"Siktiğimin okulunda kıyafet dışında başka kural bile yok ki!"

Sesim boş spor salonunda yankılanırken yeni gelen kız boğazını temizleyip konuştu.

"Sakin olmazsan hiçbir şeyi düzeltemezsin."

"Hiçbir halt değişmiyor! Kimse hiçbir şeyi umursamıyor. Sadece tuvalette sigara içme ya da kıyafet kuralı var. Siktiğimin derslerinden önce disiplin gelsin!"

Sinirle duvara vururken kızlar bir şey diyememişti. Berke beni tutup duvara ittirdiğinde sinirden gözüm dönmüştü.

"Burada öteceğine git düzeni yarat Alkın. En azından Dila'nın yanında ol!"

Parmağını sallarken onu kendimden ittirdim ve spor salonundan çıkıp soluğu rehberlik katında aldım.

Kapıya vurmak aklıma bile gelmezken içeride oturan çocuğu önemsemeden masaya doğru ilerledim ve çocuğa döndüm.

"Çık git yoksa sinirimi senden çıkaracağım."

"Alkın odama böyle giremezsin!"

Güldüm ve iki elimi de masasına dayayıp gözlerimi onun garip renkli gözlerine diktim. Çocuk çoktan toparlanıp kaçmıştı.

"Öğrencilerin biri ile dalga geçerken sorun yok, birbirlerini döverken sorun yok ben odaya dalınca sorun var. Bu gerçek sorun mu sence?"

Kaşları çatılırken ellerimi masaya vurdum ve sinirle doğrulup odanın içinde tur atmaya başladım. Aklım almıyordu. Her şey nasıl da bu kadar kötüleşebilirdi? Onu koruyacağıma söz vermişken daha da yıkıyordum sanki onu.

"Ne demek istiyorsun?"

"Siktiğim saçma evrak işlerinden kafanı kaldırıp gerçek bir rehber hocası olsan görürsün! Bu okulun kuralları mı var? Nah var. Anca kağıtta o kurallar. Birbirlerini öldürse öğrenciler en son sizin haberiniz olacak."

Yanıma yaklaşırken onu elimle durdurdum ve odanın içinde tur atmaya devam ettim.

"Tam olarak anlatacak mısın?"

"Dila bunalımdayken bir bok demeden yolladın kızı. Sen rehber öğretmeni değil misin? Böyle mi olunuyor? Okulda bir duyuru bile yapmadan, panoya bir şiddete hayır yazısı yazmadan mı olunuyor? Ne oldu biliyor musun? Dila'yı darp etmiş birkaç kız. Ama kimsenin haberi yok. Bedencinin umurunda değil. Sen de burada anca boktan evraklara imza at. Bu yüzden psikoloji okumak istiyorum. Sizin gibiler yerine yararlı olabilmek için!"

Daha konuşacaktım, izin vermedi. Şimdiye kadar hiç bu kadar büyük bir kavga etmemiştik. Ne ara karşıma dikildi ve o sonsuz sakinliğini ortadan kaldırıp suratıma bir tokat geçirdi bilmiyorum. Sadece cümlem bitti ve bum. Yanağım yana kaydı.

"İşte. Tam da bu. Çok güzel. O zaman bu pisliği kendi yolumla temizlerim. İster uzaklaştırma alayım, ister okuldan atılayım artık sizin kuramadığınız düzeni ben kuracağım."

Konuşmasına izin vermeden odasını terk ettim.

Dila'dan;

"Ov." Burnumu yıkarken canım cidden acıyordu. Ağlamamaya çalışsam da gözyaşlarım birer ikişer damla kaçıyordu yanağımdan.

Anonim: Yıldız TozuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin