32.Bölüm(Bana yalan söyleme.)

18.8K 777 47
                                    

Aslında bölüm başına pek yazar notu düşmüyoruz yazsakta kısa yazıyoruz ama bu sefer özel bir nedenimiz var. İlk önce biz hikayeyi iki kişi yazıyoruz  :)) Şimdi gelelim bu seferin önemine gün içinde gelen ikinci bölümümüz sizlere teşekkürümüzün bir göstergesi =)) Bugün yüz bin olduk :))) Hikayeyi yazmaya karar verdiğimizde tutulacağından bile emin değildik ama sizlerin yorumlarını okudukça daha heyecanla yazmaya başladık :)) Baştan beri yanımızda olan Rüyalarımın Hırsızı ailemize(yani hepinize :D) destekleriniz ve bizi yalnız bırakmadığınız  için teşekkür ederiz. Hepinizi çok seviyoruz umarım hikayeyi sevmeye devam edersiniz : )

İyi okumalar…

Kahvaltımı yaparken diğer öğrenciler normal olarak 15 tatilin ne çabuk geçtiğini, bense Poyraz'ın dün nerede olduğunu düşünüyordum. Ona karşı en ufak bir şüphem yoktu ama benden bir şeyler saklaması hiç hoş değildi.

''Poyraz.''

''Efendim hayatım.''

''Şey.''

''Dün nerede olduğumu soracaksan söyleyemem kaktüsüm.''

''Neden?''

''Benim diğer halimi gördün Rüya. O halimden seni uzakta tutmaya çalışıyorum.''

''Ama benden sır saklıyorsun.''

''Senden sakladığım bir şey yok.''

''Peki o zaman dün neredeydin?''

Tam ağzını açmış bir şey söyleyecekken, telefonunun çalması sustu. Arayan kişi kimdi bilmiyorum ama Poyraz'ın çok sinirli bir hali vardı. Bir süre dinledikten sonra dediği tek şey tamam oldu telefonun diğer ucundakine. Kapattıktan sonra bir süre düşüncelere daldı. Sonra onu izlediğimi farkedince bana döndü ve gülümsedi burukça. Sert ama bulutlu yeşil gözleri vardı şimdi tıpkı ilk onu gördüğüm andaki gibi.

''Kim aradı diye sormayı düşünmüyor musun?''

''Hayır. Nasıl olsa söylemeyeceksin.''

''Oynamada ye şu kahvaltını. İpincecik kaldın. Bir kaktüsden zayıfsındır.''

Ona ne kadar sinirli olsamda beni söylediği sözlerle güldürmeyi başarmıştı.

''Bana küçüklük fotoğraflarını göstersene Poyraz.''

''Gülmeyeceğine söz verirsen neden olmasın?''

''Tutamayacağım sözler vermek istemiyorum bebeğim.''

''Bebeğim mi? Hiç sevmedim bu takma adı başka bir şey bul öyle göstereyim.''

''Öküze kızmıyorsun da bebeğime mi kızıyorsun. Alemsin sen? Ne desem? Hımm. Evimin direği nasıl? Veya yiğidim.''

''Gel buraya kızıl kedi gel.''

Beraber gülüşerek sofrayı topladıkdan sonra Poyraz albümünü getirirken koltukta iyice yayılmış onu bekliyordum.

''İlk sayfa benim küçüklük fotoğraflarımla başlıyor. Bu benim üç yaşındaki halim.''

''İnanmıyorum şimdiye kadar gördüğüm en tatlı çocuksun sen.''

''İleride bizim çocuklarımız olunca bu görüşün değişebilir dünyanın en güzel karısı.''

''Poyrazz!!''

''Ne var karım değil misin? Konuşurum konuşmam. En az beş çocuk istiyorum ben.''

''Beş mi? Delirdin mi sen ben nasıl bakarım beş çocuğa''

Rüyalarımın Hırsızı (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now