"Tamam. Çabuk ol," diye uyardım. Su gülümsedi. Gülüşünde kötü şeyler sezmem iyi bir şeyi ifade etmiyordu değil mi?

"Bir şey duydum da... Sen... Cem'e mi aşıksın? Bizim Cem'e." Arkadan büyük bir gülüşme daha kulağıma geldi. Derin nefesler alırken Su'ya yaklaştım.

"Sen! Sen aldın değil mi?" Şaşkınca bana bakıyordu. Sinirle kolunu tuttum ve sarstım.

"Söylesene! Sen aldın değil mi?"

"Ne? Neyden bahsediyorsun?" Kolunu daha sıkı tutarken o çekmeye çalışıyordu ama gözüm dönmüştü bir kere.

"Telefondan bahsediyorum. Lavabodaki telefondan." Kaşlarını çattı ve kolunu kurtardı.

"Görkem'in telefonundan sana ne acaba? Yoksa şimdi ki hedefin Görkem mi oldu?" Su sahte bir şaşkınlık ile ağzını kapattı ama ben cidden şaşkındım.

Kafamı Görkem'e doğru çevirdiğimde gülüyordu. Oydu... anonim oydu. Ya da son attığı mesajlar onundu...

Su'yu orada bırakıp ayaklandım. Görkem'e karşı ilk defa bu kadar kinli hissediyordum kendimi.

Tam önünde dururken başını kaldırıp bana baktı ve telefonu uzattı. Evet, banyoda bıraktığım telefon buydu. Yutkundum.

Ama beklemediğim bir hareketlilik oldu. Alkın beni hafifçe ittirdi ve Görkem'in yakasına yapıştı. Hafif itmesi bile beni kızların önüne düşürmeye yetmişti. Ellerim kuma gelirken sesini duyabiliyordum.

"Piç! Ne yaptın lan sen?"

Görkem güldü. Kızlardan biri çığlık attı. Sanırım adı Ceren'di.

Derin nefes alırken ellerimdeki kumu temizledim ve başımı kaldırıp onlara baktım.

"Ne oldu Alkın bey? Ana kuzusu olmaktan ne zaman vazgeçtin?" Görkem Alkın'ı ittirdi ve yakasını düzeltirken konuştu. Alkın'ı ise ilk defa bu kadar sert görüyordum. Anonim olayında bile bu kadar sert değildi.

"Orospu çocukluğu yaptığından beri." Sert bir yumruk Görkem'in yüzünün tam ortasına inerken irkildim.

Erkekler toplaştığı için buradan fazla bir şey göremiyordum. Ama ayıramadıkları bir kavgaya dönüştüğü aşikârdı. Polislik bile olabilirlerdi.

Bir anda saçımda bir el hissettim ve kafamı yukarı kaldırdım. Su'ydu.

"Hepsi senin suçun! Herkesi sen birbirine düşürdün. Mutlu musun ha?" Saçımı çekerken kollarına yapıştım. Amacım ellerini çekmek ve bir kavgayı başlamadan bitirmekti ama olmadı.

"Lan sen kime dokunuyorsun?" Deniz kıza pat diye dalınca Su yana düştü. Haliyle ben de onunla gittim. Saçımı bırakırken saç köklerimin acısını daha iyi hisseder olmuştum.

Onlar da kavga ederken şoka girmiş gibi bakıyordum. İki yanımda büyük kavgalar oluyordu ve Deniz'in daha önce dövdüğü kız yani Ceren de Deniz'in üstüne atlamak üzereydi.

Simge bir anda Ceren'i yakaladı ve saldırıya geçti. Ne yapacağımı şaşırmış etrafa bakıyordum. Bir tarafımda küfürler uçuşurken diğer tarafımda saçlar uçuşuyordu.

Titreyen ellerimle yapacağım en saçma şeyi yapıp Çağkan'ı aradım. Neyse ki ilk çalışta açtı.

"Çağkan... sahile gelin. Lütfen soru sorma. Çünkü büyük bir kavganın ortasında kaldım."

"Ne?"

"Konumu atıyorum. Lütfen hızlı olun. Anca siz ayırırsınız." Telefonu suratına kapattım ve konumu attım.

Su Deniz'in saçına yapışırken benim de boş durmamam gerektiği aklıma geldi. Su'yun ellerini tuttum ve biraz tırmaladım. Ama istemeden oldu.

"Deniz! Yeter. Lütfen." Deniz'i kaldırmaya çalışsam da Su'ya yumruk atmakla uğraşıyordu. Su pertti ama bırakmıyordu.

Simge ise Ceren'in altında kalmıştı. Deniz bir anda Su'yu bıraktı.

"Sarı kola yedim seni!" Ne demek istediğini anlamasam da Ceren'e yapıştı ve Simge'yi kurtardı.

Onu asla ayıramazdım. Bu yüzden erkeklerin yanına gitmeye karar verdim. Onların kavgası daha da büyümüştü. İki grup oluşmuştu birinde Alkın, Ayaz, Gökdeniz, Bartu. Diğeri ise Görkem, Oğuz, okuldan Cenk ve Alper. Evet, Berke ise Alkın ve Görkem'i ayırmaya çalışıyordu. Alper içlerinde en iri olanıydı ve Bartu'yu tost yapmak üzereydi.

"Alkın!" diye bağırdım. Alkın bana bakarken Görkem ani bir atak yaptı ve yere düştüler. Elim ağzıma giderken yüzlerinin kan olduğunu görmek midemi alt üst etmişti. Sanki burnuma kan kokusu geliyordu.

Alkın'a vurulan her yumruk sanki bana geliyor gibi acı çekerken Görkem'in tepesine atladım.

"Bırak!" Kafasına vururken her an bayılabilirdim.

"Lan! Ne olmuş buraya amına koyayım." Şafak'ın sesini duyarken Görkem beni fırlattı resmen. Yere tekrar mecburi iniş yaparken bu sefer ki cidden sertti.

En iyisi bayılmış gibi yapayım. Belki dururlar.

Hop, bayıldım. Yani onlar öyle sanıyor. Tabii biri beni takarsa.

Çağkan'dan mükemmel küfürler duydum. Gözlerimi hafifçe araladım çünkü saçım yüzüme geldiği için fazla dikkat çekmem.

Görkem'i tutmuş bir köşeye itiyordu. Alkın ağzını silerken yüzünden akan kanlar cidden bayılmama sebep olabilirdi.

Diğer tarafta Ayaz'ı ayıran bir Doruk görüyordum. Erkekler ayrılmıştı sanırım. Sadece hafif küfür sesleri geliyordu. Peki... Deniz'i kim ayıracak? O kısım biraz karışık.

"Doruk! Ay kendime mükemmel kanka buldum. Kız iki kişiye saldırmış ve tırnağı bile kırılmamış." Tanımadığım bir kız Doruk'a seslenirken bahsettiği kişinin Deniz olduğuna emindim.

"Biraz öyleyim ya. Sen de mi böyleydin?" Deniz'in sesi kulağıma geldi. Doruk ve bilmediğim kız güldü.

"Lisede az dövmedim yelloz. Hiç pişman değilim valla. Gebersin kaşarlar."

Yanımda bir hareketlilik oldu bu yüzden gözümü kapattım.

"Dila?" Alkın'ın sesi kulağımda yankılanırken kavga bittiği için bayılma numaramı bırakmaya karar  verdim ve hemen doğruldum.

"Salaksın biliyorsun değil mi? Her tarafın kan olmuş. Salak." Yüzüne çemkirirken şaşkınca bana bakıyordu. Ama yüzü berbat olmuş. Her yeri kan ve midemi hissetmiyorum bunun yüzünden.

"Alkın... ben bayılmadan yüzünü temizleyelim yoksa hastaneye gitmemiz gerekecek."

Gülümsedi. Dudağından akan kan midemi ağzıma getiriyordu az kalsın.

Bugün, hayatımda ilk defa böyle bir kavga görmüştüm ve söylemek gerekirse uzaktan izlemek gibi değilmiş. Korkunçtu. Aşırı korkunç.

🌟🌟🌟

Kavga sahnesi yazdım ve rahatladım.

Görkem ibnedir. Aksini iddia eden daha da ibnedir. Tşk.

Medya; Su. Masum görünümlü yelloz biraz.

Öptüm ❤

Anonim: Yıldız TozuOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz