33. Bölüm ♥Kıskanıyorum lan seni kıskanıyorum♥

37.5K 1.3K 278
                                    


Bilirsiniz, bazen çok ağır gelir her şey.
Ufacık sorunlar gözümüzde çok büyür, dünyanın sonuymuş gibi hissettirir. İçindeki boşluk hissi ne yapsan da geçmez. Bir yük biner sanki omuzlarına, epey ağır bir yük. Altında ezilirsin. Anlamsız gelmeye başlar bazı şeyler. Her şey koca bir hiçmiş gibi hissedersin. Geçmiş ansızın çelme takar ayağına bir sokak başında ya da geleceğe dair umudunu yavaş yavaş yitirirsin. Dedim ya bazen çok ağır gelir her şey ve bil ki ben, öyle kolay üstesinden gelemiyorum artık.. çok görüyorlar yoruyorlar.

Ama şimdi üstümde çok büyük bir korku var ama öyle bir korku ki anlatamam size. Hani sevdiginiz insanı kaybetme korkusu oluyor ya? İşte öyle bir korku değil. Ya da canınızı almakla tehdit ediyorlar ya bu öyle de bir korku da değil. Evlat korkusu bu, çocuğunu kaybetme korkusu işte bu korkudan daha kötüsü yoktur. Ona hamile olduğumu öğrendiğimden beri onunla o an o kadar büyük ve güzel bir bağ kurmuştum ki, onu kaybetmekten deli gibi korkar olmuştum artık. Anne olanlar beni çok iyi anlar. Çünkü çocuklarının parmağına bir şey batsa onların canından can gider. Anne olmak kadar kutsal bir şey var mı? Tabii ki yok. Bende şimdi anne olacaktım ama o pislik onu benden alacağından bahsediyordu. Napacaktım ben şimdi, nasıl kurtulacaktım ondan? Bana kim yardım edecekti, kim kurtaracaktı beni onun elinden? Kafamda o kadar soru vardı ki ama cevabı yoktu maalesef.

Elim hala sımsıkı karnımdayken. Gözlerimi o iğrenç olan yüzünden çektim. Bir şey aradım küçük bile olsa kendimi ve bebeğimi kurtarmak için ama yoktu. Bu psikopat nasıl o kadar adamı atlatıp evin içine girmişti? Onu da es geçtim Murat neredeydi ona ne yapmıştı ? Korkuyordum, ya Murat'ı öldürmüşse! İşte bunun düşüncesi beni şu an yerle bir ediyordu. Zar zor gözüm onun elindeki silaha kaydı. Ben silaha silahın ucu da bebeğime bakıyordu. Bacaklarım o kadar güçsüz olmuşlardı ki artık beni taşımıyorlardı. Yavaş bir şekilde yere çöktüm ve ayaklarımı da karnıma dogru çektim. Ona zarar vermesin diye kendimce bir şey yapmaya çalışıyordum ama olmuyordu. Olmayacaktı da.
Bunların hepsi neden benim başıma geliyordu ki? O kadar bağırmıştım neden Allah'ın bir kulu sesimi duymuyordu? Gözlerimi silahtan çekip onun o iğrenç yüzüne baktım ve sinirle konuştum.

"Sen o kadar adamı nasıl atlatıp da buraya girdin acaba?" Yüzüne o iğrenç sırıtışını ekledi.

"Merak ediyor musun gerçekten." Dedi. Bu pisliğin sesini duymaya tahammülüm bile yoktu. Başımı salladım sadece çünkü zaman kazanmam lazımdı. Belki bir ümit onu alt etmenin bir yolunu bulurum diye düşündüm. Yerinden kıpırdamadan sağ elini kaldırdı ve çenesini ovduktan sonra derin bir nefes verdi. Sonra anlatmaya başladı. " Sakın katil olduğumu düşünme birtanem. Çünkü onları öldürmedim o kadar da vicdansız değilim." Büyük bir kahkaha attı. Gerçekten de bu ruh hastasıydı. " Bunu sakın unutma, herkes paranın kölesidir. İki kuruş için herkes herkesi satar. Ama en önemlisi de, en paragöz insanı seçeceksin. Seçeceksin ki senin dediklerini koşulsuz kabul etsin. Bende o adamları araştırdım ve dediklerimi para karşılığında kabul edecek birini buldum. O da yemeklere uyku ilacı kattı." Sustu elini ensesine koydu ve biraz ovduktan sonra konuşmasına devam etti. " Onları öldürmek istedim ama senin için yapmadım birtanem. Eğer yaparsam hapse girerdim ve sen bensiz kalacaktın ama ben seni bensiz bırakamazdım." Bu adamın ruh sağlığı yerinde değildi ve bu beni daha çok korkutuyordu.

"Peki Murat nerede ona ne yaptın?" Yüzündeki o gülümseme birden soldu. Saçlarını karıştırdı ve gözlerini benden çekip etrafa bakmaya başladı. Kekeleyerek. " Ona daha bir şey yapmadım. Çünkü ona daha çocuğunun nasıl ondan koparıp aldığımı izleteceğim. Sonra onu kendi ellerimle öldüreceğim!" Sona doğru sesi çok sert ve yüksek çıkmıştı. ' öldüreceğim ' kelimesini geçirdiği an sinirle kaşlarımı çattım ve nefretle ona baktım. " Eğer ona ve çocuğuma bir şey yaparsan seni öldürürüm! Sana yemin ederim ki seni yaşatmam Çetin!" Yanağımda ki yaşı sildikten sonra sinirle konuşmama devam ettim. Onun konuşmasına izin vermeden. "Ben anlamıyorum, sen beni iki veya üç defa gördün. Bu saplantılı şekilde olan aşkın nasıl oldu? İnsan iki defa gördüğü birine bu kadar hastalıklı derecede aşık olmaz." Dediğim an başını hemen iki yana salladı.

BERDEL  { TAMAMLANDI }Where stories live. Discover now