"Alya bak meyve suyu var. İç bakayım." Minicik elleriyle saçlarını ittirdi ve meyve suyundan içti.

Kahvaltıyı hallettiğimizde Alya eve gitmek istediğini söyleyip yakardığı için annelerinin kaldığı yazlıklarına gittik. Babası iş için buraya çok geliyormuş. Bu yüzden burada da bir evleri varmış.

"Çizgi film izlemek istiyorum." Televizyonu açtım ve kanalları gezmeye başladım. Pepee ile karşılaşınca durdum.

"Bebek miyim ben ya? Bana düzgün çizgi film aç."

"Eee... Tamam." Diyecek bir cevabım yoktu. Kanalları gezerken bilmediğim uğur böcekli kostümü olan kızla karşılaştım.

"Bu güzel. Bak şu abime benziyor." Sarı saçlı bir çocuğu gösterirken gülümsedim.

"Gözü mavi olsaymış aynı abinmiş." Alkın telefonla konuşmak için başka bir odaya gitmişti. Ben de bu minnak ile baş başa kalmıştım.

"Abimi seviyor musun? Ben çok seviyorum çünkü benimle oyun oynuyor ve her istediğimi yapmaya çalışıyor." Bir yandan çizgi filmi izlerken diğer yandan da bana sorular soruyordu. Çizgi film beni de sarmıştı. Zaten çizgi film izlemeyi severdim. Artık bunu da izlerim.

"Abin çok iyi biri. Onu tabii ki seviyorum."

Bakışlarını bana çevirdi ve parmağını salladı. O parmağını her an gözüme sokabilirdi.

"En çok ben seviyorum." Güldüm ve çekinerek yanağını sıktım. Ama bir tepki vermedi. Isırmasını bekliyordum nedensizce. Küçücük kızdan amma korktum ya.

"Tamam, en çok sen seviyorsun." Anlaşmamızı beğenmiş olacak ki elini uzattı.

"O zaman abimi sevmene izin veriyorum." Küçük elini tuttum ve hafifçe sallayıp öptüm. Gülümsedikten sonra bir anda kalktı ve Alkın'a seslenerek koşturmaya başladı.

"Abi! Abi! Evcilik oynayalım." Arkasından giderken Alkın'ın pantolonunu çekelediğini gördüm. Alkın telefona bir şeyler deyip kapattı.

"Sen evciliği sevmezsin ki."

"Hayır, seviyorum bir kere!" Kollarını birleştirdi ve suratını buruşturdu.

"Tamam. Oynayalım o zaman. Sen anne ol. Biz de çocukların." Alkın Alya'ya doğru eğildi. Alya ise bir anda bağırdı ki sıçradım yerimde.

Bu boyla nasıl çocuk olacak onu hiç bilmiyorum. Hadi neyse ben olurum da dağ gibi çocuk yani. Bence ağaç olabilir.

"Ben anne olmam! Ben çocuk olacağım." Etrafımızda dönmeye başladığında bakışlarımı Alkın'a çevirdim.

"Biz mi anne olalım?" Güldüm istemsizce. İkimiz de anne olalım diyordu ya. Salak bu çocuk.

"Sen baba ol. Dila abla da anne." Bakışlarımı Alkın'a çevirdim. 'Valla ben demedim' dermiş gibi bakıyordu. Gülümsedim.

On yedinci yaş günümde evcilik oynamadım da demem artık.

"Anne anne ben acıktım." Bacağıma yapıştı ve alttan alttan bakmaya başlamıştı. Benim zamanımda evcilikte sahte yemek yapardık. Şimdi de öyle mi acaba?

Anonim: Yıldız TozuWhere stories live. Discover now