2.2 (Ara Bölüm)

Start from the beginning
                                    

Ayaz'ın üstünden Dila'yı çekeledim ve kulağına konuştum. Ayaz'ın bacakları da bu açıdan iyice seksi ha. Neyse, kolumu o mükemmel bacaklarına yerleştirdim.

"Ne halt yediniz bakalım? Anlat hadi." Dila nefes nefese bana bakarken moralinin düştüğünü fark ettim. Ay kötü şeyler geliyor hissediyorum.

"Alkın ile Su yukarıda işi pişiriyormuş. Biraz bastım gibi oldu."

"NE?"

Herkes bana bakarken ben aldırmadan hakkım olan dedikodu için Ayaz'ın diğer tarafına geçtim. O güzel bacaklardan ayrılmak üzücü ama dedikodu için değer.

"Nasıl olur ya? Olamaz öyle bir şey? Sen yanlış anlamışsındır."

Dila başını iki yana salladı ve ellerine odaklanıp anlatmaya başladı. Kıza o kadar Alkın dedim ki kız Alkın için üzülmeye başladı valla. Ay shipime bir şeyler oluyor sanırım.

"Su kötüydü sonra tuvalete girdi. Ardından Alkın ile karşılaştım ama üstü çıplak. Şaşkınca baktım ama 'sen burada beni bekle' deyip Su'yun yanına gitti. İşi pişiriyorlarmış işte."

Kaşlarımı çatıp düşündüm. Benim tanıdığım Alkın öyle bir şey yapmazdı. Hem Dila'yı severken neden Su cadalozunu odaya atsın ki?

"Olmaz öyle bir şey. Hem... hani anonimi seviyordun sen?" Sinsice güldüm ama o ağzıma bir tane geçirdi.

"Anonimi sevmiyorum, hoşlanıyorum. Alkın'ı da basmış gibi olunca garip oldu. Yoksa işim olmaz. Hem o benim arkadaşım!"

"Aynen, aynen arkadaşın. İnandım, tamam, tamam inandım ben." Dila gözünü devirirken göz kırpıp onu sinir ediyordum.

İyi insan lafın üstüne gelirmiş. Alkın geldi ve Dila'nın karşısına oturdu. Bir şeyler anlatıyordu sanki gözüyle.

"Hadi şişe çevirmece. Geçen sefer yarım kalmıştı." Alkın, elindeki bira şişesini bir kere kafasına dikti ve bitirdi. Ayaz'ı dürttüm.

"Alkın'da bir haller mi var?"

"Yok bir şey meleğim. Oynayalım mı?" Bize bakan sarı kola varken tabii ki oynayacaktım. Belki kankalarım bakışlarımdan anlar da onu dövdürürdü bana. Dövmek için bahaneye ihtiyacım yok ama her türlü döveceğim.

"Deli misin tabii ki oynuyoruz." Güldü ve yanağımı öptü. Sarı kola gebersin. Ayaz'ın öpüşleri mükemmel bu arada. Bu detayı bilmeseniz de olurdu ama neyse.

Ayaz ve Alkın kaslı kolları ile ortadaki koca sehpayı kenara çektiler. Tam da evlenmelik insanlar. Boşuna o gece yanlarına gitmedim ya. Gözlerinden anladım ben bir şeyler olacağını.

"Kurallar ne?" Soruyu soran kumral kızdı. Bizim dışımızda dört kız daha vardı. Biri Su ki Alkın'a kaçamak bakışlar attığı için onu da yolmak istiyorum. Biri sarı kola ki adını öğrenmek bile istemiyorum. Biri esmer bir çıtır. O da Berke'ye mi sulanıyor ne. Aman bana ne ondan.

"Aşırı ileri gitmemek dışında her şey serbest." Alkın şişeyi ortaya koydu ve çevirdi. Çarkıfelek izlerken ile bu kadar heyecanlanmadım ya ben. Umarım şu sarı kolayı dövmemi isterler. Nolur, nolur, nolur.

Şişe durduğunda bakışlarım Berke ile Görkem'in arasında gelip gitti. Soruyu soran Berke, cevaplayan Görkem'di. İğrenti ile Ayaz'a sindim. Ayaz'a bakınca iğrenti falan kalmadı tabii ki.

"Doğruluk mu cesaretlik mi?"

Görkem güldü ki çok itici. Bu çocuğu nasıl seviyorlar bilmiyorum. Her bir yanından iticilik akıyor. Ardından sırıtarak Berke'ye baktı.

Anonim: Yıldız TozuWhere stories live. Discover now