40. Bölüm ♧Kaybetme korkusu♧

24.6K 934 217
                                    


Barış'ın ağzından...

Bu hayatta biriktirdiğim ne varsa hepsi sen de anlamlı. Mutluluk sen olunca kıymetli. Ask sen beni sevince güzel. Sabahları, sen yanım da olunca güzel. Geceleri sesine sarılınca güzel.
Sen benim ol, başka kimseyi istemiyorum. Sen bana gül, başka mutluluk istemiyorum. Sen beni sev, başka aşk istemiyorum. Ama sen gidersen, yaşama sevincim yok olur.
Avuçlarımın içindeki umutlar kaybolur. Çaresiz kalırım. Yorgun olurum. Bu sevgine muhtaç̧ ruhum bedenime ağır gelir. Beni bırakma, tek sen kaldın papatya ne olur, bende ki seni alma.
Kalbimdeki aşka dokunma..

Şaşkınlık... duyduğum şey ile tüm hücrelerime kadar hissettiğim tek duygu buydu şaşkınlık.
Bu anı belki günlerce. Hatta yıllarca beklemiştim. En olmadık zamanda, en olmadık şekilde gelmişti. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki, bir an soluğumu kesecek sandım. Mutluydum. Hemde o kadar mutluydum k, bu duyguyu anlatacak kelimeler yoktu belki. Ne yapacaktım ne diyecektim nasıl tepki verecektim bilmiyorum. Bildiğim tek şey bu kızı deli gibi sevdiğim idi. Onun gözlerinin içinde kaybolmak istedim onsuz olmak cehenemde olmak gibiydi.
Sen benim hep olmayacak bir duamdın, şimdi gerçek oldun be Hayat.

Onun da benden eksik kalır bir yanı yoktu. Benden cevap bekliyordu heycanla karım olmak istiyordu sadece benim olmak istediğini söylüyordu. Ah bir bilseydi benim bunu nasıl istediğimi. Yıllarca ona çaktırmadan onu karşılıksız sevmenin ne kadar zor olduğunu bilse bana hak verirdi. O bensiz bir gün bile idare etmezken ben onsuz bir hayata sadece onu tek taraflı severek yıllarımı vermiştim. Sonunda da aslında buna değmedini anladım o benim sevgimi ona olan zafımı hep kullandı ama ne kadar sevsem de buna izin vermiyecektim. Daha düne kadar Emre diyordu hangi ara bana aşık olmuştu ki.

Ona inanmak istiyordum az önceki dediği şeylere tüm kalbimle inanmak istiyordum ama inanamıyordum çünkü o kadar şey yaşamıştım ki. Onun tarafından o kadar darbe yemiştim ki inanasım gelmiyordu. Burdan hemen bir an evvel çıkıp gitmem lazımdı yoksa ona yine inanırdım beni kolaylıkla kandırmasına izin verirdim. Kendime bir daha bu haksızlığı yapamazdım. Onu incitmeden üstümden ittim ve ayağa kalktım. "Barış." Dedi çağresizce. Ona arkamı döndüm. Dudağımı dişlerimin arasına aldım ve dişledim gözlerimi kapattım. Beni kandırmasına manipüle etmesine izin vermiyecektim. Sinirle ona döndüm.

"Beni bir daha kandırmana izin vermiyeceğim Hayat! Anla artık, biz diye birşey yok. Ve hiç bir zaman da olmayacak." Bir adım atım ama durdum ona dönmeden son sözümü de söyledim. "Bizi sen bitirdin." Odadan çıktım onun konuşmasına bile izin vermeden. Arkamda onun çağresiz sesi geldi. "Barış ne olur bunu bize yapma. dur!" Durmadım çelik kapıyı da açıp evden çıktım ve hızlı adımlarla asansöre bindim. Arkamdan bana yetişmek için koşan Hayat'ı umursamadan.

Asansör durduğunda indim ve hızlı adımlarla apartmandan çıktım. Arabamın kapısını açtım ve şoför koltuğuna oturup kapımı kapattım.
Dikiz aynasından baktığım da Hayat apartmandan koşarak çıktı ve arabama doğru koştu. Gözlerimi aynadan çektim. Arabayı çalıştırdım, tam sürece iken gelen fıren sesiyle dona kaldım. Korkuyla gözlerimi dikiz aynasına yönlendirdim. İşte o an nefesim kesildi. Nefesin nasıl alındığını unuttum. Kalbime öyle bir bıçak saplandı ki, kimse onu ordan çekip çıkaramazdı.

Gözlerimden usulca akan yaşları umursamadan kapıyı açtım ve hızlı bir şekilde ona doğru koşmaya başladım. Sevdiğim kadın yerde hareketsiz bir şekilde yatıyordu sanki bir, bir ölü..sustum bunu kaldıramazdım bu kelimenin, cümlenin devamı getirirsen bende ölecekmişim gibi. Yere diz çöktüm ve iki elimi de yüzüne koydum.

"Hayat! Güzelim, ne olur aç gözlerini. Beni sensiz bırakma lütfen." Alnına dudaklarımı değdirdim ve hıçkırıklarla ağlamaya başladım. Arabadaki adam korkuyla indi ve yavaş adımlarla bize doğru geldi. Korkuyla konuşmaya başladı. "Birden önüme çıktı, nasıl olduğunu anlamadım bile." Bize doğru yaklaştı ve elini nabzına koydu ben korku dolu gözlerle adama bakarken adam da başını Hayat'an çekip bana baktı. "Yaşıyor." Dedi. Sesindeki korku kendini hala belli ediyordu. Bir kelime bana dünyaları vermişti sanki. Hemen kendimi toparladım. "Hemen arabayı çalıştır. Hastaneye gitmemiz lazım. Onun benden bu defa gitmesine izin vermemem."

BERDEL  { TAMAMLANDI }Where stories live. Discover now