"Dikkatli ol." Arkamdan seslenirken kapıdan ona baktım.

"Hastanedeyiz şşt." Güldü. Kapıyı kapattığımda odanın dışında olan sandalyelerde oturan ailesini görmek beni istemsizce gerdi. Kadının çocuğu içeride ama ben varım diye giremiyor.

"Alkın'a bir şey mi oldu? İyi mi?" Kadın hemen yanıma geldiğinde gözlerimi kırpıştırdım.

"Hiçbir şey olmadı. İyi Alkın. Sadece... uyanık kalmakta sorunumuz var. Şimdi acıktık da... bir şeyler alacaktım."

Kadın derin bir nefes alarak gülümsedi.

"Kapalıdır ki her yer."

"Şu makinede ne varsa ondan yeriz." dedim çekine çekine. Kadın eve gidip yemek bile yapabilirdi bizim için. Öyle bir bakıyordu ki bana sanki bunu istediğimi belirten bir hareket yapsam koşarak giderdi.

"O abur cuburlarla mı doyacak karnınız? Gidip evden bir şeyler getirelim."

Bak. Kadının içini okudum resmen. Bunu istemem için mavi ve yeşilin büyüleyici buluşması olan gözlerini gözlerime dikmiş bakıyordu. Bunu istemem için her şeyi yapacak gibi duruyordu.

Ama ben iyi biriyim. Şu abur cuburlardan yiyebilirim. Görgüsüz olmayacağım.

"Hiç gerek yok. Boşuna gitmeyin o kadar." Kadın ellerimi tuttu ve gülümsedi.

"Oğlum ve sevdiği kız için gidip hemen getiririm. İtiraz istemiyorum. Zaten ev buraya yakın."

"Ama-"

"Aması yok. Faruk, hadi gidelim." İkisi beni orada yapayalnız bırakırken şaşkınca gidişlerini izliyordum.

Alkın kesinlikle annesine çekmişti. Baksana... kadın sırf karnımız doysun diye evden yemek almaya gitti. Ne iyi biri ya.

Odaya boş elle döndüğümde Alkın kesinlikle hayal kırıklığına uğramıştı. Yüzü bir anda düştü anonimciğimin. Boş ellerime baktı öylece. Yazık ya o da acıkmış.

"Makine kapalı falan mıydı?"

"Annen efsane biri. Bunu biliyor olmalısın."

Bir şeyleri yerine oturtmuş olacak ki yüzü aydınlandı. Güldü ve tekrardan beni yanına çekti.

"Annem abur cuburlardan pek haz etmez. Ve aç kalmamıza dayanamamıştır. Ah Ebru sultan ah."

Güldü. Adının Ebru olduğunu öğrendim sonunda. Ölene kadar adını bilmeyeceğimi düşünmüştüm oysa ki. Artık Ebru teyze diyebilirim kadına.

"Klişe bir şey söyleyeceğim ama annen aşırı genç. Ablan gibi duruyor." Gülümseyerek bana baktı.

"Annem aşırı titizdir bu konularda. Yaşlanmak istemez. Estetik falan yaptırmadı ama. Sadece kendine iyi bakıyor."

Yanaklarındaki gamzeye sen benimsin bakışı attım. Keşke benim de gamzem olsaydı of.

"Hı, anladım." deyip elimi yanağına oradan da gamzesine getirdim ve yavaşça okşadım. Karnım aç ve çığlıklar atıyor ama gözüm daha aç. Kocaman bir gamze görüp gözlerimi doyurmam lazım.

Gamzesini okşadım ki daha çok gülsün sonra daha büyük bir gamze göreyim. Ama o beklediğim tepkinin tam tersini gerçekleştirdi. Gerilmiş ifadesi gamzesini tutarken elimi çektim.

"Ne oldu?"

Yutkundu ve tekrardan gülümsedi.

"Hiç. Aslında... gamzemden huylanıyorum da ondan şey oldu işte." Elimi tekrardan gamzesine getireceğim sıra yüz ifadesini düz tutmaya çalıştı ki bu gamzesini yok ediyor.

Anonim: Yıldız TozuWhere stories live. Discover now