17. Bölüm ♥Bu gece benim olmanı istiyorum♥

74.5K 2.2K 544
                                    



Dünya durmuştu sanki. Havada kuş sesi yoktu. Rüzgarın hafif esen sesi gelmiyordu. İnsanlarda yoktu. Dünya sessiz sakin, boş bir yer gibi olmuştu. Kanım donmuştu, nefes almak istiyordum ama ağzımı açamıyorum. Neden peki? Acaba ölmüş müydüm? Ondan dolayı mı böyle hissediyorum? Ben daha hayatı dilediğim kadar yaşamamıştım ki. Neden bu dünyada iyiler hep kaybedip ölüyordu. Bunu anlamıyordum. Ben böyle bir son hak etmedim. Hemde o kızın elinden, dünya bu kadar adaletsiz olmamalıydı. Bir yandan sevinmem lazım, değil miydi? Sonuçta kurban olduğum Allah'ıma kavuşmuştum. Artık herkesten kurtulmuştum tabii Murat ağadan da. Sahi, o ben öldüm diye üzülecek miydi? Yoksa mutlu olup hemen başka kızın yanında mı soluğu alacaktı? Sonuçta beni sevmiyordu ne yapmasını bekliyordum ki, tabii ki hemen başka kızın yanına gidecekti. Bunu düşünmek bile kalbimin sıkışmasına neden oluyordu. Saçma ama bunu düşünmek bile istemiyordum, hiç olmazsa bir insan tarafından sevilmek istiyordum.

"Benim olana dokunmayacaktın!"

Gelen ürkütücü erkek sesiyle gözlerimi açtım. Yasemin'in yanındaki adam vurulmuştu. Vuran kişiye bakmak için başımı sağa çevirmem ile Murat'ı
gördüm. Beni kurtarmaya gelmişti. Beni kurtaracağını biliyordum. Ama hemen bulamaz sandım. İlk kez yanıldım galiba, onu görmemle yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. O kadar mutlu olmuştum ki anlatamam, kim sebepsiz ve böyle saçma bir nedenden ölmek isterdi? Allah'ın verdiği canı Allah'tan başkası alamazdı. Tamam biri vesile olurdu o ölüme ama bu şekilde değil. Gelen ayak sesiyle Murat'a baktım. O
bize doğru yürürken arkasında on tane adamı da onu takip ediyordu. Yasemin bana doğrulttuğu silahı hâlâ indirmemişti. Ve şaşırmış bir yüz ifafesiyle Murat ağaya bakıyordu. Murat  Yasemin'in tam karşısında durdu ve belinde olan silahı çıkarıp Yasemin'e doğrultup demir kadar soğuk bir ses tonuyla konuştu.

"Benim olanı öldürmek ne lan!?" Dediği an deponun kapısından gelen bağırma sesiyle hepimiz oraya dönüp baktık.

"O senin değil! Ve hiçbir zaman da senin olmayacak!" Onu görmemle küçük bir şok geçirdim. Bu oydu, nasıl hemen bulmuştu ki burayı? İçeri girmesi ile arkasından sekiz adamı da onu takip ettiler. Emre, Yasemin'in sol tarafında durması ile adamları da durdu. Silahını çıkarıp Murat ağaya doğrultuğu an her ikisinin adamları da birbirine silah doğrultular. Bu nasıl iğrenç bir gündü böyle! Şu an bunun rüya olmasını çok istiyordum. Eğer rüya değilse birazdan burası kan çanağına dönecekti. İkisi de birbirlerine o kadar nefretle bakıyorlardı ki, her an silahlar patlayabilirdi. Korkmaya başlamıştım, eğer burda bir kişi bile ölürse benim yüzümden ölürdü. Bunu biliyordum ve bu vicdan azabı beni öldürürdü. Konuşmak için ağzımı açıyordum ama kelimeler çıkmıyordu. Dilim tutulmuştu sanki. Emre'nin sesiyle başımı çevirip ona baktım.

"Ooo Murat ağa da buradaymış. Seni gördüğüme bu kadar sevineceğimi bilmiyordum. Ağa!"
Dedikten sonra alayla gülmeye başladı. Murat elindeki Silahı sıktı, her an ateş edebilirdi. Çünkü Emre durmadan onun damarına basıyordu.

"Kes lan sesini! Yoksa buraya gömerim seni!" Diye kükremesi ile Emre gülmesini kesip kaşlarını çattı. Ve soğuk bir ses tonuyla konuştu.

"Kaşınıyorsun ağa! Şimdi şu adamlarını al, siktir git burdan. Sevdiğim kadının gözünün önünde kafana sıkmak istemiyorum!" Dediği an Murat sinirle derin bir nefes aldı. Yüzün de hiçbir mimik oynamıyordu. Bir şey düşünüyordu ama ne düşündüğünü anlayamıyorum. Yasemin'in sesiyle herkes ona baktı.

"Vay be Evin, iki tane adam burada ve senin için kavga ediyorlar. Anlamıyorum ya, gerçekten bak. Sende olan ama ben de olmayan ne?" Demesiyle Murat ağa Yasemin'e sert bir bakış attı. Yasemin'in bana doğrultuğu silaha baktı.

BERDEL  { TAMAMLANDI }Where stories live. Discover now