32. Bölüm ♡Ne olur onu da benden alma♡

37.3K 1.3K 272
                                    


Yoksun işte, kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi. Kirpikleri kırılan bi zamanın teninde, Ağrılı şiirler topluyorum gecelere şimdi.
Susuyorum artık derin derin ve sessizce soluyorum bir hazan yaprağı gibi. Oysa, ne kadar çok hasretim konuşmaya, anlatmaya, anlaşılmaya. Oysa, ne kadar çok istiyorum, tüm bedenimden söküp almanı yalnızlığımı, hicranımı bir tılsımla. Yüreğim kan revan, dikenler acımasız, ayaklarım kırık, Koşamıyorum artık doruklara, menzil uzak. Önce sen gel sevgilim solmadan resimler, şiirler sislenmeden.
İslenmeden geceler. Sonra ölüm gelsin. Yoksun işte, Kalbimin kuyusu en hazin sesle inliyor şimdi...

Titrek bir nefes verdim ve kapıdan çıkan doktora baktım. Kapının kapanma sesi geldiğinde gözlerimi Murat'ın gözleriyle birleştirdim. Ne düşüneceğimi şaşırmıştım artık. Canım yanıyordu ve canımı yakan insan ise şu an hiçbir şey olmamış gibi karşımdaydı. Ve üstelik bana dokunuyordu. Seviniyordu. Ben ne düşünecektim ne yapacaktım şimdi? Beni aldatan bir insanla nasıl aynı çatı altında yaşaya bilecektim? Karnımdaki onun çocuğunu da alıp nasıl tek başıma kaçıp gidecektim, nasıl boşanacaktım ondan?  Gözlerim buğulanmaya başlamıştı. Benim şu an Mutlu olmam lazımdı. Hamileydim! Bir çocuğum olacaktı, onunla... yani sevdiğim adamla.

Ellerimi kaldırıp onun yanağımda olan ellerinin üstüne ellerimi koydum ve elini ittim. Yutkunurken acıyan kurumuş boğazımı es geçtim ve ona sinirli, sert bir bakış attım. Bana dokunmasını istemiyordum.
Hem de hiç! Beni aldatan bir insan hangi hakla bana dokunabiliyordu? O pis ellerini nasıl bana süre biliyordu? Hayal kırıklığı ile bana bakıyordu. Asla gözlerini benim gözlerimden çekmiyordu. "Evin?" dedi acı dolu bir ses tonuyla. Konuşmak istiyordu ama dudakları açılıyor sonra geri kapanıyordu. Ben ise yüzünü görmeyi es geçtim sesini bile duymak istemiyordum. Onun sesini duymaya tahammülüm bile yoktu.

"Git burdan!? Senin şu an değil yüzünü, sesini duymaya bile tahammülüm yok." Yutkundu, gözlerini benden çekmeden, sessiz ve titrek bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"Evin-" Demesi ile konuşmasını yarıda keserek boğazım parçalanana kadar bağırmaya başladım.

"İstemiyorum Murat! Beni aldatan bir koca istemiyorum ben hayatımda!" Dediğim an birden elini bir hışımla saçlarına koyup çekiştirdi ve elini saçından çekip sinirle yumruk yapmış elini duvara sert bir şekilde vurdu. Sesinin tınısını yükselti.

"Aldatmadım amına koyayım! Aldatmadım." Sona doğru sesi kısık çıkmıştı. Elini duvara vurması ile gözlerimi sımsıkı kapattım. O an benim canım yanmıştı. Ben onun kendisine zarar vermesini istemiyordum ki. Onu o kadar çok seviyordum ki, kendine zarar verdiğinde sanki benim canım yanıyordu. Cebindeki telefonu çıkardı ve ela gözlerini benim siyah gözlerimle birleştirdi. Kurumuş dudaklarını diliyle ıslatıp iki adım attı ve yanıma yaklaştı, o bana doğru yaklaşınca ben iki adım geri gittim. Bunu anlamış olacak ki olduğu yerde sabit bir şekilde kaldı ve bana baktı. Gözlerindeki o hayal kırıklığı kendini o kadar belli ediyordu ki.

"Senin gözünde ben bu kadar mı güvenilmez bir adamım Evin?" Sustu, dudağını dişledikten sonra konuşmasına devam etti. "Seni anlıyorum, empati de kuruyorum. Belki ondan seni kınamıyorum ya da sana kızmıyorum. İlk başta sana o kadar kötü şeyler yaşattım ki, senin bunu düşünmen çok normal." Yine sustu. Herhalde kelimelerini düşünerek ve seçerek beni kırmadan söylemek istiyordu. Derin bir nefes verdi. "Ama ben değiştim Evin? Çünkü sana aşık oldum. Ben senin gözlerinin içine aşkla bakarken, sana bu kadar sadakatli olmuşken, sen... gerçekten nasıl bunu düşündün? Benim kocam bunu bana yapmaz niye demedin. Gördüğün iki saçma fotoğrafa nasıl kandın? Beni birden nasıl kurban seçtin sen?"

Gözlerimin içine bakıyordu bir şey dememi bekliyordu ama ben ne diyebilirdim ki? Gördüğüm fotoğraflar hâlâ gözümün önündeydi. Sağ gözümden bir damla yaş aktı. Ya Murat haklıysa, ben ne yapacaktım, nasıl özür diliyecektim ondan?

BERDEL  { TAMAMLANDI }Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin