorla sahip olur muydu? Bu kadar düşer miydi diye çok korkuyordum. Gözlerimi onun ela gözlerinden çekmeden başımı iki yana sallamam ile Murat derin bir nefes verip zor da olsa yüzüne küçük bir tebessüm ekledi.

"Korkma, sen istemediğin sürece sana asla dokunmam." Dedikten sonra gözleri birden dudaklarıma kaydı ve orda durdu. Yutkundu ve zor da olsa gözlerini dudaklarımdan çekip gözlerime baktı ve konuşmasına devam etti.

"Ama o kadar güzelsin ki, sana dokunmamak için kendimi çok zor tutuyorum." Gözlerini gözlerimden çekti ve yataktan çıkıp hızlı adımlarla kapıya yaklaştı. Eli kapının kolunu tuttu ve beklemeye başladı. Ve birden kapı kolunu indirip odadan çıkıp kapıyı kapattı. Ben ise sadece arkasından bakakaldım, ne olmuştu az önce burada? Aklım bu olayları artık almıyordu milleti çözmekte çok zorlanıyordum. Yatağa geri uzanıp yorganı üstüme çektim ve
uyumaya çalıştım. Bugün benim için çok zor bir gündü. Acaba Murat, Yasemin ve Emre'ye ne yapacaktı? Onlar için sevinsem mi yoksa üzülsem mi bilemedim. İkisi de birbirlerinden kötüler idi.

Sabah güneşinin ışıkları yüzüme vurmasıyla gözlerimi zar zor açtım. Bir dakika boyunca etrafıma bakmaya başladım. Tam kendime gelmem ile yataktan doğrulup sırtımı yatağın başlığına koydum, esnememle elimi ağzıma koyup ağzımı kapatım. Elimi ağzımdan çektim ve yataktan kalkıp banyoya girdim. Kapıyı arkamdan kapatıp üstümdekileri çıkardım ve suyu ayarlayıp duşakabine girdim. Güzel bir duş aldıktan sonra kabinden çıktım. Saçlarımı havlu ile sarıp bornozumu giydim ve banyodan çıkıp odama girdiğim an Murat birden odama girdi. Karşı karşıya gelmemiz ile büyük bir çığlık attım. Murat da beni bornoz ile görünce. "Ha siktir." Diyip beni baştan aşağı süzdü, beni süzdüğünü anlayınca kaşlarımı çattıp Murat'a bakarak kızgın bir şekilde konuştum.

"Hemen çık odamdan!" Dediğim an yüzüne küçük bir tebessüm ekleyip bana doğru bir adım atıp konuşmaya başladı.

"Çıkarım çıkmasına da, benden niye utanıyorsun? Kocanım sonuçta."
Bu adamı öldürmek istiyorum. Bir de 'neden utanıyorsun kocanım sonuçta' demiyor mu, pis zampara ne olacak! Murat'ın gözlerinin içine bakarak sakin bir ses tonuyla konuşmaya başladım. Eğer bağrırsam inat yapıp çıkmazdı.

BERDEL  { TAMAMLANDI }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin