5.0

25.2K 1.3K 559
                                    

"Kutu kutu pense, elmayı yerse, arkadaşım Dila arkasını dönerse!"

Ana okuluna düşmüş bir Dila'ydım resmen. Berk ve Alya mükemmel anlaşmış, bize bir sürü oyun oynatmışlardı. Şimdi de kutu kutu pense oynuyorduk.

"Ben arkamı dönmem," diye mızıkçılık yaptım. Karşımda, kardeşi ve Berk'in arasına giren Alkın hemen yakarmaya başladı.

"Mızıkçı Dila, mızıkçı Dila."

Ana okulunda olsaydık onu beslenme çantamla döverdim. Ama ana okulunda değiliz, bu yüzden ayağımla vurabilirim.

Ayağımı ona salladım ve bacağına sert bir tekme geçirdim. Bükülürken sırıtıyordum. Hiç acımadım valla. Oh olsun ona. Hem halıyı batırıyor, hem de bana mızıkçı diyor. Oldu paşam.

"Hadi hadi." Alya beni zorlar ters döndürdüğünde ağlamak istiyordum. Bir daha onları çağırmayacağım ya. Başıma bela aldım resmen.

Saatlerdir koşturuyoruz ama yorulmuyorlar. Yorulmak ne biliyorlar mı hiçbir fikrim yok.

"Kutu kutu pense, elmayı yerse, arkadaşım Alkın arkasını dönse!"

Alya'yla Alkın plan mı yaptı acaba? Bütün oyunlarda bizi bir araya getirip oyunu bitiriyorlar da. Bak yine kuşkulandım.

"Sıkıkdım ben." Alya elimi bırakıp Alkın'ın elini tutmamı sağladı. Ardından Berk'in elini tuttu.

Alkın önce el ele tutuşmamızın şaşkınlığını yaşadı ardından minik kardeşinin bir erkeğin elini tutması şaşkınlığını yaşadı.

Bu arada biz hiç el ele tutuşmamışız ya. Ne büyük kayıp. Kutu kutu pense oynarken el ele tutuşan ilk eski çift olabiliriz.

Elimi kurtardım ve saçlarıma daldırıp karıştırdım. Alkın bana bir bakış atıp kardeşinin yanına gitti.

"Aaa ne cürret? Nasıl el ele tutuşursunuz?" Ellerini ayırırken gülmemek için dudağımı ısırıyordum.

"Uf olan elim." Berk'e güldüm istemsizce. Ya çok tatlı bir şey. Gelecekte çok değerlenecek bu. Sarışın mavi gözlü yani nasıl değerlenmesin ki?

"Dans yarışması yapalım! Di mi Berk?" Alya Berk'i dürtüklerken Berk Alya'ya katılmak zorunda kaldı. Yavrucak ne derse yapıyor zaten.

Bu da demek oluyor ki... HANIMCILIK KAZANACAK.

Asla Berk ve Alya'yı shiplemedim. Asla...

Bunu Alkın duysa kesinlikle felaketler olurdu. Ama nerden duyacak ki?

"Benim ayağım ağrıyor." Diye eğilip ayağımı ovuşturdum. Yalan değildi valla ağrıyordu. Hem büyük ihtimal çiftleri de Alkın, ben; Berk ve Alya diye ayıracaklardı. Boşu boşuna kaos çıkmasın.

"Hayır! Oynayacaksın!" Alya'nın sesi kulağımı parçalarken ciddi anlamda kulak burun boğaza gitmem gerekecekti. Masrafları Ay ailesine kakalarım artık.

Beleşçi Dila iş başında.

Alya beni dürtüklerken zorlukla doğruldum ve baygın bakışlarımla onu izledim. Benim içim yaşlanmış ya. Bizim zamanımızda bu kadar koşturmuyorduk sanki.

Ya da cidden yaşlandın.

Üzücü...

"Tamam... oynarım ama bu son oyun tamam mı?"

Alya el çırparken Berk de onu taklit etti. Berk'in yanağından bir makas alırken Alkın'ın bakışlarıyla ona döndüm. Bu da küçük çocuğu ne kıskandı be.

Anonim: Yıldız TozuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin