5.5

24.5K 1.4K 851
                                    

"Bence şimdi bir kafeye oturup konuşalım. Neredeyse bir haftadır hiç buluşmadık."

Gökdeniz güzel bir fikir ortaya atsa da yerimde duramıyordum. Gitmem gerekiyordu.

"Benim bir işim var. Siz gidin isterseniz." Servis önümde durarken içeri girdim ve şoföre gelmeyeceğimi söyleyip tekrar indim.

"Ama sensiz olmaz ki minik fare."

Ayaz'a kinli kinli baktım. Fare ne ya? Hem de minik fare. Kalbimi çok kırdın.

"Ben olmadan önce nasıl takılıyorsanız yine takılabilirsiniz."

Berke duvara yaslanmış, sigarasını içiyordu. Evet arkadaşlar, sigara içiyorlar. Az önce fark ettim ben de. Berke, Gökdeniz ve Ayaz baya baya içiyorlar.

"Kanka bence biz de sana takılalım çünkü dedikodu yapamadık hiç."

Deniz bir koluma, Simge diğer koluma girerken erkeklere gülümsedim hafifçe.

"Pü, sat hep sen beni. Ben insan mıyım ki? Bir de Berke ile aldatmanın üstünden vakit bile geçmedi. Yazıklar olsun."

"Ben de seni seviyorum Bartucuğum. Hadi görüşürüz."

Onların yanından ayrılırken Alkın Berke'nin yanına geçti. Gülümseyerek onlara selam verdim ve kızlara döndüm.

"Ben bütün tenefüslerde araştırdım. Şimdi dövmeciye gidiyoruz."

İkisi aynı anda bağırdı. Sağır olacağım bu gidişte. Önce Alya sonra kızlar. Benim duyma yeteneğimi kıskanıyorlar.

"Ne dövmesi salak mısın?" Simge bana çatık kaşlarıyla bakarken gülümseyerek sağ kolumu ona çevirdim.

"Sağ kolumun arka kısmında bir yanık izi var. Geçmeyecek büyük ihtimal. Ben de kapansın diye dövme yaptıracağım."

Deniz yarım kol olan tişörtümün kolunu kıvırdı ve yanık ize baktı.

"Ama bu ay şeklinde. Dur bir dakika! Allah'ım feelsten gideceğim."

Güldüm sadece. Simge ise bıdır bıdır yakarıyordu. Pişman olacağım bir şeyi yapmamı istemiyordu ama benim içimde büyük bir istek oluşmuştu. Sanki Allah bilerek oramı yakmıştı. Dövmeyi yaptırmam için.

"Özlem teyze ağzına sıçacak." Dedi en sonunda Simge. Deniz kafasını Simge'ye doğru çevirdi. Gözünden kalpler fışkırdığına yemin edebilirim. Shiplerken Deniz gibi oluyor muyum acaba?

"Aşkından ay dövmesi yaptırıyor kanka. Bildiğin geleceğe yatırım yapıyor. Helal kız."

Güldük. Aslında komik değildi ama neyse. Bu dövmeyi Alkın için yaptırmıyordum aslında. Ebru hocanın dediği şey doğruydu. Bana mutlu bir anımı hatırlatan iki şey vardı. Biri yıldızlar, diğeri de ay. Her zaman ayı sevmiştim. Alkın olmadan önce de sonra da. Soyadının ay olması tamamen tesadüftü sadece.

Dövmecinin önüne geldiğimizde hafiften titriyordum. Acı eşiğim o kadar düşüktü ki ağdada bile ağlayabiliyordum. Bir iğneyi saniyede bilmem kaç defa derimin altına sokmalarında nasıl ağlamayacağım bilmiyorum.

İçerisi sandığım gibi karanlık değildi. Ama hayalimdeki gibi dövmeli ve iri bir adam karşıladı bizi. Bu adama bir şey olmadıysa bana hiç olmaz herhalde. Her yeri dövme yani. Yürüyen dövme.

"Hoşgeldiniz."

Hepimiz birbirimize baktık. Daha ne kadar 18'den küçük olduğumuzu belli edeceğiz hiç bilmiyorum.

"Merhaba. Siz dövme yapıyor musunuz?"

Dövmeci olduğuna göre kesin yapmıyorlardır Dila. Çok mükemmel sorular bunlar.

Anonim: Yıldız TozuΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα