35. Bölüm •Belki seni seviyorumdur

31.9K 1.2K 210
                                    

4 ay sonra...

Biri olsun hayatınızda. Ama helal olan biri. Bir cafe, pastanen de ya da tenha bir köşede değil.. Dualarımızda buluştuğunuz biri. Ellerine dokunabildiğin değil, gönlüne dokunabildiğin. Biri olsun, Sana bir sen gibi, bir can gibi. Gözyaşlarında mendilin gibi. Suya muhtaçlığı gibi bir çiçeğin. Sırılsıklam olsan, dünyayı bakışlarında bulacağın biri. En güzel emanet olduğunu bilerek, Tebessümünde güneşi bulacağın, Masallarında uyutacağın.
Öylece bakakalacağın, hiç soru sormayacağın. Sorsan da cevabı kendinde bulacağın, edebinde kaybolacağın. Haramlarına dur olacak, Hayır duaları edeceğin. İşte öyle biri..

Karnımı okşuyordum bebeğimizi görmeye gittiğimiz günün üstünden tam üç ay geçmişti. Ara sıra Ayşegül doktorun yanına gidiyordum bebeğimizin sağlık durumu için. Çok şükür çok iyiydi, karnım çok az çıkmıştı. Üstelik hamilikten dolayı mı bilmiyorum ama iştahım çok açılmıştı ve ben durmadan bir şey yiyordum. Az da kilo almıştım ve bunu iki defa da dile getirmiştim Murat'ın yanında. "Kilo alırsam beni artık sevmezsin." Diye ağlamıştım hatta. Murat da bu dediğim şeyin üstüne gülmüş. "Hiçte bile, nasıl olursan ol ben seni hep beğenirim sevgilim. Sen her halinle güzelsin." Demişti hormonlardan mı bilmiyorum bu dediği şeyden sonra ben yine hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. O günleri hatırlayınca güldüm.
 
Hayat'a her şeyi anlatmamıza rağmen iki hafta boyunca bizimle konuşmadı aradığımızda bile açmamıştı. Bizde en son çare olarak bebeğimizin ultrason görüntüsünü ve kalp atışlarını ona atmış. "Yeğeninin bu güzel anlarını kaçıracak mısın hala ve teyzesi." Demiştik o da izledikten sonra soluğu bizim evde almıştı. Üstelik iki saat boyunca susmamış Emre’ye güvenmememiz gerektiğini söylüyordu. Oyun oynaya bilirmiş yada bir şeylerin peşinde. Aslında bende öyle düşünüyordum ama bir yandan da bebeğimi ve beni üstelik Murat'ı kurtardığı için ona minnettardım. Murat bu konu hakkında asla konuşmuyordu, sanki bildiği ve sustuğu bir şey vardı. Bende kaç defa ağzını aramaya çalıştım ama her defasında konuyu ya kapatıyor yada başka yere çekiyordu. Üstelik ne hikmetse Emre’yi iki defa yemeğe çağırmıştı, buna baya şaşırmıştım. Ama Emre İstanbul da olmadığı için gelememişti. Dediğim gibi ona sorduğumda "Bizi kurtardığı için adam akıllı teşekkür edememişti. Yani o öyle diyordu."
 
Elimi karnımdan çekmeden gülümsedim. Hastaneden çıktığımız an annemi aramış ve ona güzel haberi vermişti. O kadar mutlu olmuştu ki ses tonundan bile belli oluyordu. Onunla biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapatmış ve bu sefer de Murat'ın ailesini aramıştım. Cemile ana o kadar mutluydu ki biran evvel oraya gitmemizi istiyordu. Bende gitmek istediğimi söyledim ama Murat'ın halletmesi gereken işleri olduğu için hemen gidemeyeceğimizi söyledim.
Cemile anne ne kadar itiraz etseler de en sonunda kabul etmek zorunda kalmışlardı. Beni şaşırtan şey ise asla Erkektir inşallah diye tutturmamışlardı. Sağlıklı ve hayırlı evlat olsun yeter demişlerdi.

Kumandayı aldım ve televizyonu açtım.
Murat önemli bir toplantısı olduğu için  sabah erkenden evden çıkmıştı. Bende ondan sonra uyanmış güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra Murat'a biraz sahilde gidip oturacağımı mesaj yoluyla söylemiş ve evden çıktım. Şoförün açtığı arka koltuğa oturdum. Sahile gitmiş biraz bile olsa sahil havası almıştım. Bir saat oturmuş sonra da geri eve gelmiştim. Bir kanalda durduğunda kadın eriği tuzlayıp öyle bir yiyordu ki, insanın canının çekmemesi elde değildi. Ağızım acayip sulanmıştı. Kanalı hemen değiştirdim ama olmadı erik kafamın içinde hapsolmuş çıkmıyordu. Telefonumu hemen elime aldım ve "Diğer yarım ismine bastım. Telefonu kulağıma koydum bekledim, bekledim açmadı ve ben durmadan aralıklarda onu defalarca aramıştım.

Sinirden ayağa kalktım kaç defa aramıştım onu ama bey efendi tenezzül bile edip açmamıştı. Belki başıma kötü bir şey geldi ben buna o zaman da ulaşamazdım. Abartma Evin, evin önünde bir süsü koruma var, elbet biri seni duyardı. Dedi iç sesim tamam haklı olabilirdi ama onun da hemen aradığımda açması lazımdı.
Mutfağa girdim ve kendime bir bardak su doldurdum ve kana kana içtim. O kadının yediği erik hala aklımdaydı. Aslında dışardaki adamlara söylersem gidip alırlardı ama ben Hayatı arayıp ondan isteyecektim. Hiç olmasa buraya gelirdi. Eğer ki ben o eriği bugün yemezsem Allah korusun çocuğumun vücudun da kocaman bir erik lekesi çıka bilirdi.

BERDEL  { TAMAMLANDI }Where stories live. Discover now