Zil sesi ile dikkatimi dağıttım. Ağlamamak için gözlerimi bile açmamıştım. Şimdi ise kapımda olabilirdi. Ya cidden oysa?

Yavaş adımlarla kapıya ilerledim ve delikten baktım. O değildi ama bu da felaket sayılırdı. Çünkü herkes kapıdaydı. O hariç herkes.

Kapıyı açtığımda Bartu birden üzerime atladı.

"Oyş kankaların en güzeli de buradaymış. Özlettin kız."

"Özleyeceğin bir Dila olmayacak." Dedim boğuk çıkan sesimle. Bartu yapmacık bir şaşkınlıkla bana baktı.

"Ziyarete geldik biz de hep beraber işte."

Gökdeniz'e garip bir bakış attım. Yaşıyor muydu bu ya? En son ne zaman gördüm onu bile unuttum. Neyse, ben yaşamıyorum sanırım.

"Geçin içeri." Kapıdan ayrıldığımda hepsi içeri geçti. En son Berke kapıda kalınca kaşlarımı kaldırdım.

"Sen neden bekliyorsun? Geçsene." İçeri girip kapıyı kapattı ve bana hafifçe eğildi.

"Alkın'la ayrılmışsınız. Alkın cidden çok pişman."

"Son pişmanlık fayda etmez, Berke."

Berke derin bir nefes alıp sessizce konuştu.

"Sana attığı ses kayıtlarını dinle. Ondan sonra ne düşünürsen düşün ama kardeşimi üzme daha fazla."

Kaşlarımı çattım. Kardeşi üzülmesin istiyordu ama ben de insandım. Benim de duygularım vardı ve kırılmıştı.

"Alkın nasıl üzülüyorsa ben de üzülüyorum Berke. Bunca yıl onun yüzünden ne kadar üzüldüğümün farkında mısın? Düşünsene platonik olduğun kız sana hakaret eden mesaj atıyor. Sonra onun ileride sevgilinin attığını öğreniyorsun. Tebrik mi edersin?"

"Bencillik yapıyorsun. O mesajı attıktan sonra pişman olmuş. Bir kere dinlesen onu anlayacaksın."

Zorla kendi düşüncesini bana geçirmeye çalışması sinirimi hoplatıyordu. Birini zorla sevemez, zorla affedemezsiniz. Ama insanlar bunu anlamıyordu. Alkın ile konuşsam daha da büyük kavgalar olacaktı. Durulmama bile izin vermiyorlardı.

"Bu yaptığım bencillikse, en büyük bencil o. Çünkü kendini düşünürken kaç kişiyi kırmış. Git bunları da ona yetiştir. Ve bir daha bizim ilişkimize burun sokma, Berke."

"Nankörsün Dila. Alkın olmasaydı başında kim bilir daha nasıl bela olacaktı. Ama sen hala inatlaşıyorsun."

Derin bir nefes alıp elime kapıyı gösterdim.

"Berke git buradan! Nankörün evinde olma o zaman!"

Berke yüzünü buruşturup kapıyı açtı ve kapatmadan beni yıkacak o kelimeleri söyledi.

"Keşke seni değil de başkasını sevseymiş."

Ve kapıyı suratıma kapattı.

🌟🌟🌟

"Bugün bir minnoşun doğum günü." Berke'nin olaylı gidişinden sonra bir süre kimseden çıt çıtmamıştı. Öylece yeni sildiğim parkeye bakıyordum Bartu konuşana kadar.

Anonim: Yıldız TozuWhere stories live. Discover now